Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), yeni eğitim öğretim yılına ilişkin sendikanın Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, 2022-2023 yılına dair eğitim durumuna ilişkin sendikanın hazırladığı rapor açıklandı.
Toplantıda konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Nejla Kurul, bir yıldır eğitim ve öğretim sorunlarına ilişkin Mili Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) randevu almaya çalıştıklarını ancak görüşme sağlayamadıklarını ifade etti.
Yıllardır okulların fiziki altyapı ve donanım eksikliklerinin giderilmediğine dikkat çekilen raporda “Türkiye’de eğitim sistemi uzun süredir ciddi sorunlarla karşı karşıya bırakılırken, eğitimin temel sorunlarına yönelik çözümsüzlük politikaları bizzat iktidar ve MEB eliyle yapılan yasal düzenlemeler ve fiili dayatmalar eşliğinde sürdürülmektedir”denildi.
Eğitim sorununun, ekonomik krizden sonra halkın en önemli ve öncelikli gündemi olduğu vurgulanan raporda, ülkedeki etnik, dilsel, kültürel ve inanç çeşitliliğinin eğitim programlarında yer almamasına, dezavantajlı çocukların eğitime erişiminde yaşanan sorunlara, eğitim sistemi içindeki sınıfsal eşitsizliğin derinleşmesine değinildi.
“Eğitim harcamaları el yakıyor”
Eğitim harcamalarının büyük ölçüde velilerin üstüne yıkıldığına dikkat çekilen raporda şu bilgilere yer verildi:
“2022-2023 eğitim öğretim yılı başlarken veliler;
-İlkokul 1. Sınıfa başlayacak bir öğrenci için zorunlu ihtiyaçlara 2.840 TL ödemek durumundadır.
-Ortaokula başlayacak bir öğrenci için zorunlu ihtiyaçlara 3.180 TL ödemek durumundadır.
-Liseye başlayacak bir öğrenci için zorunlu ihtiyaçlara 3.270 TL ödemek durumundadır.”
Kırtasiye harcamalarının en az iki kat artmasına değinilen raporda “Bir yıl önce ilkokula başlayan bir öğrenci için en ucuz zincir marketlerde 234 TL’ye alınan kırtasiye malzemeleri bugün en az 3 kat artışla 710 TL’ye alınabilmektedir”diye belirtildi.
Eğitim ve öğretimde öne çıkan en önemli sorunlardan bir diğerinin öğrencilerin okullardaki beslenme sorunu olduğu vurgulanan raporda, çocukların temel besin maddelerine ulaşamadığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Sağlıklı beslenme alışkanlığının çocukların sadece büyüme ve gelişiminde değil, okul başarısı üzerinde de son derece etkili olduğu bilinmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerin dikkat süreleri kısalmakta, algılamaları azalmakta, zaman zaman öğrenme güçlüğü ve davranış bozuklukları gelişebilmekte ve benzeri nedenlerden dolayı okul başarıları düşebilmektedir.”
Raporun devamında eğitimde yaşanan ticarileşme ve özelleştirme uygulamalarına, eğitimin dini kural ve referanslara göre biçimlendirilmesine, okul terki ve devamsızlığı sorununa, barınma sorununa, okullaşma politikasının siyasi hedeflere göre belirlenmesine, köy okullarındaki hazırlıksızlık gibi pek çok soruna değildi.
“Sorunlar her yıl katlanarak artıyor”
Raporun sonuç bölümünde ise şu ifadelere yer verildi:
“Türkiye’nin eğitim sistemi, çocuklar ve gençler için okurken mutlu, gelecekleri için umutlu olacakları bir eğitim ortamı sunmaktan çok uzaktır. Her yıl katlanarak artan ve kalıcı çözüm beklenen eğitim sorunlarıyla başlayan yeni eğitim yılı öncesinde ne öğrencilerin ne velilerin ne de eğitim emekçilerinin beklentilerinin karşılandığını söylemek mümkündür.
Her geçen gün daha fazla piyasa ilişkileri içine çekilen, her adımın paralı hale geldiği bir eğitim sisteminde öğrencilerin, velilerin ve eğitim emekçilerinin taleplerini gerçekleştirmenin tek yolu, herkesin eğitim hakkından eşit koşullarda ve parasız olarak yararlanmasının sağlanmasıdır. Ancak bu temel koşulun sağlanması için eğitim harcamalarının devlet tarafından karşılanması yeterli değildir. Okullarda verilen eğitimin içerik bakımından dini değil, bilimsel esaslara dayalı olması, eğitimin demokratik bir yapıda örgütlenmesi, gerçek anlamda laik, özgürlükçü ve herkesin kendi anadilinde eğitim görebildiği bir yapıda olması gerekmektedir.”