Kuzey Suriye’ye yönelik yeni saldırganlık peşinde koşan Türkiye’nin ABD ile vardığı mutabakatın detayları ortaya çıktı. “Güvenli bölge” adı altında işgal edilecek bölgenin Girê Spî’den Serêkaniyê’ye uzanan 100 kilometre genişliğinde ve 5 kilometre derinliğinde olacağı belirtildi.
Mezopotamya Ajansı’ndan Nazım Daştan’ın haberine göre, Ankara’daki üç günlük toplantının masasında Türk yetkililerle oturan heyette, Ortadoğu’da bulunan ve buraları iyi bilen asker ve siyasetçilerin yanı sıra NATO’nun 6 üst düzey komutanı vardı. Toplantının uzun sürmesi hakkında çeşitli görüşler dile getirilirken, içeriği hakkında dikkat çekici bilgiler mevcut. Toplantıda sadece Kuzey ve Doğu Suriye’ye ilişkin mesele masaya yatırılmadı, bununla birlikte son yıllarda NATO ve Türkiye arasında yaşanan gerginlik de ele alındı ve Türkiye’ye “eksen belirleme” noktasında dayatmalar yapıldı. Türkiye’nin son dönemlerde Rusya ile geliştirdiği ilişkiler konuşuldu, bundan sonra Türkiye’nin NATO politikalarına göre hareket etmesi konusunda anlaşıldı.
“Güvenli bölge” neresi?
Kuzey ve Doğu Suriye için anlaşmaya varılan bölge ise, Girê Spî’den Serêkaniyê’ye kadar uzanan bölge. Uzunluğu yaklaşık 100 kilometre olan bölge içerisinde birçok köy ve mezra da bulunuyor. Bu alandan YPG ve QSD 5 kilometre geri çekilecek, bölgenin denetimi kentlerde kurulan yerel askeri meclislere devredilecek. Bu askeri meclislerin de “Girê Spî ve Serêkaniyê Askeri Meclisleri” olması bekleniyor. Türkiye, önümüzdeki dönemde bu bölgenin daha fazla yer kapsamasını talep etti heyetten, ancak şimdilik kabul görmedi.
Belirlenen bölgede, “uluslararası koalisyon” güçlerinin denetiminde gözlem noktaları kurulması kararlaştırıldı; bölgede bulunan ağır silahlar ise 20 kilometre geriye çekilecek. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin belirlediği şartların yerine getirilmesi koşuluyla koalisyon güçleriyle birlikte Türkiye’ye ait uçaklar da bölgede uçuş yapabilecek. Bölgedeki tüm devriyelerin koalisyon merkezinin bilgilendirilmesi ve onayıyla yapılması da karar altına alındı. QSD, bölgede gözlem noktalarının oluşturulmasını, koalisyon güçlerinin denetiminde olması şartıyla olumlu yaklaştı.
“Tek taraflı eylem” olmayacak
ABD ve Türkiye arasındaki varılan anlaşmanın dikkat çeken diğer başlıklarından biri ise, Türkiye’nin bundan sonra bölgeye “tek taraflı eylem” yapmasının engellenmesi. Bu anlaşmanın sonucuna göre, Türkiye koalisyon güçlerinin bilgisi olmadan herhangi bir operasyona kalkışmayacak.
Varılan anlaşmanın önemli maddelerinden bir diğeri de, Türkiye’nin sürekli "Ülkelerine dönmelerine izin verilmiyor” dediği Suriyeli mültecilerin durumu. Bu konuda da taraflar anlaşmaya vardı ve Suriyelilerin dönmesi konusunda ortaklaşıldı. Ülkelerine dönecek olanların herhangi bir yapı ve güç denetiminden ziyade sivil olarak yerleşim yerlerine dönebilecekleri konusunda hemfikir olundu. Bu konuda hassas olan Kuzey ve Doğu Suriye güçleri de gerekli kolaylığı sağlayacak.