Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyım rektör atamalarına karşı “özerk ve demokratik üniversite” talebiyle başlayan direniş bir yılı geride bıraktı.
Bugün direnişin yıl dönümü dolayısıyla üniversitede sabah saatlerinde pankart atölyesi ile başlayan etkinlikler akademisyenlerin rektörlüğe sırtını dönme nöbeti ile devam etti. Nöbetin ardından öğrenciler “Kayyım Rektör Naci İnci’nin biletini kestik” diyerek meydanda eylem yaptı. Meydana konulan direklere kayyım Naci İnci ve yardımcılarının fotoğrafları asılarak yumurta atıldı.
“Direnişimiz büyümeye devam edecek!”
Güney Kapı’ya yapılan yürüyüşün ardından basın açıklaması okundu. Açıklamada bir yıllık direniş ve saldırılar aktarılarak şunlar ifade edildi:
“1 yıldır, iktidarın tüm güçlerini kullanarak Boğaziçi Direnişi'ne yüklenmesi bizi yıldırmak yerine ne kadar haklı ve meşru olduğumuzu gösteriyor. Gözaltı ve tutuklamalarla sınandık, çünkü yan yana geldiğimizde neleri başarabileceğimizi biliyorlar. Boğazımız sıkıldı, çünkü sesimizin bulduğu karşılığın farkındalar. Darp ve işkenceyle karşılaştık, çünkü dönmeyeceğimizi defalarca gösterdiğimiz haklı mücadelemizden bizi şiddetle vazgeçirebileceklerini sandılar. Ancak 1 yıldır, haklılığımızdan ve birbirimizden güç alarak hepsinin üstesinden geldik, gelmeye de devam edeceğiz. Direnişimiz ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gördüğü destekle büyüyor, büyümeye devam edecek.”
Talepler bir kez daha şu şekilde sıralandı:
“1-Tutuklu yargılanan ve eğitim hakları engellenen sıra arkadaşlarımız berke, perit derhal serbest bırakılsın,
2-Başta Naci İnci olmak üzere kayyum kadro ve tüm kayyumlar derhal istifa etsin.
3-Hukuksuzca yargılanan tum arkadaslarimizin dava surecleri sonlandırılsın.
4-Üniversite rektörleri, üniversitelerin tüm bileşenlerinin dahil olduğu bir seçim ile belirlensin.
5-Okulumuza açılmaya çalışılan kayyum fakülte kararları geri çekilsin.
6-Usulsüzce kapatılan BÜLGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’ne kulüp statüsü geri verilsin.
7-CİTÖK ofisini fiilen durdurmaya yönelik tüm kararlar geri çekilsin.
8-Kampüslerimizi abluka altına alan polis okulu terk etsin.
9-Bir darbe kurumu olan Yüksek Öğretim Kurumu kapatılsın.
10-LGBTİ+ öğrenciler ve tüm LGBTİ+ların temel insan hakları ve anayasal hakları tanınsın.
11-Dersleri iptal edilen tüm hocalarımız görevlerine iade edilsin ve sözleşmeleri derhal yenilensin.”
Kadıköy’den seslendiler: “Bu daha başlangıç mücadeleye devam!”
Boğaziçi Öğrenci Meclisi’nin çağrısıyla “Demokrasi istiyoruz, tüm siyasi tutsaklara özgürlük, kayyım siyasetine son, ekonomik çöküşe ve gelir eşitsizliğine son” şiarıyla Kadıköy’de toplanıldı.
Kadıköy İskele Meydanı’nda yapılan eylemde basın açıklamasını okuyan Sude Demirel Boğaziçi Direnişi’nin kampüs sınırlarından taşarak devlet tarafından baskıya uğrayan tüm kesimlerin direnişi olduğunu vurguladı. En küçük demokratik talebin baskı ve saldırı ile karşılaştığına dikkat çeken Demirel, hapishanelerdeki tutsaklara değinerek “Bugün burada Berke ve Perit için, Selahattin Demirtaş için, Figen Yüksekdağ için, Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Aysel Tuğluk için, Osman Kavala için, tüm siyasi tutsaklar için özgürlük talebimizi haykırıyoruz!” dedi.
Demirel, 7 Ocak’ta Berke ve Perit’in duruşmasına çağrı yaparak açıklamayı şu şekilde sonlandırdı:
“Direnişimiz sürüyor, sürecek, sürmek zorunda. Adaletsizlik devam ettikçe, ses çıkartmak, birbirimize kenetlenmek mecburiyetindeyiz. Bizler mücadele etmeye, sokakları doldurmaya devam edersek; tüm siyasi tutsaklar özgürlüklerine kavuşacak, kayyum düzeni yıkılacak ve bu yoksulluk son bulacak. Bizler 7 Ocak’ta direnişimizin tutukluları Berke ve Perit’in de aralarında olduğu on dört arkadaşımız duruşması için Çağlayan’da olacağız. Bulunduğumuz her yerde direnişi, dayanışmayı, mücadeleyi yükseltmeye devam edeceğiz. Geçen sene bu zamanlarda “birkaç ay ses çıkarırlar sonra alışırlar” diyenler tarihin çöplüğüne karışmışken, direnişimizin yıldönümünde daha güçlü bir şekilde haykırıyoruz: Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!”
Açıklamanın ardından Berke Gök ve Perit Özen’in hapishaneden gönderdikleri mesajlar okundu ve eylem konuşmalarla devam etti.
BÜLGBTİ+ adına yapılan konuşmada LGBTİ+’ların tıpkı herkes gibi karşı karşıya kaldıkları polis şiddeti, siyasal baskı, ekonomik krize değinilerek şu şekilde devam edildi:
“Tüm bu suni nefret ekonomik krizi, siyasal baskıyı, hak ihlallerini gizlemek adına bizzat devlet aygıtları ile üzerimize pompalanıyor. İktidar yapay ve hayali düşmanlar yaratarak bizleri, bugün burada ortak mücadelesi ve yaşam denen savaş için toplanan bizleri, birbirimize düşürmek için yapıyor.”
HDP Milletvekili Züleyha Gülüm yaptığı konuşmada Erdoğan’ın sokaklara çıkanları tehdit eden söylemlerini hatırlatarak “Mücadeleyi kazandığımız yer de sokaklar, meydanlar, alanlar olacak. Biz kazanacağız” dedi.
Ardından Devrimci Gençlik Birliği (DGB) adına yapılan konuşmada özerk-demokratik üniversite mücadelesinin yılmadan sürdüğü vurgulanarak “Arkadaşlar, direnişin başından beri gördük ki bizlerin haklı direnişinden sermaye devleti korkuyor. Çünkü haklı olan, doğru olan bizleriz ve onların çöküşleri yakındır. Bizler bir kez daha çağrımızı yineliyoruz bu mücadeleyi birleşik ve kitlesel bir şekilde kazanacağız” denildi.
Birleşik Gençlik Meclisleri adına yapılan konuşmada birleşik mücadele hattının güçlendirilmesinin önemine vurgu yapıldı.
Üniversite Dayanışmaları ve KÖZ adına da konuşma yapılan eylemde sık sık “Zindanlar yıkılsın tutsaklara özgürlük!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız!” sloganları atıldı.
Kızıl Bayrak / İstanbul