ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve üyeleri Barkın Timtik ile Oya Aslan’ın tutuklu olarak yargılandığı dava görüldü. Davada tutuksuz yargılanan Av. Özgür Yılmaz da duruşmada hazır bulundu.
Duruşmaya TBB’yi temsilen Hasan Fehmi Demir, İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz’ın yanı sıra HDP, CHP ve TİP’li vekiller de katılım sağladı.
Dosyaya giren ATK raporuna ilişkin görüşlerin sorulması ile başlayan duruşmada söz alan Av. Oğuzhan Topalkara dosya üzerindeki siyasi basıncı şu ifadelerle anlattı:
“Eski bakan yardımcısı Selahaddin Menteş’ten ya da şimdiki bakan yardımcısı Akın Gürlek’ten doğrudan bir telefonla talimat aldığınızı düşünmüyorum. Ama farkındasınız, bu basınç bile yeterli. Farkında olduğunuz şey, siyasi iktidarın siyasi ceza avukatlığı yapan avukatlarla bir derdi olduğu. Defalarca talep etmemize rağmen tutukluluk devam kararınızda bir virgül değişiklik yapamıyorsunuz. O kadar ateşe koyamıyorsunuz elinizi.”
“Belgede sahtecilik”ten ceza alan polisin arşivlediği belge incelenmedi
Davanın delilleri arasında yer alan ve yıllardır asıllarına ulaşılamayan “Belçika-Hollanda belgeleri” ocakta mahkemeye ulaşmıştı. Mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan, bu belgelerin Hollanda’daki bir operasyonda ele geçirildiğini ve asıllarının 2005 tarihli bir mahkeme dosyasında bulunduğunu söylemişti. Horasan, bu DVD’nin 25 Ocak 2007’den bu yana hiç açılmadığını belirterek, incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na göndereceğini aktardı.
Av. Hasan Fehmi Demir, mahkeme başkanın ATK raporuna ilişkin ısrarlı sorusuna karşı raporda “eşleşme” denilen şeylerin tüm dosya kapsamında, her evrakta olup olmadığını, neye göre arama yapıldığının belirli olmadığını ve incelemeye muhtaç olunduğunu belirtti.
“Eşleşme olması anlamsızdır”
Demir şöyle devam etti:
“ATK, dosyadaki evrakta geçen bazı kelimeleri anahtar kelime alarak dijital materyalde arama yapmıştır. Bu arama neticesinde eşleşen bazı kelimelerin olması, belli ki mahkeme başkanını yıllardır kayıp iken bulunan bu dijitallerin orijinal olduğu konusunda heyecanlandırmış durumda.
Önceki duruşmalarda da dile getirdiğimiz üzere, dosyadaki dijitalin kopya olduğu barizdir. ATK ise, orijinalinden kopyalanırken oynama yapılıp yapılmadığına dair bir tespit yapmış değildir. Dosyadaki evrak ile dijital içerisinde kelime eşleşmesi olması hali hazırda anlamsızdır.”
Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz ve İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, yargılamanın avukat yargılaması olduğuna değinerek, yargılamanın başından bu yana yaşanılan hukuksuz sürece ve azami tutukluluk süresine dikkat çektiler ve meslektaşlarının tahliyesini talep ettiler.
ÇHD Genel Başkan Yardımcısı Av. Halime Şenli Bilgin de söz alarak ÇHD faaliyetlerini aktardı ve tutuklu avukatların tahliyesini talep etti.
Kozağaçlı: Yanlış yapıyorsunuz!
Selçuk Kozağaçlı sözlerine Ebru Timtik’i anarak başladı ve şunları ifade etti:
“27 Ağustos’ta Ebrumuzun kaybının 2. yılıydı. Aramızdan en kıymetlimizi, siz mesleğinizi yapmadığınız için kaybettik.
Bu dosyayı CCBE gibi dünyanın en büyük avukat örgütleri takip ediyor. Avrupa’nın onlarca barosu takip ediyor. TBB, İstanbul, Adana, Ankara, Türkiye’nin birçok barosu takip ediyor. Etrafınız temsil ettikleri kitleler ile yüzbinlerce avukatla çevrili. Bir noktada bir kez olsun düşünmüyor musunuz? ‘Biz bir yerde yanlış yapıyor olabilir miyiz?’ diye? Yanlış yapıyorsunuz. Biz avukatlık yapıyoruz.”
“Devlet avukatlara yönetememe krizinde saldırır”
Kozağaçlı şöyle devam etti:
“Devlet, siyasi ceza davası avukatlarına yönetememe krizinde saldırır. Yönetebildiği zamanlarda şimdi ‘örgüt üyesi’ dediği avukat örgüt ile irtibat kurabilmesi için tek çözümüdür. İllegal örgüte müzekkere mi yazacak devlet? Avukatını bulur, avukatını takip eder, avukatını dinler. Avukat ortadadır çünkü. Silahsızdır, takip edilebilir, dinlenebilir. Beni 10 senedir yargılıyor, çokça senelerdir de dinliyor zaten devlet. Takip ediyor. Ama şimdi yönetemiyor ve saldırıyor.”
Timtik: Kararınız belli, bizi cezalandıracaksınız!
Ardından Barkın Timtik söz aldı. Mahkeme heyetine “Kararınız önceden belli, bizi cezalandıracaksınız” diye seslenen Timtik “Bu ön kabul ve baştan verilmiş karar, hangi delili toplar görünürseniz görünün hangi şekil unsurlarına uyarsanız uyun, arkanızdan sırıtıyor” dedi. Devrimci avukat oldukları için cezalandırılmak istendiklerini vurgulayan Timtik şunları ifade etti:
“Devrimci avukat olduğumuzu, Mesleğimizi halk için halk yararına yaptığımız, faaliyetlerimizin yasal sınırlar içinde olduğunu, halkın hak ve özgürlüklerini korumak ve genişletmekten başka bir çıkar gözetmediğimizi döne döne anlatırken, siyasi iktidarın, varlığının ve meşruiyetinin kaynağı olan anayasaya dahi uymadığını, ülkeyi tamamen keyfilikle yönetmeye çalıştığını söylediğimiz için,
‘Sanık savunmaları’ gerekçesiyle ‘tutukluluğa devam kararı’ veriliyor. Bir ikrar var ortada, eliniz mahkûm bizi cezalandıracaksınız. Altı yıl olmuş dört duvar arasındayız, bizi cezalandıracaksınız. Yaptıklarımız suç değil onurdur demişiz, ölüme yatmışız; siz bizi cezalandıracaksınız. Gizli tanık açık tanık her neyse dinleyin ne diyecekler demişiz, ölüme yatmışız; cezalandıracaksınız bizi öyle mi? Belçika-Hollanda belgeler ne menem bir şeydir inceleyin demişiz, ölüme yatmışız. Siz bizi cezalandıracaksınız hay Allah!
Ölmüşüz, siz bizi cezalandıracaksınız daha, öyle mi sahiden! Özgürlüğümüzün altı yılını duvarlara hapsetmişsiniz ve daha bizi cezalandıracaksınız. Siz her durumda bizi cezalandıracaksınız, anladık cezalandıracaksınız. Beş yıl oldu tutukluyduk, aramadınız. Altı yıl oldu buldunuz!”
Avukatların beyanlarının ardından duruşma sona erdi. Ara kararlar için ara vermeyen heyet tutuk halinin devamına karar verdi.
Duruşma 7-11 Kasım tarihine ertelendi.