HDP İzmir İl Örgütü binasında Deniz Poyraz'ı katleden Onur Gencer'in yargılandığı davanın 5'nci duruşması, İzmir 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma salonunda jandarma ve polis saldırdı ve dava Şakran’a taşındı.

Avukatlara engelleme

Basın açıklamasının ardından duruşma salonuna geçildi. Duruşmaya Poyraz ailesi, HDP vekilleri ve yöneticileri ile Türkiye'nin pek çok yerinden gelen avukat, demokratik kitle örgütü temsilcisi, baro yöneticileri ve insan hakları savunucuları katıldı.

Mahkeme Başkanı bir önceki duruşmada alınan, vekaletname dışında yetki belgesi olan avukatların savunma alanında bulunamayacağı şeklindeki kararı hatırlattı. Deniz Poyraz’ın avukatları ise bu karara uymayacaklarını söyledi, yetki belgesiyle savunma yapma haklarının olduğunu ifade ederek karara tepki gösterdi.

Duruşma salonuna biber gazı sıkıldı

Salona girişler esnasında avukatlar ile özel güvenlik, polis ve jandarma arasında tartışma yaşandı.  Jandarmanın avukat ve izleyicilere saldırması üzerine duruşmaya ara verildi.

Duruşma salonuna biber gazı sıkılmasına rağmen avukatlar ve izleyiciler sıkılan biber gazına rağmen duruşma salonundan ayrılmayacaklarını dile getirdiler.

Balıkesir Cezaevi'nde tutuklu bulunan Deniz Poyraz’ın kardeşi Kamuran Payroz’ın salona getirilmesi sırasında bir jandarma Poyraz’a şiddet uygulaması sonrasında duruşmaya ara veridi.

Dava Şakran’a alındı

Dava “güvenlik” gerekçesi ile ertelenerek davanın devamındaki duruşmalarının Şakran Cezaevi Kampüsü’nde bulunan duruşma salonunda yapılmasına karar verildi. Deniz Poyraz’ın vekilleri bu karar ile dosyanın kaçırılmaya çalışıldığını belirterek nereye götürülürse götürülsün davayı takip etmeye devam edeceklerini belirttiler.

***

HDP, duruşma öncesi adliye önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada konuşan HDP Sözcüsü Ebru Günay, katliamın ilk gününden itibaren katillerin korunduğunu ve gizlendiğini söyledi. Hakikatin ortaya çıkması için mücadele etmesi gereken mahkeme heyetinin tavrının ortada olduğunu vurgulayan Günay şöyle devam etti:

“Deniz’in katilleri ortaya çıksaydı, hesap vermiş, gerekli tedbirler alınmış olsaydı bugün Nagihan arkadaşımız bir suikastla yaşamını yitirmeyecekti. Bu iktidar örgütlenen kadından korkuyor, özgürleşmek için mücadele eden kadından korkuyor. Bunun için tam bir kadın kırım politikasıyla saldırıyor. Jîna’yi katleden zihniyet ile Nagihan Akarsel ve Deniz Poyraz’ı katleden zihniyet aynı zihniyettir. Erkek akıl ve Kürt ve kadın düşmanı akıldır. Nagihan’a ve İran’a saçını bayraklaştıran kadınlara sözümüzdür, biz bu topraklara barışı ve kadın renginin hayata geçmesi için elimizden geleni yapacağız. İranlı kadınların da söylediği gibi Jin, jiyan, azadî bu topraklarda özgürlüğün sesi ve nefesidir. Ant olsun ki bu katiller herkese ve kadınlara, halklara hesap verecekler. Biz bunu direnişimiz ve mücadelemizle sağlayacağız."