İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri sosyal medyada gerçekleştirdikleri, 858. hafta eyleminde, otobüs durağında gözaltına alınıp gözaltında kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbetini sordu.
858. hafta eyleminde Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun'un sunumuyla ilk sözü Kenan Bilgin’in gözaltındaki tanıklarından Sair Çoban’a söz verildi. Çoban, 12 Eylül 1994 günü gözaltına alınıp Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü ve Kenan Bilgin’i burada gördüğünü şu ifadelerle anlattı:
“Karşımdaki hücrenin mazgalında saçını, gözlerini, kendini göstermeye çalışan biri vardı. Elini mazgaldan dışarı çıkararak ‘Adım Kenan Bilgin, kaydımı yapmadılar, beni katledecekler’ diye haykırdı. Başka bir hücreden ‘Adım Cavit Naci Tarkan, benim de kaydım yapılmadı’ diye haykırdı.”
Çoban, AİHM heyetine tanıklık yaptığını, mahkemede de anlattığını ve Kenan Bilgin’in gözaltında kaybedildiğini kanıtladıklarını ifade etti. Ardından konuşan Özer Akdemir de 1994’te Ankara Emniyeti’nde maruz kaldığı işkenceye değinerek şunları ifade etti:
“Kaldığım hücrenin hemen yanında bir arkadaşı işkenceye getirip götürüyorlardı. Seslerini duyuyordum. Saatler süren işkenceden sonra hücreye getiriliyordu. Bir gün mazgaldan ‘Adım Kenan Bilgin, kaydım yapılmadı’ diye bağırdı. Birkaç gün sonra Kenan’ı götürdüler.”
Bilgin ailesi adına konuşan Kenan Bilgin’in kardeşi Naciye Bilgin Akdemir “27 yıldır abimin hasretini çekiyorum. Belki bir yerde karşıma çıkar diye bekliyorum” dedi. Akdemir, “Bu davanın peşini bırakmayacağız” diyerek sözlerini tamamladı.
858. hafta basın açıklamasını Cumartesi İnsanı Ümmühan Kaya okudu. Kaya açıklamada şunları ifade etti:
“Türkiye’de yüzlerce insan bir devlet politikasının sonucu olarak gözaltında kaybedildi. Gözaltında kaybetmelerle ilgili başvuruların büyük bir kısmı soruşturma ve yargılama konusu olmadan kapatıldı. Şeklen soruşturma yapılanlar ve dava açılanların neredeyse tamamında zamanaşımı ve beraat kararları verilerek süreç cezasızlıkla sonuçlandırılır. AİHM’de oybirliği ile mahkumiyet kararı verilen dosyalar bile iç hukukta cezasız bırakıldı. Kayıp yakınları ve hak savunucuları olarak, iktidarlar değişse de değişmeyen bu inkar ve cezasızlık ikliminde kayıplara, hakikate ve adalete ulaşmak için mücadele ediyoruz.”
Kaya, Kenan Bilgin’in kaybedilmesine ilişkin şunları ifade etti:
“35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen'deki bir otobüs durağından gözaltına alınarak Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü. Ailesi, avukatları ve İnsan Hakları Derneği Kenan Bilgin’e ulaşmak için girişimlerde bulundu ancak Ankara Emniyeti O’nun gözaltına alındığını inkar etti. Bunun üzerine onbir tanık Kenan Bilgin’i şubede işkencede gördüklerini kamuoyuna açıkladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuran Bilgin Ailesi, Kenan’ın bulunmasını istedi. Kenan’ı bulmak, faillere ulaşmak için girişimlerde bulunan Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Selahattin Kemaloğlu’nun görevini yapması engellendi ve Ankara’dan sürüldü. Soruşturmayı devralan savcı Özden Tönük ailenin ve tanıkların başvuruları ile ilgili gerekli girişimlerde bulunmadı. Tanıkların, polisi ve devleti küçük düşürmeye yönelik gerçek dışı iddialarda bulunduğunu içeren 3 sayfalık bir rapor yazarak dosyayı kapattı.”
Açıklamada son olarak şunlar ifade edildi:
“Kaç yıl geçerse geçsin; Kenan Bilgin için, tüm kayıplarımız için, adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 159 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.”
Kızıl Bayrak / İstanbul