Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Sur içine hava girmiyor” diye top atışlarıyla yıkılan 250 metre uzunluğundaki surlar ve Dağkapı’nın yeniden inşa edileceğini açıklamıştı. TMMOB, projenin yapılacağı yerde basın açıklaması gerçekleştirdi. “Sur tarihin izleriyle mirastır” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, TMMOB İKK Sekreteri Doğan Hatun şunları ifade etti:
“Son yıllarda artarak yaygınlaşan tarihi ve kültürel miras alanlarının tahribatı ve belki de katliamları, tüm bu medeniyet izlerinin silinmesinin kimliksizleştirme ve talan politikasının uygulamaları olduğu ortadadır. Bu zihniyetin yaygınlaşması, geliştirilmesi, farklılıkları yok sayan, kendine yontan ve her alanı ranta çeviren mevcut iktidar düzeninin zihniyetidir.”
Diyarbakır Valisi ile Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum tarafından açıklanan proje için “Akıllara durgunluk veren, bilimden uzak talihsiz bir açıklamadır” diyen Hatun, şunları söyledi:
“Diyarbakır Kalesi’nin 1930 yılında yine bir vali eliyle bilimden ve gerçeklikten uzak yaklaşımlarla yıktırılmış olması iktidar ve gücün kullanılma biçiminin ifadesidir. Ve şimdilerde tarihi kentin geçiş noktası olan Dağkapı Meydanından geçtiği bilinen kalıntısı dahi kalmamış olan sur duvarlarının yeniden inşa edileceği açıklanmıştır. 1930 yılında yıkımla gerçekleşen durum tarihi yapıya ne kadar zarar vermiş ise bu gün aynı yerin yeniden inşa edileceği mantığı ikinci kez bu tarihi yapıya aynı derecede zararı verecektir diyoruz. Bu sebepledir ki sur duvarlarının yeniden inşa edileceği beyanın olabilirliği bizlerde ciddi endişeler yaratmıştır. Var olanı en sade ve doğru biçimiyle korumak asıl hedef olmalıdır. Bu yeniden inşa çalışmaları süresince Dünya Mirası olan Diyarbakır Surlarının tahrip edilmeden yapılabilmesinin mümkün olmadığını biliyoruz. Diyarbakır Surları dünyanın özgün ortak mirasıdır, Surların özgünlüğü valilerin kişisel tatminleri uğruna zarar verilemeyecek kadar önem arz etmektedir. Yapılacak herhangi bir yanlış uygulama surların tarihi ve evrensel değerine zarar verecektir diye tekrar üstüne basa basa ifade ediyoruz.”
Diyarbakır surlarının restorasyon projesine dikkat çeken Hatun, “Surların hala ayakta kalan kısımlarında ciddi restorasyon çalışmalarına ihtiyaç duyulduğu kuşkusuzdur. Ancak tarihi varlıkların rölöve, restitüsyon ve restorasyon çalışmalarının bilimsel temellere dayandırılması ve kültür varlığına olumsuz etkilerine mahal vermemek adına; aceleci bir yaklaşımla, eksiklikleri olan, sürekli ve yeterli denetim yapılmayan uygulamaların yürütülmemesi açısından yapılacak restorasyon uygulamaları şeffaf, denetlenebilir olmalıdır diyoruz” dedi.
2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesine kaydedilen “Diyarbakır Kalesi ve Kültürel Peyzaj Alanı”nın insanlığın ortak mirası olduğunu kaydeden Hatun, “Geçmişten günümüze gelen bu miras, üzerindeki izlerle korunarak geleceğe aktarılabilmelidir. Bu sebeple valilerin hayali projelerine değil Surları olduğu gibi koruyacak ve geleceğe aktaracak projelere ihtiyacımız vardır. Diyarbakır surları ortak hafızamız, ortak mirasımızdır. Surlarımıza çakılacak her çivinin takipçisi olacağımızı buradan tekrar kamuoyuna duyuruyoruz” diye konuştu.