Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 22 avukatın yargılandığı davanın 3'üncü oturumu Silivri Hapishane Kampüsü 18'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleşti.
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ve avukatlar Oya Aslan ile Barkın Timtik'in tutuklu yargılandığı davanın 3’üncü oturumu, Oya Aslan'ın beyanları ile başladı.
“Ben de hukuki tartışmalar yapabilmek isterdim” diyen Avukat Oya Aslan şunları söyledi:
“İsterdik ki, ortaya koyduğumuz olay ve olgular üzerinden bizimle tartışılsın, iddiamızın yalan olduğunu ispat etsinler. Yapamazlar. Avukatlık pratiğimiz gözaltı takibinden, duruşmalara girmekten ibaret değildir. Gözaltı ve ceza davalarının takibi tüm hukuksal işlerimizin yüzde 20'sini teşkil eder. Hapishane ziyaretleriyse yüzde 10'unu. Geriye kalan zamanda diğer hukuksal başvurular yapmak, hak ihlalleri için araştırma ve incelemelerde bulunmak, eğitim ve tartışmalar yürütmek, direnen işçi ve emekçilerin yanı başında olmakla geçiyor. Fakat iddianameye göre ‘büro, DHKP-C örgütünün gözaltı ve davalarını takip etmek için kurulmuştur’. Soruşturmasını ve davasını takip ettiğimiz kişilerin DHKP/C örgütüne üyelik iddiasıyla suçlanmaları buna kanıt olarak gösterilmiştir. Yine gizli tanık ve itirafçı tanıkların beyanları bu iddiaya delil olarak gösteriliyor. Dijital veriler incelenmeden, yazılanlar da gerçek kabul ediliyor. Terör soruşturması adı altında, ‘yasadışı örgüt faaliyeti’ diyerek yaptığımız avukatlık tarzını mahkum etmeye çalışıyorsunuz.”
Davanın eski hakimi Akın Gürlek’i hatırlatan Aslan, “Akın Gürlek, bakan yardımcılığı ile ödüllendirildiğine göre, size de benzer bir görev önerdiklerini düşünmemiz akla uygun olandır. Ne uğruna bize uygun görünen cezaların altına imzanızı atacaksınız. Neyin uğruna bunu yaptığınızı yakın zamanda anlayacağız” dedi. Ardından Av. Özgür Yılmaz savunmasını yaptı.
“Sizlerin bizlere yaptığı zulüm o kadar büyük ki, birazına değineyim. En kıymetlimiz Ebru'yu katlettiniz" diyerek sözlerine başlayan Yılmaz savcılığın bir basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle hakkında örgüt propagandasından ceza istediğini, bu basın açıklaması için emniyet tutanaklarını delil gösterdiğini ancak bu tutanakların sonradan değiştirildiğinin anlaşıldığını aktardı. Bir fotoğraf üzerinden yargılandığını hatırlatan Yılmaz mahkemenin hiçbir şeyi araştırmadığını kaydetti.
2017 yılında bir dava daha açıldığını dile getiren Yılmaz, davanın mükerrer olduğunu, ancak savcılığın ve mahkeme heyetinin kendilerini dinlemediğini kaydetti.
Dijital delilleri alan ve iddianameye koyan herkesin Gülen Cemaati'nden hükümlü olduğunu hatırlatan Yılmaz'ın sözü mahkeme heyeti tarafından defalarca kesildi. Avukatlarıyla görüşmesi engellenen Yılmaz, kovuşturmanın genişletilmesi taleplerini sıraladı. Yılmaz şunları dedi:
“50 sayfa savunmam vardı. 13.5 yıl bana ceza verdiniz ve konuşturmuyorsunuz. Tamam iki satır söz söyleyeceğim size. Egemenler biz devrimciler için ne derlerse desinler, adaletin bir tanımı varsa bunun Ebru Timtik olduğunu tüm dünyaya anlatacağız.”
Verilen aranın ardından tutuksuz yargılanan avukatların beyanlarıyla duruşmaya devam edildi.
Avukat Güray Dağ, savcının iddianamede aleyhine 5 tane basın açıklamasını gösterdiğini söyleyerek, “Az yapmış. 500 tane basın açıklamasına katıldım. Çağdaş Hukukçular Derneği olarak nerede hak mücadelesi varsa oraya gittik” dedi.
Avukat Güçlü Sevimli, ÇHD davasında soruşturmayı yürüten, iddianameyi hazırlayan herkesin Gülen Cemaati hükümlüsü olduğuna dikkat çekti. Mahkeme başkanının “FETÖ sizce sizi neden hedef aldı” sorusuna yanıt veren Sevimli, bu davanın açıkça Gülen Cemaati kumpası olduğunu tüm belgeleriyle mahkeme heyetinin önüne koyduklarını ancak heyetin delil toplamaya dönük tüm taleplerini reddettiğini söyledi.
Avukat Nazan Betül Vangölü Kozağaçlı'nın “Anladığımız kadarıyla bu dosyada karar aşamasına geldiniz. Ancak katılmıyoruz buna. Dolayısıyla esasa dair bir savunma yaparak bu kararınıza dahil olmak istemiyoruz” diyerek 2013'ten bu yana mahkeme heyetinin kendisine anlatılanları anlamadığını söyledi.
Duruşmanın 3'üncü oturumu sona erdi.