Kürt halkı karşısında aynılar aynı yerde!

Kürt halkının haklı istemleri gündeme geldiğinde her türden şovenin inkarcı ve imhacı devlet anlayışı etrafında, tek bir cephede birleşmesi beklenen ve yapılagelendir. CHP gibi düzen solunun “ulusalcı sol” ile birlikte bu koroya katılması da yeni değildir.

  • Haber
  • |
  • Güncel
  • |
  • 24 Ekim 2019
  • 22:34

Suriye işgali düzen solunu bir kez daha Erdoğan’ın arkasında saflaştırdı. Esasında kendinden bekleneni yerine getiren CHP’yi bundan ötürü tutarsızlıkla eleştirmek, onun sahip olduğu ideolojik platformu ve hangi amaca hizmet ettiğini anlamamak olur. Kendini düzenin asıl temsilcisi sayan CHP, sermaye devletinin kırmızı çizgilerinden sapmadığını bir kez daha kanıtlamış oldu. Özellikle Kürt halkının haklı istemleri söz konusu olduğunda tuttuğu safın neresi olduğunu defalarca göstermiş olan CHP, bir yandan da tabanındaki “savaş karşıtlığını” kullanmaya çalışarak yine uğursuz rolünü oynadı.

CHP içinde gelen bir iki savaş karşıtı çıkış ise AKP’nin yandaş medyası gündeme getirmese, bizzat CHP tarafından unutturulacaktı. Yandaş medya gündeme getirdiğinde ise açıktan savunulmaktan ziyade, kişilerin kendi terci denildi. CHP’nin Suriye’ye yönelik askeri harekata ilişkin tezkere kararına tepki gösteren Mardin İl Başkanı Ahmet Duyan ise görevden alındı. Duyan, CHP yönetiminin aldığı karar öncesi görevinden istifa ettiğini açıklamıştı.

CHP, kısa bir zaman önce TBMM’de HDP’li vekillere yönelik tutuklamalara kapı aralayan yasalar çıkarken aldığı tutumda olduğu gibi yine aynısını yaptı. Hatta Kılıçdaroğlu tarafından, “Suriye’de ne işimiz var” denilerek yapıldı bunlar. CHP’ye umut bağlayan emekçilerin CHP’nin bugün sözde “tek adam” diyerek karşı çıktığı Erdoğan’ı meclise sokmak için gösterdiği gayretkeşliği, aynı duyarlılığı Selahattin Demirtaş için göstermesini beklemesi büyük bir hayal olur. Hapse atılan kendi vekilleri için bile kılını kıpırdatmayanlardan böylesine bir tutum içine girmelerini beklemek zaten saflık olurdu.

Seçimlerde oy almak için Kürt halkına olumlu mesajlar vermeye özen gösterenler, sıra bu halkın istemlerine gelince, Kürt halkı devlet saldırılarıyla karşılaşınca tüm bunları kolayca unutabilmektedir.

Neticede vakti zamanında Denizlerin idamı için el kaldırmış bir partiden bahsediyoruz. Bu geçmişten utanmayanların, cumhuriyetin daha ilk yıllarında gerçekleşen katliamlarla yüzleşmeyenlerin dün yaptıkları ne ise bugün de yaptıkları o olacaktır.

Ancak bir düzen partisi olan CHP için yine de anlaşılır olan bu tutumlar, kendisini daha soldan ifade edenler söz konusu olduğunda hiç de anlaşılır değildir. “Ulusalcı” bir çizgiye gömülenlerin, TC. sınırları dışına da “Misakı Milli Sınırları” içinden bakanların anlaşılır hiçbir tarafı yoktur.

Kürtlerin yaşadıkları ve savundukları topraklara, kazanımlara, Suriye’nin toprak bütünlüğü çerçevesinde yaklaşıp, işgali sadece Suriye’nin toprak bütünlüğüne saldırı olarak değerlendirmek, Kürt halkından ve oradaki örgütlü yapısından tek bir söz dahi etmemek bu ideolojik platformun durumunu göstermesi açısından önemlidir.

Kısacası, Kürt halkının haklı istemleri gündeme geldiğinde her türden şovenin inkarcı ve imhacı devlet anlayışı etrafında, tek bir cephede birleşmesi beklenen ve yapılagelendir. CHP gibi düzen solunun “ulusalcı sol” ile birlikte bu koroya katılması da yeni değildir.