Diyarbakır Barosu’ndan Kürt aileye saldırıya dair açıklama

Diyarbakır Barosu, Federe Kürdistanlı Kareem ailesinin Kürt olmalarından kaynaklı uğradıkları saldırıyı protesto etti.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 17 Mayıs 2021
  • 15:50

Diyarbakır Barosu, Federe Kürdistan Bölgesi'nden Mersin'e gelen Muştaq Mahmood Kareem’in saldırıya uğramasına dair hazırladığı raporu açıkladı.

Baro adli yardım hizmet binasında yapılan basın toplantısında Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren konuştu. Diyarbakır Barosu Yönetim Kurulu üyeleri, İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şubesi, Özgürlük için Hukukçular (ÖHD) Derneği Mersin Şubesi ve Mazlum-Der Adana Şubesi’nden yönetici ve avukatlar ile yapılan incelemeleri aktaran Eren şunları ifade etti:

"Başının arka kısmına taş ile vurulduğunu, yere düştükten sonra bariyerlere tutunduğunu, saldırganların kendisini uçurumdan atmak istediklerini, yeterince Türkçe bilmemesi ve baygınlık geçirmesi nedeniyle kendisine yönelik tehdit ve hakaretlerden sadece ‘Burası Anadolu toprağı burası Türkiye sen bizim topraklarımızda ne yaptığını sanıyorsun’ cümlesini anladığını, diğer söylenenleri anlamadığı belirtti."

Polis kayıtlarında saldırının ‘maddi hasarlı bir trafik kazası’ olarak kaydedildiğini belirten Eren Kareem’e polisin ‘niye geldiniz’ diye sorduğunu ifade etti.

Eren, hazırladıkları raporun sonuçlarını şöyle sıraladı:

 “* Mağdurların ırkçı söylemler ve fiziki saldırıya maruz kaldıkları,

 * Mağdurların Irak Federal Kürt Bölgesinden ve Kürt olmalarından dolayı nefret suçuna maruz kaldıkları,

 * Adli kolluk olarak görevli bulunmayan Anamur İlçe Emniyet Müdürü, Kaymakamı ve polis yetkililerinin adil yargılamayı etkilemeye teşebbüste bulunulması, mağdurla görev ve yetkileri dışında olunmasına karşın görüşme, telkin ve yönlendirme bulunulması hususunda adli ve idari soruşturma yürütülmesi,

 * Nefret suçu ve siyasi saiklerle farklı kimliklere yönelen tehdit ve hakaretlere ilişkin TCK’nın 122. Maddesi değiştirilmek kaydıyla, yasal mevzuatın oluşturulması,

 * Türkiye’nin ulusal ve taraf olduğu uluslararası yükümlüklerine tam ve eksiksiz olarak uyması, bu konuda yargı ve idari mercilerin belirtilen hususlara riayet etmesi gerekir.”