“12 Eylül’ü hazırlayan devlet aklı hâlâ yürürlükte”

Demokratik kitle örgütleri ve siyasi partiler, 12 Eylül askeri faşist darbesinin yıldönümünde Taksim Kazancı Yokuşu’nda açıklama yaptı.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 12 Eylül 2021
  • 20:58

‘78'liler Girişimi, Demokratik Alevi Dernekleri Federasyonu (DADF), Doğu-Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu, Halkların Demokratik Kongresi (HDK), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Yeşil Sol Parti, Karşı Sanat Çalışmaları, 12 Eylül askeri faşist darbesinin 41. yıldönümüne ilişkin Taksim Kazancı Yokuşunda açıklama yaptı.

Polis ablukası altında gerçekleşen eylem 12 Eylül faşist darbede hayatını kaybedenler için bir dakika saygı duruşuyla başladı. Ardından 78’liler Girişimi sözcüsü Celalettin Can yaptığı konuşmada 41 yıl önce ülkenin kaderini değiştiren bir askeri darbe gerçekleştirildiğini ancak toplumun henüz 12 Eylül darbesiyle yüzleşmediğine işaret etti. Bugün yaşanan hukuksuzlukların, anti-demokratik uygulamaların zeminini 12 Eylül darbesinin yarattığını vurgulayan Can, bu anlamda sosyalistlerin bu konuyu tahlil etmekte yetersiz kaldığını savundu. Kurumlar adına basın açıklamasını okuyan Osman Zorba şunları ifade etti:

“12 Eylülcüler darbe yapar yapmaz anayasal parlamenter düzeni ortadan kaldırdılar. Yasama, yargı, yürütme yetkilerini Mili Güvenlik Konseyi’nde topladılar. Akabinde ülkeyi üç yıl anayasasız, parlamentosuz, yargısız yönettiler. Ağızlarından çıkan her emir kanun oldu. Milyon insanı tutukladılar. Milyon gözaltı, sayısız işkence, işkencedeki ölümler. Başta Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi olmak üzere, Nazi toplama kamplarına çevrilen askeri cezaevleri. 50 idam ve hâlâ bulunamayan kayıplar. Yasaklanan, yakılan milyonlarca kitap, dergi ve gazete. İşinden, okulundan atılan on binlerce işçi, memur, öğrenci ve öğretim görevlisi. Pasaport verilmeyen, vatandaşlıktan çıkarılan, fişlenen ve yaşamları altüst edilen, milyon mağdur insan.”

1983'ten 2000’li yıllara kadar kurulan sözde sivil hükümetlerin Milli Güvenlik Kurulu çerçevesinde iktidarı darbe rejimiyle bölüştüğünü vurgulayan Zorba, “Latin Amerika’dan Dünya’ya doğru halklar, kendi darbecileriyle hesaplaşarak demokratik topumun gelişme koşullarını hazırladılar. Neticede, Türkiye toplumu ve halkı 12 Eylül darbecileri ile hesaplaşma iradesini geliştiremedi. 21. yüzyılın ilk çeyreğinin son yıllarındayız: Bu nedenledir ki 12 Eylül temel kurumlarıyla hala sürüyor” dedi.

Zorba, 12 Eylül darbecilerinin temel amacının halkçı, demokratik, özgürlükçü, sosyal kazanımları tasfiye etmek, ipin askerin elinde olduğu, şeklen demokrasi kisvesi altında, iki buçuk partiye dayalı tekçi rejimi kurumsallaştırmak olduğunu vurguladı.

Zorba şu şekilde devam etti:

“Siyasi partilerden ve toplumdan doğru, 12 Eylül darbeciliğine karşı bir demokratik hesaplaşma hareketi gelişmeyince, 12 Eylül kurumlaştı ve güce göre şekillenen düşünce ve davranış kalıpları toplumda içselleşti. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından tek adam rejimi, böylesi bir zemin üzerinde gelişti.

“Yeni Osmanlıcı hayaller ardında tek adam rejimi; tek lider, tekçi devlet, tek din, tek millet ideolojisi ve uygulamalarıyla yeşil bir görüntüyle apaçık zuhur etti. 12 Eylülcülerin yaptığı gibi anayasal parlamenter düzen, ortadan kaldırılacaktı. Yine 12 Eylülcülerin yaptığı gibi yasama, yargı, yürütme yetkileri tek adamda toplanacak; tek adamın ağzından çıkan her emir kanun olacaktı. Bütün bu uygulamalara, Osmanlı mirası 'Tarihsel Haklar' argümanı ardında, içeride ve dışarıda ayrıştırma, gerginlik, çatışma ve yayılmacı politikalar eşlik etti.”

İşçi ve emekçilerin yaklaşımına da değinen Zorba, “1980 darbesinin ilk aylarında Türkiye İşverenler Sendikası (TİSK) Başkanı Halit Narin, ‘Şimdiye kadar onlar (işçiler) güldü, şimdi sıra bizde’ diyerek, bu darbe ile neyi amaçladıklarını açıkça itiraf ederken; tekçi rejimin daha ilk aylarında Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Şimdi grev tehdidi olan yere OHAL’den istifade ile anında müdahale ediyoruz. Diyoruz ki hayır, burada greve müsaade etmiyoruz’ derken, tutumu Halit Narin’den farklı değildi” dedi.

Darbeci Kenan Evren’in, yaşını büyüterek astırdığı Erdal Eren için on yıllar sonra, “Şimdi olsa, yine ellerim titremeden idamını imzalarım” sözlerini hatırlatan Zorba, “Ya Cumhurbaşkanı Erdoğan… Muhtemel idam dosyalarını inceleme kaydını dahi koymadan şunu söyleyebiliyordu: ‘Önüme gelirse imzalarım’” ifadelerini aktardı.

Zorba, “12 Eylül darbecileri ile toplumun isteyerek ya da istemeyerek kurduğu toplumsal suç ortaklığını reddedelim! Deneyimlerle sabittir; darbecilerle hesaplaşmayan bir toplum, darbe üstüne darbe yemeye mahkûmdur” diye konuştu.

Eylemde konuşan HDP Milletvekili Erol Katırcıoğlu “Bu ülkede Diyarbakır Cezaevi diye bir hadise cereyan etti. Kim karşı tabi ki Kürtlere karşı. Bu ülkede demokrasi isteyen, daha özgürlükçü ortam talep eden işçiler, aydınlar, sendikacılar, öğrenciler, kadınlar, Kürtler ve Alevilerin talepleri 12 Eylül'de bastırılamamış bu talepler hala devam ediyor” ifadelerini kullanarak, 12 Eylül darbesini hazırlayan devlet aklının hala yürürlükte olduğunu söyledi.