Sermaye devletinin IŞİD çeteleri eliyle gerçekleştirdiği 10 Ekim Ankara Katliamı’nın 4. yıldönümü dolayısıyla bugün Ankara ve İzmir’de anma etkinlikleri gerçekleştirildi.
Ankara’da CHP’li vekillere savaş tezkeresi tepkisi
Anma programı Ulus Metrosu çıkışında toplanılması ile başladı. Buradan sloganlarla saldırının yapıldığı Ankara Garı’nın önüne yürüyen kitlenin içinde Rojava’ya yönelik işgal saldırısıyla ilgili slogan atanları polis kitleden yalıtma ve ayırma çabasına girdi. Polisin çabası sonuç vermezken kitlenin yürüyüşü devam etti.
Anmanın yapılacağı 10 Ekim Anıtı’nın önüne varıldığında, savaş tezkeresi için “evet” oyu veren CHP milletvekilleri protesto edildi. Savaş çığırtkanlığı yapanların bu anma içerisinde yeri olmadığı, 10 Ekim şehitlerinin barış için yaşamını yitirdiği belirtildi, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi!” sloganları atıldı. Kitle “katiller, soykırımcılar” diyerek CHP’lilere yönelik tepkisini dile getirdi.
Tertip komitesinin kitleye yaptığı çağrının ardından eylem devam etti. Katliamda ölenlerin ismi okundu, ismi okunan her kişinin ardından “yaşıyor” sloganı atıldı. Ardından basın açıklamasına geçildi.
“Kahrolsun emperyalizm, yaşasın halkların kardeşliği”
Açıklamayı yapan TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz, katliamı hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:
“Bundan 4 yıl önce saat 10.04’te art arda patlayan iki bomba aramızdan 103 arkadaşımızı aldı. 500’e yakın arkadaşımız yaralandı, aramızdan ayrılanları uğurladık ama bizlerin içerisinde o katliamın travması ve her geçen gün artarak büyüyen kederlerimiz hiç dinmedi. Hâlâ biz 10 Ekim’i yaşıyoruz, hala biz bu meydanı kana bulayan o alçak saldırıyı yaşıyoruz.”
10 Ekim katliam davasındaki adaletsizliğe işaret ederek sözlerini sürdüren Koramaz, katliama dair soruşturmanın eksik ve yetersiz olduğu ifade ederek şöyle konuştu:
“Katliamda ihmali bulunan kamu görevlileri, katliamda sorumluluğu bulunan siyasilerin mutlaka yargı önüne çıkarılması gerektiğini söyledik. Ne yazık ki mahkeme bu konuda cesur bir adım atmadı, bu yönüyle soruşturma eksik bir şekilde yürütüldü.
“Hatırlarsınız dönemin başbakanı 10 Ekim katliamından sonra patlamalar sonrası oylarımız arttı demişti, yine aynı şahıs şöyle diyor; ‘Eğer 7 Haziran ile 5 Kasım arasında Türkiye'deki defterleri açarsak birçok siyasetçi insan içine çıkamaz.’ Bu itiraf bizim endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu gün gibi ortaya çıkarmıştır.”
Türkiye’nin yeni işgal harekatına dair konuşan Koramaz, “emperyalistlerin yıllardır barış içerisinde yaşayan bölge halklarını birbirine karşı kışkırttığını” belirtti ve “Kahrolsun emperyalizm, yaşasın halkların kardeşliği” diyerek açıklamayı sonlandırdı.
Kayıp yakınlarından CHP’ye tepkiler, polisten saldırı tehdidi
Açıklamanın ardından katliamda hayatını kaybedenler için oturma eylemine geçildi ve 10 Ekim Anıtı’na karanfiller bırakıldı. Bu sırada bir kayıp yakının CHP milletvekillerine yönelik tepki göstermesinin ardından kısa süreli bir gerilim yaşandı. Gerilimin ardından kitle bir kez daha CHP’lilere yönelik tepkisini dile getirdi ve CHP’lilerin alandan çıkmasını talep etti.
Savaş çığırtkanlığına destek verdikleri gerçeğinin yüzlerine vurulmasına tahammül edemeyen CHP’liler kitlenin üzerine yürümeye kalktı. Bunun üzerine gerilim daha da artarken, polis de gerilimi bahane ederek kitleye saldırı tehdidinde bulundu. Saldırı tehdidinin ardından eylem, tertip komitesi tarafından iradi bir şekilde sonlandırıldı.
İzmir’deki anmada “barış” talebi haykırıldı
Emek ve demokrasi güçlerinin çağrısıyla saat 10.00’da Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde toplanan kitle alkış ve sloganlarla Ankara Katliamı’nı protesto etti. “Katil IŞİD, işbirlikçi AKP!”, “Faşizme karşı omuz omuza!”, “Katillerden hesabı emekçiler/halk soracak!”, “Savaşa hayır barış hemen şimdi!” sloganlarının sıklıkla atıldığı anmada, katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri okunarak “Burada” dendi. Saygı duruşuyla başlayan anmada ilk olarak 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği adına konuşma yapıldı.
AKP iktidarının dün olduğu gibi bugün de farklı şekillerle katliam politikalarını sürdürdüğü belirtilen konuşmada, Suruç, Diyarbakır katliamları hatırlatıldı ve “Bizler katillerden hesap sormaya ve katliamın sorumluları yargılanana kadar mücadele edeceğiz” dendi.
Ardından emek ve demokrasi güçleri adına ortak açıklamayı DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu. Sarı, 100’ün üzerinde kişinin yaşamını yitirdiği yüzlerce kişinin yaralandığı saldırının DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısıyla düzenlenen “Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi”ni hedef aldığını ve Türkiye tarihinin en büyük katliamının yaşandığını hatırlattı. Dava sürecine de değinen Sarı “Katliamda ihmali olan kamu görevlilerinin ve sorumlulukları bulunan siyasetçilerin de yargılanması taleplerimizin reddedilmesi yapılan adli işlemlerin göstermelik olarak kalması sonucunu doğurmuştur” dedi.
“Bu katliamların sorumluları ortaya çıkarılmalı”
Dönemin başbakanı Davutoğlu’nun 7 Haziran-1 Kasım arası süreçle ilgili sözlerine işaret eden Sarı, yargının bunları itiraf kabul ederek devlet yetkilileri hakkında soruşturma başlatması gerektiğini dile getirdi. Sarı sözlerini şöyle sürdürdü:
“İnsanları sokağa çıkamaz hale getiren 7 Haziran ile 1 Kasım 2015 seçimleri arasında yaşanan olayların arkasında hangi siyasetçilerin bulunduğu, Suruç ve Ankara Garı’nda yaşanan katliamların siyasal sorumluları kimler olduğu ivedilikle ortaya çıkartılmalıdır. Bilinmelidir ki, insanlığa karşı işlenen bu suçların faillerini gizleyenler, bu suçların ortağıdır. İktidarını korumak için toplumu kaos ve şiddet sarmalına sürükleyenleri asla unutmayacağız. Kardeşlerimizin hayatlarından, bizlerin acılarından oy devşirenleri asla affetmeyeceğiz.”
Sarı katliamın sorumlularını unutmayacakları vurgusuyla açıklamayı noktaladı. Anma, katliamda yaşamını yitirenlerden iki kişinin İzmir’deki mezarlarına yapılacak ziyarete çağrı yapılarak bitirildi.
Kızıl Bayrak / Ankara-İzmir