İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon ve Cumartesi Anneleri sosyal medyadan gerçekleştirdikleri 872’nci hafta eyleminde Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu ve faillerinin cezalandırılmasını istedi.
Saat 12.00’da paylaşılan videoda Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun’un sunumuyla ilk sözü Hüseyin Taşkaya’nın eşi Sultan Taşkaya aldı. Taşkaya 28 yıldır eşini aradıklarını ve peşini bırakmayacağını belirterek şunu ifade etti:
“Hüseyin’i 28 yıl önce devlet, korucu, asker ve polisle birlikte aldı götürdü. Bir mezarı olsun istiyoruz. Türkiye devleti bizi yalnız bıraktı ama İnsan Hakları Derneği bizi bırakmadı. Galatasaray Meydanı’ndan da vazgeçmeyeceğiz”
Ardından Hüseyin Taşkaya’nın kızı Serpil Taşkaya 7 yaşından beri mücadele ettiğini belirterek şunları ifade etti:
“Babam 6 Aralık 1993’te Siverek’te eve yapılan baskınla gözaltına alındıktan sonra tüm çabalarımıza rağmen bulanamadı. Cumartesi Anneleri ile birlikte yıllarca ‘kayıplar bulunsun failler yargılansın’ diyerek mücadele ediyoruz. Türkiye’de ‘faili meçhul’ kavramı kalmayana dek adalet arayışımız bitmeyecek”
Basın açıklamasını Hüseyin Taşkaya’nın yeğeni Özlem Taşkaya okudu. Açıklamada İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi dün 73. yılına girdiği hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi:
“Bildirgeye göre hak ve özgürlüklerin tam olarak gerçekleşebileceği bir toplumsal düzen herkesin hakkıdır. Biz kayıp yakınları olarak Bildirgede yer alan haklarımızdan ve hak arama özgürlüğümüzü kullanma imkanından mahrumuz. Bunun sonucu olarak da; tüm girişimlerimize rağmen iç hukukta etkin bir yargı yolu bulamıyor, kayıplarımıza ve adalete ulaşamıyoruz.
Ulaşamıyoruz çünkü Türkiye’de hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan bir hukuk devleti yok. Türkiye’de vatandaşın adalet ihtiyacına cevap verecek bir yargı sistemi yok.”
Açıklamada Taşkaya’nın kaybedilişi şu şekilde anlatıldı:
“42 yaşındaki 4 çocuk babası Hüseyin Taşkaya, Siverek’te yaşıyor ve müteahhitlik yapıyordu. 90’lı yıllarda tamamen Bucak Aşireti’nin hakimiyetinde olan Siverek’te ağır hak ihlalleri yaşanıyordu. Bu ihlalleri eleştiren Taşkaya, güvenlik güçlerinin ve Bucak Aşireti’nin hedefindeydi. Baskılar yoğunlaşınca ailesini İstanbul’a taşıdı. Kendisi de kalan işlerini toparlamak üzere amcasının evinde kalmaya başladı. 6 Aralık 1993 tarihinde amcasının Siverek / Bağlar Mahallesi’ndeki evine 30 araçlık bir konvoyla gelen askerler, polisler ve Bucak aşiretine mensup korucular Hüseyin Taşkaya’yı gözaltına aldı. Onu askeri araca bindirerek götürdü. Ailesi Hüseyin Taşkaya’yı sormak için jandarmaya, emniyete, savcılığa, valiliğe başvurdu. Askeri yetkililer gözaltından kısa bir süre sonra Taşkaya’nın polisler tarafından götürüldüğünü söyledi. Emniyet “bizde yok Sedat Bucak’a sorun” dedi. DYP milletvekili, aşiret reisi- korucubaşı Sedat Bucak “Bizim ekip almış fakat devlete teslim etmiş; bundan sonra haberimiz yoktur, devlet biliyor.” dedi. Ailenin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı, Hüseyin Taşkaya’dan bir daha haber alınamadı.”
Taşkaya’nın gözaltına alınmasının kayıtlara geçmediği belirtilen açıklamada şunlar ifade edildi:
“Hüseyin Taşkaya için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 173 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz”