Cumartesi Anneleri 867. Hafta eyleminde Dargeçit Kayıpları’nın akıbetini sordu. İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri sosyal medya hesabından gerçekleştirdikleri açıklamada ilk sözü Sebla Arcan aldı.
İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Sebla Arcan şunları ifade etti:
“26 yıl önce Mardin Dargeçit’te gözaltına alınarak kaybedilen 3’ü çocuk 7 Dargeçit’li ve uzman çavuş Bilal Batırır için adalet istiyoruz.”
Ardından aynı operasyon kapsamında 11 yaşındayken gözaltına alınan Hazni Doğan söz alarak 1995 yılında yaşanan polis-asker-korucu baskınını ve sonraki süreci anlatarak, çok sayıda tanık ve delil olmasına rağmen kimsenin tutuklu yargılanmadığını belirtti.
12 yaşında iken gözaltında kaybedilen Davut Altınkaynak’ın annesi ve babası “katillerin peşini bırakmayacağız. Ölünceye kadar vazgeçmeyeceğiz. Katiller cezalandırılana kadar peşindeyiz” diye konuştu. Dosyanın avukatı Erdal Kuzu “mahkemeler karar vermek istemiyor. Delillerin karartılmasına göz yumuyorlar” diyerek dava sürecini aktardı. Cumartesi Anneleri adına basın açıklamasını okuyan İHD Mardin Şubesi Eş Başkanı Av. Gülistan Duran Dargeçit Kayıpları’na ilişkin şunları hatırlattı:
“29 Ekim – 8 Kasım 1995 tarihleri arasında Mardin/ Dargeçit’te ağır silahlı askerler ve korucular tarafından yapılan ev baskınlarında çok sayıda kişi gözaltına alındı. Dört çocuk, iki lise öğrencisi ve iki kadının da aralarında olduğu bu kişiler Dargeçit Jandarma Taburuna götürüldü. Gözaltında tutulanlardan bazıları bir süre sonra serbest bırakıldı. Ancak 12 yaşındaki Davut Altunkaynak, 13 yaşındaki Seyhan Doğan, 16 yaşındaki Nedim Akyön, 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan, 20 yaşındaki Abdurrahman Olcay, 21 yaşındaki Abdurrahman Coşkun ve 57 yaşındaki Süleyman Seyhan için “Sorgu sonrası serbest bırakıldılar, dağa gitmişler” cevabı verildi. Olaydan 4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu. Seyhan’ın bulunmasından iki gün sonra da onun bulunduğu yer hakkında ailesine bilgi verdiği ve taburda yaşananları üst makamlara aktarma potansiyeli taşıdığı gerekçesiyle Dargeçit Jandarma Taburunda görevli uzman çavuş Bilal Batırır da kaybedildi.”
Duran yargılanma sürecini şu şekilde anlattı:
“Ailelerin, İnsan Hakları Derneği’nin yoğun çabası sonucunda olaydan 14 yıl sonra Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığı dosyayı yeniden açtı. Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü, uzman çavuş Bilal Batırır’ın taburun kazanında yakıldığı ortaya çıktı. 2012 – 2013 ve 2015 tarihleri arasında tanık beyanlarına dayanarak yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı. Savcılığın hazırladığı 30/10/2014 tarihli iddianame mahkeme tarafından kabul edildi ve 2015 yılında Mardin Jandarma Komutanı Hurşit İmren ile Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire'nin de içinde olduğu 18 kişi hakkında, "birden fazla kişiyi taammüden öldürme" suçlamasıyla dava açıldı. Yedi Dargeçitlinin ve uzman çavuş Bilal Batırır’ın nasıl ve kimler tarafından kaybedildikleri tüm detaylarıyla mahkeme kayıtlarına geçti. Dava dosyasında sanıkların sorumluluğuna işaret eden birbiriyle tutarlı çok sayıda tanık beyanı ve bu beyanları destekleyen deliller yer aldı. Ancak bugüne kadar 16 duruşması yapılan ve karar aşamasına gelen bu önemli davada beş kez mahkeme heyeti değişti. Duruşmalar boyunca davacıların ve halkın güvenini kazanacak bir yargılama ortamı sağlanmadı.”
“168 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” denilerek açıklama sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul