Hapishanelerde darp, işkence, kelepçeli muayene, çıplak arama, tekli hücreye konulma, kitap ve gazete erişimine getirilen kısıtlamalar gibi birçok hak ihlali yaşanıyor.
Hak ihlallerinin yoğun olarak yaşandığı ve son zamanlarda artış gösteren hapishanelerden biri de Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi. Özgürlük için Hukukçular Derneği Cezaevi Komisyonu Üyesi ve MED Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) yöneticisi Avukat Yusuf Çakas, 6 Eylül’de Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutsaklarla yaptığı görüşmeler sonucunda gözlemlediği hak ihlallerini anlattı. Mezopotamya Ajansı’nda yer alan habere göre Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi’nde bulunan tutsakların son zamanlarda derneklerine çok sayıda ihlal başvurunda bulunduğunu aktaran Çakas, konuyla ilgili Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na mektuplar yazıldığını, ancak bu sorunların görmezden gelindiğini söyledi. Çakas, Diyarbakır Kadın Kapalı Hapishanesi’nde, çift kelepçe uygulaması, koğuşlarda kamera, keyfi soruşturmalar, cezaevi girişinde çıplak aramaların yapılması gibi ihlaller yaşandığını ve bunlara karşı herhangi bir muhatabın olmadığını kaydetti.
Çift kelepçe uygulaması
Yaşanan temel sorunların başında çift kelepçe uygulamasının geldiğini dile getiren Çakas şunları ifade etti:
“Çift kelepçe nedir? Hastane veya cezaevi dışına yapılan sevklerde, tutuklu ve hükümlülerin eline bir kelepçe takılıyor. Diğer bir kelepçe ise başka bir ele takılıp, kelepçenin diğer ucu askerin eline takılıyor. Pandemi koşullarında, böylesi güvenlik tedbirlerinin olduğu bir cezaevinde, ikinci bir kelepçenin takılıp bu şekilde tutuklu ve hükümlülerin hastaneye götürülmesi, kabul edilebilir değil. Çift kelepçe uygulaması olduğu sürece, tutuklu ve hükümlüler hastaneye gidemeyecekler. Sağlık hakkı ihlali beraberinde yaşam hakkı ihlalini doğuracaktır. Bu haliyle çift kelepçe uygulamasının gerçekten hukuki bir izahı olmadığını değerlendiriyoruz.”
“Tuvalet ve banyoya kamera”
Hapishanede tuvalet ve banyo gibi özel yaşam alanlarına güvenlik kameraları konulduğu iddia eden Çakas, “Bilindiği üzere Diyarbakır Kadın Kapalı Cezaevi yüksek güvenlikli bir cezaevi. Her alanda infaz koruma memurları ve açık alanlarda birçok kamera var. Tutuklu ve hükümlüler, yaşam alanlarını özellikle tuvalet ve banyoları görecek şekilde birçok güvenlik kamerası olduğunu aktardı. Bu uygulamayla tutuklu ve hükümlülerin özel yaşamları ihlal edilmiştir. Kişinin cezaevinde olması, onun sadece seyahat etme özgürlüğünü elinden alır. Özel yaşam hakkı, sağlık hakkı, giyinme hakkı ve diğer özel hakların hiçbiri, tutuklu ve hükümlünün elinden alınamaz. Güvenlik gerekçesiyle tuvalet ve banyoları görecek şekilde kameraların olması hem bizleri hem de tutuklu ve hükümlüleri ciddi anlamda rahatsız etmiş durumdadır” diye belirtti.
Çıplak arama
Hapishane girişinde çıplak arama uygulamasının sürdüğünü sözlerine ekleyen Çakas, “Çıplak arama dayatılan kişilerinde biri müvekkilim Eylem Oyunlu’ydu. 10 günlük bebeği ve 2 yaşındaki çocuğuyla cezaevine girerken, insanlık onurunu ayaklar altına alacak şekilde çıplak aramaya tabi tutulmuş. Bunlar ciddi anlamda rahatsızlık yaratıyor. Çünkü zaten gözaltı süreci geçirmiş, dışarıda her türlü aramaya tabi tutulmuş birinin, asker denetimde cezaevine getirildiği zaman bu düzeyde çıplak aramaya maruz bırakılması hem hukuken hem de insanlık onuru açısından izah edilemez” diye konuştu.
Keyfi uygulamalar
Covid-19 pandemisiyle keyfi uygulamaların arttığına dikkati çeken Çakas, şunları söyledi:
“Her türlü tartışmanın disiplin soruşturmalarıyla sonuçlandığını, disiplin soruşturmalarıyla infazların yakıldığı uygulamalarla karşı karşıya kalıyoruz. Keyfiyet, beraberinde hukuksuzluğu getirir. Nerede keyfiyet varsa, orada hukuksuzluk vardır. Cezaevinde daha önce görüştüğüm bir tutuklu, gardiyanların kendisine ‘Kürtçe şarkı söylüyorsun. Söylemeyin size tutanak tutarız’ dediğini aktarmıştı. Bu keyfi uygulamaların göstergesi.”
Çakas, hapishanede kalan tutukluların muhatap bulma noktasında yaşadıkları sıkıntılara değinerek, “Çift kelepçe uygulaması, kamera uygulaması, keyfi soruşturmalar, cezaevinde girişinde çıplak aramalar, muhatap bulamama” sorunlarının bir an önce çözülmesini gerektiğini belirterek, kamuoyuna duyarlılık çağrısı yaptı.