Eğitim Sen yarıyıl raporunu açıkladı

Eğitim Sen, "2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı 1. Yarıyılında Eğitimin Durumu" başlıklı raporu düzenlediği basın toplantısı ile duyurdu.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 21 Ocak 2022
  • 17:45

Eğitim Sen, “2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı 1. Yarıyılında Eğitimin Durumu” başlıklı raporu Ankara’da bulunan genel merkezde düzenlediği basın toplantısı ile duyurdu. Eğitim Sen Genel Başkanı Prof. Dr. Nejla Kurul’un açıkladığı raporda, Covid-19 salgının eğitim-öğretime olumsuz etkilerinin sürdüğü belirtilerek şunlar ifade edildi:

“Bununla birlikte eğitimin niteliğinde yaşanan gerilemenin sürmesi, son yıllarda belirgin şekilde artan eğitimde ticarileşme ve eğitimi dinselleştirme uygulamaları, okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin sürmesi, kalabalık sınıflar sorunu, ikili öğretim, taşımalı eğitim, çocuk ve gençlerin dini cemaat ve vakıfların kreşlerine ve yurtlarına yönlendirilmesi, çocuklara yönelik taciz ve istismar vakalarının artması, mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik ve ücretli öğretmenlik uygulamasının sürmesi, ataması yapılmayan öğretmenler sorunu vb. gibi çok sayıda sorun eğitim sisteminin belli başlı sorunları olarak geçtiğimiz öğretim yılında da varlığını sürdürmüştür.”

Okullarda ayrımcılık

Siyasi iktidarın eğitim alanında, uzun süredir kendi siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda attığı adımların öğrenciler, öğretmenler ve aileleri doğrudan etkilediğine dikkat çeken Kurul, yakıcı sorunları şu şekilde aktardı:

“Çocuklar eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanamamakta, çocuk yaşta evlenmenin önüne geçen adımlar atılmamaktadır. Yoksul, emekçi ailelerin çocukları başta olmak üzere kız çocukları ve kırsal kesimde yaşayan çocuklar açısından eğitime erişim konusunda ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Bölgesel, cinsel, sınıfsal vb. eşitsizlikler, anadilinde eğitim gibi en temel sorunlar iktidarın çözmek bir yana daha da derinleştirdiği sorunlar olarak varlığını sürdürmektedir.”

Eğitimde ayrımcılığa dikkat çeken Kurul, eğitim sisteminin egemen ideolojinin yoğun baskısı ve denetimi altında olduğunu, ders kitaplarındaki tekçi anlayışın farklı inanç, kimlik ve mezhepleri yok saydığını, onları ve taleplerini görmezden gelmeyi ısrarla sürdürdüğünü belirtti.

Eğitime erişimde hak ihlalleri

Kurul şu şekilde devam etti:

Türkiye’de çeşitli nedenlerle eğitime erişimde, kız çocukları, mülteci çocuklar, anadili farklı olan çocuklar, engelli çocuklar ve geçici koruma altındaki çocukların dezavantajları günden güne artarak devam etmektedir. Türkiye’de milyonlarca çocuk ve gencin eğitim hakkından eşit koşullarda yararlanmasını engelleyen, Covid-19 salgını koşullarında gerekli önlemleri almayarak milyonlarca çocuk ve gencimizin eğitime erişim hakkını ihlal eden uygulamaların ısrarla uygulanması dikkat çekicidir.”

Raporda öne çıkan başlıklar şu şekilde:

-Yüz yüze eğitime geçiş sürecinde gerekli önlemler alınmamıştır.

-Türkiye’de çocuklar ve hakları açık tehdit altındadır.

-MEB ve yatırım bütçesi zorunlu ihtiyaçları karşılamaktan uzaktır.

-MEB okullaşma politikasını siyasi hedeflere göre belirlemekten vazgeçmelidir.

-Özel öğretime desteğe son verilmeli, kamusal eğitim politikaları benimsenmelidir.

-Eğitimde diyanet-dini vakıf ve derneklerin kuşatması sürmektedir. 

-20. Milli Eğitim Şurası çocukların sağlıklı gelişimine aykırı kararlar almıştır.

-MEB, eğitim sistemini protokollerle yönetmekten vazgeçmelidir

-Haklarımızı ve taleplerimizi içermeyen bir meslek kanunu istemiyoruz.

-Hukuksuz KHK ihraçları sorunu hala çözüm beklemektedir.

-Eğitimde güvencesiz istihdam ve atamalarda mülakat ısrarına son verilmelidir.

“Mücadeleyi sürdüreceğiz!”

 Eğitim sisteminde yıllardır yaşanan ve katlanarak artan sorunlar, MEB’in eğitimin yapısal sorunlarına yönelik somut ve çözüme dayalı politikalar geliştirmek gibi bir amacının olmadığını göstermektedir” diyen Kurul son olarak şunları kaydetti:

“Eğitim sisteminde yaşanan sorunların ülkedeki ekonomik, toplumsal ve siyasal alanda yaşanan gelişmelerden ayrı ve bağımsız olmadığı açıktır. Eğitim Sen, her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, okul öncesinden üniversiteye kadar bilimin ve laikliğin değil, milliyetçiliğin, ayrımcılığın ve inanç sömürüsünün referans alındığı bir eğitim sisteminde kamusal, bilimsel, demokratik, laik ve anadilinde eğitim hakkı için mücadelesini kesintisiz sürdürmeye kararlıdır.”