Saray rejiminin Boğaziçi eylemlerine yönelik saldırıları artarak devam ediyor. 25 Mart tarihinde 24 kişi Boğaziçi Güney Kampüs önünde gözaltına alınmıştı. Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelen öğrencilere polis saldırdı ve 52 kişi gözaltına alındı.
Gözaltına alınanların Vatan Emniyete götürülmesinin ardından öğrenciler Çağlayan’daki bekleyişlerine son verdi ve basın açıklaması için Boğaziçi Kuzey Kampüs içerisinde geçti. Kuzey Kampüs içerisinde bir araya gelen öğrenciler basın açıklamasında şu ifadeleri kullanarak saldırılara karşı mücadeleyi sürdüreceklerini belirttiler:
“Bugün iktidar yıllardır onur mücadelesi veren LGBTİ+’ları ve gökkuşağı bayrağını kriminalize etmeye çalışarak kendi meşrutiyet krizini örtmeye çalışmaktadır. Durmaksızın haklı mücadelenin neşet ettiği her alana saldıran iktidar bilmelidir ki, bizim mücadelemizi sürdürmeye gücümüzde, yüreğimizde yetiyor.
Mücadeleden desteğini esirgemeyen dostlar, şimdi burada 4 Ocak’tan bu yana sürdürdüğümüz direnişi kırmak için her yerde bize saldıran polisin alıkoyduğu arkadaşlarımızı almak için buluştuk.
Arkadaşımız Nazlıcan’a okulumuz 1 Şubat günü polis ablukası altındayken, kapının üstünde LGBTİ+ bayrağı açtığı gerekçesiyle disiplin soruşturması açılmıştı. 25 Mart’ta arkadaşımızın savunması olacağı için hep birlikte “ya hep beraber ya hiçbirimiz” şiarıyla destek vermeye Güney Kampüs Eğitim Fakültesi’ne geçerken 4 arkadaşımızın sırtında gökkuşağı asılı uydurma gerekçesiyle işkence ile gözaltına alındı. Başta yalnızca GBT için alıkonulduğu belirten polis sonrasında 8 arkadaşımızı daha, zor ve işkenceyle gözaltına aldı ve hiçbir açıklama yapmadı.
Bunun üzerine Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri olarak arkadaşlarımız serbest bırakılana kadar okulu terk etmeyeceğimizi dile getirdik ve 4 Ocak’tan beri olduğu gibi haklı çağrımızı, meşru taleplerimizi sürdürdük. Ancak bizi her daim bölmek isteyen polis, bizim direnişimiz esnasında destek için harekete geçen gençlik örgütlerinden arkadaşlarımızı yine hukuksuzca gözaltına aldı. Üstelik o arkadaşlarımızdan ikisi ağır derecede darp edildi ve hastanede oldukları sürece birinden dahi haber alamadık.
Tekrar ediyoruz: Mücadelemizi asla bölemeyeceksiniz. Tüm arkadaşlarımız serbest bırakılana ve taleplerimiz karşılanana dek mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizler dediğimiz gibi kararlı ve haklıyız. Arkadaşlarımızın serbest bırakıldığı haberi gelmeden okuldan ayrılmayacağımızı söyledik ve sabaha kadar hep beraber okulumuzda sabahladık.
Şimdi arkadaşlarımızı almak için Çağlayan’daydık ve arkadaşlarımızı almadan da dönmeyecektik. Bizi durmaksızın örgütsüzleştirmeye çalışan, bu kenetli iradeyi ve haklı mücadelemizi bölmek için çaba harcayan iktidar ve polisine ve güvenliğine bir çift sözümüz var: Biz her zaman sözümüzde durduk.”
Basın açıklamasının okumasının ardından öğrencilerden biri üniversite güvenliğinin binaları kapattığını ve öğrencileri binalara almadığını duyurdu. “Bu binalar bizim, bu üniversite bizim, bu irade bizim” diyerek “okulu terk etmeyeceklerini” belirtti.