Geleceğin Sesi bülteninin ilk dijital sayısında yer alan kapak yazısını okurlarımıza sunuyoruz.
Geleceğimiz ve özgürlüğümüz için mücadeleye!
Yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz!
Bir kaç ay aradan sonra Geleceğin Sesi'nin dijital sayısı ile karşınızdayız. Aradan geçen sürede başta koronavirüs salgını olmak üzere birçok gelişme yaşantılarımızı derinden etkiledi. Kapitalizmin ne denli büyük bir çürüme içinde olduğu, salgın ile birlikte bir kez daha gözler önüne serildi.
Koronavirüsün bir pandemi olarak ilanından bu yana, kapitalizm büyük bir çıkmazın içerisinde. Kapitalist devletlerin tercihi, insan canı ile ekonominin devamı ikileminde, hep sömürü çarklarının dönmesinden yana oldu. Türkiye’de de hali hazırda yaşanan ekonomik kriz, salgın ile daha da derinleşti. AKP iktidarı insan sağlığı yerine sermayenin kârını düşünerek; önlem olarak işçi ve emekçilere İBAN gönderirken, sermayeye ise milyonlarca liralık teşvik verdi.
Koronavirüs salgını sağlık, ekonomi ve eğitim alanında yaşanan krizi derinleştirdi. Tek adam rejimi eğitime önlem olarak ara verdi; işçi ve emekçileri ise çalışmaya zorladı. Yıllardır daha da niteliksiz hale getirilen, paralı eğitim uygulamalarının kalıcılaştığı, anti-bilimsel eğitim sistemi çöküşün eşiğine geldi.
Uzaktan eğitim modeline geçileceği duyuruldu. İlk ve orta eğitimde EBA TV, üniversitelerde ise farklı program ve sistemlerle online eğitime geçildi. EBA TV’de öğrencilere Adnan Menderes’in idam sahnesi izletilip, ilahiler dinletilirken, üniversitelerde ise online eğitim büyük bir kaosa dönüştü. En büyük bütçelere sahip köklü devlet üniversiteleri başta olmak üzere, birçok üniversitede büyük altyapı eksiklikleri ile uzaktan eğitim başlı başına bir sorun haline geldi. Aradan neredeyse iki ay geçmesine rağmen, üniversitelerdeki uzaktan eğitim sorunları hala çözülemedi. Üç milyonu aşkın öğrencinin gireceği LGS ve YKS sınavları da sermayenin çıkarları doğrultusunda salgın tehdidi ortadan kalkmadan, sürekli değişen tarihleri ile yap-boza döndü.
Bu süreç öncesinde de toplum için başlı başına bir sorun olan işsizlik, katmerlenerek artmaya devam etti. Salgında -öncesinde olduğu gibi- emekçiler hayatlarına son vermeye devam etti. Son olarak, uzun zamandır işsiz olduğu bilinen Selmani Köroğlu ailesine bıraktığı “Size layık bir evlat olamadım” notu ile hayatına son verdi.
Salgın boyunca AKP iktidarının sürekli övündüğü eğitim ve sağlık gibi alanlarda, alt yapılarının ne denli boş bırakıldığını gördük. Sağlık sistemi ve eğitim sistemi adeta çöküşün eşiğine geldi. Pandeminin aşılmasında birincil rolü olan sağlık sisteminin yıllar içerisinde ticarileştirilmesi ile kapitalizmde insan sağlığına verilen değer görülmüş oldu. AKP iktidarının maskesi bu süreçte kaosa dönüştü. Satılamaz denilen maskeler sonunda para ile satıldı. Testler özel hastanelere verildi, yandaşların elinde oyuncağa döndü. Sağlık emekçileri dahi yeterli koruyucu ekipmanlardan yoksun bırakıldı. Yaşananlar bizlere bir kez daha göstermiştir ki; korona virüstür, kapitalizm salgın.
Bugün salgının derinden etkilediği ABD ve Fransa gibi kapitalist devletlerin göbeğinde işçi ve emekçiler, gençler, ezilen halklar sokakları öfke ile dolduruyor. Kapitalizm insanlara kaos, salgın, kriz ve ölümden başka hiçbir şey vaat etmiyor!
Kapitalizm, insanlığın gelişimi önünde en büyük engel olarak karşımızda duruyor. Bu engelleri yıkmak bizim ellerimizdedir. Yaşamı pahasına çarkları döndüren işçi sınıfı kapitalist sömürü düzenini yıkabilir. Bizlerin geleceğine, yaşam hakkına göz koyanların karşısına ancak örgütlü bir güç olarak çıkarsak sorunlarımızı aşmak noktasında adımlar atabiliriz!
Üniversitelerimizde, mahallelerimizde, çalıştığımız yerlerde; kısacası hayatın her alanında örgütlülüğümüzü arttırmalı, sorunlarımızı birlikteliğimiz ile aşmalıyız! Yaşam hakkımızı elimizden alan, geleceğimizi ve özgürlüğümüzü çalmaya çalışanlardan sorulacak hesabımız var!
Bültenin tamamını okumak için buraya tıklayınız...