Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 22 avukatın “örgüt üyeliği” iddiasıyla yargılandığı dava Silivri Hapishane Kampüsü duruşma salonunda görülüyor. Duruşmanın Cuma gününe kadar sürmesi bekleniyor.
Davada ÇHD Başkanı Avukat Selçuk Kozağaçlı, Avukat Barkın Timtik ve Avukat Oya Aslan tutuklu yargılanıyor. Silivri Hapishanesi Kampüsü’nde görülen duruşmayı 20 ülkeden 60’ın üzerinde uluslararası baro temsilcisi ve çok sayıda avukat takip ediyor.
“Savunma susmadı susmayacak”
“Salonda yer olmadığı” gerekçesi ile çok sayıda avukat duruşmaya alınmadı. Avukatlar bu durumu alkışlarla protesto etti. “Savunma susmadı, susmayacak” sloganları ve alkışlar eşliğinde salona girildi ve duruşma tutuklu bulunan Selçuk Kozağaçlı’nın savunması ile başladı. Kozağaçlı konuşmasına gelenlere teşekkür ederek başladı. “20 ülkeden 60 yabancı avukat gelince uluslararası bir komplo altında hissedebilirsiniz. Hayır sayın Başkan, biz buna enternasyonal dayanışma diyoruz” diyen Kozağaçlı Tahir Elçi’yi andı.
“10 yıldır biriktirdiklerimizi anlatmaktan vazgeçmeyiz”
Kozağaçlı şöyle devam etti:
“Dün ancak meslektaşlarımızla bir araya gelebildik. Biz son 15 günümüzü Amasra Maden Katliamı’nın evraklarını inceleyerek geçirdik. Bu dosyanın müdafileri Amasra’da mücadele ediyorlar. Onlarla gurur duyuyorum.”
Yargılama sürecinin değil savunma yargılama yapmaya bile imkan vermediğini, dosyanın çöktüğünü vurgulayan Kozağaçlı 10 yıldır biriktirdiklerini şöyle aktardı:
“2013’te şöyle söylemişiz: ‘Burada bulunmamızın, ölü veya sağ, yoksullarla ilgisi var. Biz avukatız: Kendimiz için asaleten ve konuşamayanlar için vekâleten konuşacağız”
Bu süre içinde davaya hazırlık sürecine değinen Kozağaçlı şunları ifade etti:
“Biz bir avukatlık kültürü, geleneğiyiz. Bizi tutuklayarak madenci öldüremezsiniz. Biz oraya gider onları tespit eder, cezalandırılmalarını sağlarız. Yine 2013’te Potansiyel davanın içeriğine ilişkin bir tahminde de bulunmuşum: ‘…değil bizi endişelendirecek ciddiyette bir suçlama, eli yüzü düzgün bir komplo bile kuramadıklarını zaten tahmin ediyorum… Geliyorum.”
Davayı ve yargılama süreçlerini anlatan Kozağaçlı şunları vurguladı:
“5 kere hakkımda yakalama kararı çıkarıldı. Yine büroma saldırdılar, özel harekat polisleriyle kapılarımızı kırdılar. O sırada Lizbon’daydım. Portekizli meslektaşlarım ‘gitme, kapı kıran sana ne yapmaz’ dediler. Teşekkür edip gelip büroma konulan mührü söktüm. Bir kere mühür vurulmasına izin verirseniz, bir kere o mührü kırmazsanız yaparlar. Kıracağız o mühürleri. Mühür vurulan Çağdaş Hukukçular Derneği’ne vurulan mührü de meslektaşlarımız söktüler. ÇHD tüm gücüyle ayakta. Mührü vuranların akıbeti nedir bilemiyorum. Dediler ki bir kez daha, adı evraklarda geçiyor, bir yakalama kararı daha. Atladım, adliyeye gittim ve İstanbul Cumhuriyet Savcılığı yetkisizlikle Ankara’ya gönderdi. Oradan da takipsizlik verildi. İtiraz bile edilmeden kesinleşti. Aynı evraklar.”
“İktidar partisinin ilçe teşkilatlarında çalışan 700 avukatı hakim savcı yaptınız”
Kozağaçlı savunmasında şunları söyledi:
“Bu soruşturma başladığında, yani 2012 sonbaharında toplam mevcudunuz yaklaşık on bin kişiydi. 2022 sonbaharından bakıldığında, yarıya yakınınız meslekten atıldı, atılmayanlar tenzili rütbe gördü, sürüldü; birbirinizi tutukladınız, birbiriniz hakkında itirafçılık yaptınız, bir diğerinizin işkence görmesine göz yumdunuz, işkence gördünüz ve yurt dışına firar ettiniz. Bu karambolde terfi edenleriniz de olduğunun farkındayım.
İktidar partisinin ilçe teşkilatlarında çalışan 700 avukatı hakim savcı yaptınız. Sayıyı tamamlayabildiğiniz anlaşıldı ama meselenin sayı olmadığı da anlaşıldı. Anayasal düzeni silah zoruyla yıkmaya çalışmış örgüt üyesi meslektaşlarınızın suçu hiç değilse ideolojikti; yerine gelenlerin popüler suçlara ilgisi olduğu anlaşıldı.
Bugün yılda yaklaşık on-on iki ortalamayla, rüşvet aldığınız, adam kayırdığınız, çete ve mafya liderliği yaparak uyuşturucu kaçırdığınız, beraat veya takipsizlik kararı ücret tarifeleri ve tahliye borsaları oluşturduğunuz anlaşılıyor; hakkınızda soruşturma ve kovuşturmalar açılıyor.”
Verilen aranın ardından savunmasına devam eden Kozağaçlı dosyanın ertelenmesi gerektiğine vurgu yaparak şunları ifade etti:
“Bundan 24 yıl evvel elde edildiği iddia edilen bir dijital malzeme var, 17 yıl önce incelenip savcılık emanetine kaldırıldığı söyleniyor. 10 yıl boyunca her heyetten getirilmesini istedik, haklarını yemeyelim hepsi de Emniyet'e tekit müzekkeresi yazdılar.
Hakkımızdaki delilleri Mahkemeye getirmeye çalışıyoruz yani. Savcılık asla cevap vermedi. Bugüne kadar ‘kütükler bendedir, alın buyrun’ diyemedi. 9 yıl boyunca bu oyunu oynadılar.
Bu sene bir sabah gelip dediniz ki, alın buyrun kütükler. Kütük gelince hepimiz sevindik. Çünkü bu kütükler hayatımızdan söz ediyordu, sevincimizin sebebi bu metinlerin yalanlığını artık koyabilecek olmamızdandır.
Falanca kente gitmiş, falanca hapishaneye gitmişler, falan filan. Elbette yalan tamamı. 22 kalem inceleme başlığı talep ettik, ATK'den bundan sorulsun istedik. Siz tek bir soru sormak istediniz, ‘dosyadaki evraklar bu dijitalden mi basılmış?’ diye sordunuz.”
Duruşma yarın 10.00’da devam edilmek üzere sona erdi.