DGB: Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın sosyalizm!

Salgına rağmen çalışması, üretmesi istenen milyonlarca emekçinin hakları ve geleceği için 1 Mayıs’ta ortaya koyacağı mücadeleyi türlü yollarla engellemeye çalışıyorlar. Sendikal hakları askıya alıyorlar, grevleri yasaklıyorlar. İşte bu yasak ve saldırılara karşı bizler başta yaşam hakkımız olmak üzere, geleceğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkacağız! 1 Mayıs’ta toplumsal yaşamın her alanını; 1 Mayıs alanına çevireceğiz!

  • Haber
  • |
  • Gençlik
  • |
  • 22 Nisan 2020
  • 17:29

Özgürlüğümüz, geleceğimiz ve yaşam hakkımız için!

1 Mayıs’ın öngünlerinde koronavirüs salgını dünya çapında hızla yayılırken, kapitalizmin krizi de derinleşmeye devam ediyor. Salgın ile birlikte toplumsal yaşamın her alanı olağanüstü bir dönemden geçiyor. Kuşkusuz bu olağanüstü dönemin ağır faturasını da işçi ve emekçiler, gençler, ezilen halklar, kadınlar ödüyor.

Salgına karşı kapitalist devletlerce bir dizi önlem alındığı ifade edilse de yaşananlar ve tablo başka bir gerçeği gözler önüne seriyor. Kapitalist sistem salgın karşısında insanlık adına çaresiz kalıyor. Çünkü uzun yıllardır uygulanan neoliberal politikalarla, insanların en temel gereksinimleri ve hakları; (yaşam hakkı, sağlık hakkı ve eğitim hakkı gibi) kapitalist pazarın birer metası haline dönüştürülmüş durumda. İşçi ve emekçilerin var ettiği bunca zenginliğe, gelişen bilim ve teknolojiye rağmen öngörülebilir böylesi bir salgına karşı hiçbir önlem alınmadığı, en büyük ekonomilere sahip kapitalist devletlerde çöken sağlık sistemleri ile gözler önüne seriliyor. Kapitalizm yalnızca kârlı pazarlara yatırım yapıyor. İnsanlığın geleceğine dair bir kaygı gütmüyor. Dünya çapında milyonlarca işçi ve emekçi bu süreçte açlık, yoksulluk ve işsizlikle boğuşuyor.

Dinci gerici AKP iktidarı da salgına karşı gereken önlemleri almıyor. Sermayedarlar için milyonlarca liralık yardım paketleri açıklanırken, işçi ve emekçilerden ise “milli dayanışma” kisvesi altında para talep ediyor. Salgına karşı göstermelik ve tutarsız önlemler alınırken milyonlarca işçi ve emekçi çalışmak zorunda bırakılıyor. Kuşkusuz bu ağır tablodan kadınlar, çocuklar ve gençler de payına düşeni alıyor. Krizi fırsata çeviren dinci gerici iktidar af yasası ile çocuk istismarını ve kadın katliamlarını deyim yerindeyse meşrulaştırıyor. İstismarcılar, tecavüzcüler ve çeteciler af kapsamında bırakılırken devrimci, ilerici ve muhalif binlerce tutsak zindanlarda ölüme terk ediliyor!

Milyonlarca genç ve çocuk için ise, başta eğitim hakkı olmak üzere bir dizi alanda sorunlar daha da derinleşiyor! Eğitim sisteminin ne kadar çürüdüğü son gelişmeler ile bir kez daha gözler önüne serildi. Okullarda örgün eğitime ara verilmesinin ardından ilk ve orta öğretimde EBA TV üzerinden dinci gerici ve niteliksiz bir müfredatla işçi ve emekçi çocuklarının bilinci bulandırılıyor, geleceksizliğe mahkum ediliyor. Üstelik verilen bu sözde eğitime bile binlerce yoksul işçi, emekçi çocuğu bilgisayar, internet gibi teknik yoksunluklardan dolayı erişemiyor! Tablo üniversiteler için de aynı karanlıkta devam ediyor. Büyük bütçeli birçok üniversite teknik altyapı eksikliğinden ötürü online eğitim veremiyor! Üniversitelerin kapalı olmasını fırsat bilen dinci gerici iktidar böylesi bir süreçte bile devrimci, ilerici, muhalif öğrencileri yurtlardan atmaya, burs ve kredilerini kesmeye devam ediyor! Salgın karşısında işçi ve emekçileri, gençleri koruyamayanlar bu günlerde de toplumsal muhalefeti sindirmek, yok etmek için baskı, gözaltı ve tutuklama terörünü dizginsizce kullanıyor!

Korona virüs, kapitalizm salgındır

Koronavirüs salgını bir kez daha gösterdi ki kapitalizm; işçiler, emekçiler, kadınlar, gençler ve çocuklar için adeta virüs kadar ölümcüldür. En temel hakkımız olan yaşam hakkımız dahi kapitalist düzende güvenceden yoksundur. “Evde kal sağlıkla kal” diyen sermaye iktidarı, işçi ve emekçilere iki seçenek sunmaktadır! “Fabrikalarda, atölyelerde çalışmaya devam et virüs kap.” “Evinde kal açlık ve yoksulluk çek .” Sermayenin isteği doğrultusunda işçi ve emekçiler, yaşam haklarının tehlikeye girdiği böylesi koşullarda bile ücretli izinden yoksun bırakılmış, çalışmaya mecbur edilmiştir.

1 Mayıs’ın ön günlerinde!

Kuşkusuz kapitalist sistem için bu salgın ne ilk ne de son olacaktır!  Bu salgın geride kalacak kapitalizm virüsü yine yaşamlarımızı yok etmeye devam edecektir! İşte kapitalizmin bütün bu saldırılarına, baskı ve zorbalığına karşı en güçlü mücadele aracımız birliğimizdir! Bizler bugünden birliğimizi korumaya ve daha da büyütmeye devam edeceğiz!

Salgının en ağır faturasını dünyanın her yerinde işçi ve emekçiler, ezilen halklar, gençler ödüyor! Bu ağır faturaya karşı biriken öfke ise tüm kapitalist devletleri korkutuyor! Bundandır ki salgını da fırsata çevirerek şimdiden 1 Mayıs’a dönük saldırıları devreye sokuyorlar! Salgına rağmen çalışması, üretmesi istenen milyonlarca emekçinin hakları ve geleceği için 1 Mayıs’ta ortaya koyacağı mücadeleyi türlü yollarla engellemeye çalışıyorlar. Sendikal hakları askıya alıyorlar, grevleri yasaklıyorlar. İşte bu yasak ve saldırılara karşı bizler başta yaşam hakkımız olmak üzere, geleceğimize ve özgürlüğümüze sahip çıkacağız! 1 Mayıs’ta toplumsal yaşamın her alanını; 1 Mayıs alanına çevireceğiz! Bugün zorla fabrikalarda ölümle burun buruna çalıştırılan işçi sınıfının mücadele ve direnişlerine omuz vermeye devam edeceğiz.

Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın sosyalizm!

Yolumuz işçi sınıfının yoludur!

İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!

Devrimci Gençlik Birliği

Nisan 2020