Çağdaş Hukukçular Derneği, İstanbul’da “Pandeminin yükünü taşımayacağız!” başlıklı bir panel gerçekleştirdi. Panele kitle örgütlerinin yanı sıra, sendikalar ve direnişçi işçiler de katıldı. Panelin başında şu vurgular yapıldı:
“Yaşamın her alanında mücadele ediyoruz. Pandemide hayatın "normale" döndüğünden bahsediliyor. Pandemi öncesinde de normal bir yaşamımız yoktu. Kamu sağlığını güvenlik politikasının bir parçası gibi gördüler. Bu süreci OHAL olarak görüyoruz. Ortak mücadele zeminini hedefliyoruz. En temel insani haklarımız ihlal edildi.”
Konuşmanın devamında ise pandemi de geride bırakılan 1 yıla dair değerlendirme raporu sunuldu. Raporda ihlal edilen haklar olarak şunlar yer aldı:
“Halk sağlığının yerine getirilmemesi, vakaların gizlenmesi, önlemlerin şeffaf bir şekilde uygulanması için gerekli maddi koşulların sağlanmaması, çarklar dönsün diye fabrikalarda ve işyerlerinde pandemiden mi yoksa, açlıktan mı ölüm seçenekleri arasında emekçilerin zorlanması, yüzlerce ağır hasta mahpusun tahliye edilmemesi, maskenin ücretsiz temin edilmemesi, yaşam hakkının ihlal edilmesi.”
Söz direnişçi işçilerde
Ardından serbest kürsü bölümüne geçildi. SML Direnişçileri, Sinbo Direnişçisi, PTT Direnişçisi, Tiyatro Emekçisi, Göç İzleme Derneği +1, Migros Direnişçisi, İstanbul Üniversitesi Öğrencisi, Nakliyat-İş Örgütlenme Uzmanı, Bağımsız Maden-İş, TEHİS, Mücadele Birliği ve Eğitim-Sen kürsüde söz aldı.
Direnişçi SML Etiket işçilerinden Seçil Arı kürsüde söz alarak şunları ifade etti:
“Bizler 38 gündür, SML Etiket Fabrikası önünde haksız, hukuksuz, keyfi bir şekilde işten atmalara karşı direniyoruz. Fabrika içerisinde pandemi sürecinde birçok hak gaspına maruz bırakıldık. Ücretsiz izinler, işten atmalar yasak denildi ama ücretsiz izinlerin önü açıldı. Patronlar işlerin yoğun olduğu zaman bizleri işe çağırıp 12 saat boyunca çalıştırıyorlardı. Özellikle pandemi döneminde yoğun çalıştırmaların yasak olduğu bir dönemde 12 saat çalıştırıyorlardı.”
Konuşmasının devamında fabrika içerisinde yaşadıkları sorunlar ve patronların pandemiyi nasıl fırsata çevirdiği üzerinde durdu. Diğer direnen SML Etiket işçisi Derya Sırbudak öncelikle pandemi döneminde yaşadığı gözaltı saldırısını ve polislerin saldırganlığını, hak ihlalleri çerçevesinde anlattı. Daha sonra direniş sürecinden bahsederek şunları ifade etti:
“Bizler sadece fabrikamızla kalmıyoruz, direnişimizi her alana yaymaya çalışıyoruz. Sonuçta biz orada kendimiz için değil, tüm ezilen işçiler, emekçiler için de mücadele ediyoruz. Bugün direnişimizin 38. günü. Taşeronluğun kaldırılmasına, hak gasplarına ve işçilerin keyfi bir şekilde işten atmalarına karşı mücadele ediyoruz.”
Sinbo işçisi Dilbent Türker de söz alarak, fabrikasında yaşadığı hak gasplarını, ilk direnişin ardından Sinbo’da ücretsiz izin saldırısını geri püskürttüklerini, şimdi ise Kod-29’a karşı yeniden çadır kurduklarını ve mücadeleye devam ettiklerini ifade etti. Devamında Tiyatro sanatçısı Cenk Dost Verdi pandemi sürecinde tiyatro sanatçıları olarak yaşamakta oldukları süreci aktardı.
Göç İzleme Derneği sözcüsü ise mültecilerin pandemi sürecinde yaşadığı sorunlar ile ilgili Kürtçe sunum yaptı. Devletin pandemiyi fırsata çevirmeye çalışmasına rağmen direnişte olan ve mücadele edenler olarak yan yana olmanın önemine vurgu yapılarak etkinlik sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul