Yazmak ne kadar zor geliyor bana, inanamazsın. Seni ilk tanıdığımda üç yaşımdaydım ve yağışlı bir kış günüydü. İlkin senin o neşeli güzel yüzünü kaydetmiştim hafızama. O kadar kaydetmişim ki, senin hep bize telefon etmeni ve şu saate Hauptbahnhof’tayım (Gar) demeni bekliyordum. Çünkü o zaman biliyordum ki bize geleceksin.
Sen beni o pamuk ellerinle sırtına alır dolaştırır, bense ellerimi tonton yanaklarında gezdirirdim. Hatırlıyor musun, sen bana hep civciv derdin. Şimdi civciv için sana yazmak ne kadar zor.
Hepimiz senin gözlerinin önünde büyüdük. Ne kadar değerli bir yoldaştın bizim için. Hele o komik sohbetlerin aklıma geldikçe, şimdi bile kendi kendime gülüyorum. Sen gerçekten çok değerli ve çok emektar bir devrimciydin. Büyükle büyük, çocukla çocuk, futbolcuyla futbolcu... Bir eve gittiğinde herkesin gönlünü kazanmaya çalışırdın. Bu her insanın başaramayacağı bir incelikti.
Seni unutmamakla kalmayacağız, bize gösterdiğin o ışıklı yolda yürümeye ve ideallerimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Ve gözün arkada kalmayacak.
Işıklar içinde yat, ışıklar yoldaşın olsun.
Teslim Demir (Sinan) yoldaş ölümsüzdür!
Frankfurt’tan genç bir yoldaşın