Atanmış rektör Melih Bulu’nun görevden alınmasının ardından Boğaziçi Üniversitesi’nde 'vekil rektör' kararları geldi. Bulu'nun yerine vekaleten rektör olarak atanan Prof. Dr. Mehmet Naci İnci öğretim görevlisi Can Candan'ı görevden aldı ve sekiz yıldır Boğaziçi’nde ders veren avukat Feyzi Erçin’in derslerini onaylamadı. Protesto sürecinde öğrencilere verdiği destekle bilinen avukat ve akademisyen Feyzi Erçin, Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü'nün "Film Çalışmaları Programı" kapsamında sekiz yıldır yarı zamanlı olarak film dersleri veriyordu. Erçin gelinen noktayı ve Prof. Dr. Naci İnci’nin kararlarını değerlendirdi.
'Boğaziçi'nin geleneği hep seçim olmuştur'
Erçin şunları vurguladı:
"Bu noktaya gelinmesindeki en temel faktör tabi ki seçimle değil de atama ile gelmiş bir kişinin dayatılmasıdır. Sonuçta herkes kabul etmeli ki en doğrusu rektörlük için seçim yapılmasıydı. Boğaziçi Üniversitesi’nin geleneği hep seçim olmuştur. Diğer üniversitelerden farklı olarak 12 Eylül döneminde bile bu geleneğe sahip çıkmıştır. Dolayısıyla yapılan şey hukuken de ahlaki olarak da yanlıştı”
‘’Atanan kişinin partizan kimliği ve geçmişi, artı üniversiteyi yönetme biçimi bu gerginliği ve mutsuzluğu sadece pekiştirdi. Daha atanmasının ardından birkaç gün geçmişken yaşanan gözaltılar, sonrasındaki tutuklamalar, okulun içerisindeki sivil polis şiddeti, güvenlik artışı, yetersiz bir iletişim, yetersiz bir yönetim biçimi ve dayatmalar gerginliği artırdı. 6 ay geçmesine rağmen hiçbir olumlu sinyal alınamadı. Melih Bulu’ya tanınan süre 6 aydı. Dolayısı ile karar hiç şaşırtmadı, kararın veriliş biçimi de hiç şaşırtmadı. Öğrenciler de akademisyenler de zaten Bulu için 'senin bile gittiğinden haberin olmayacak' diyorlardı. Keza öyle de oldu. Dolayısı ile şu noktaya kadar şaşırtıcı bir durum yok."
Erçin, Melih Bulu tarafından ileriye atılmış olumlu hiçbir adımın olmadığını ve giden rektörün her kesim açısından başarısız bir isim olduğunu belirtti.
‘Sadece öğrencilerimi üzmek için alınmış bir karar’
Vekaleten rektör olarak atanan Prof. Dr. Naci İnci tarafından yaz okulu derslerine onay verilmemesini de değerlendiren Erçin şunu ifade etti:
"Tamamen partizan bir tavır, sadece kötülük olsun diye ve cezalandırmak üzere yapılmış bir tavır. Sadece benim öğrencilerimi üzmek için alınmış bir karar. Ben bu süreçte öğrencilerle hiç kopmayacak bir bağ kurdum. Benim dersim verilirse bundan öğrenciler memnun olacak ve iradenin politik konumlanmasına da dersin kendisinin bir zararı olmayacaktı. Dolayısı ile dersin kapatılması okulun menfaatine değil zararına bir durum”
Avukat olduğu için adliyede öğrencilerin yanında olmaya devam edeceğini belirten Erçin şunları vurguladı:
"Önüne geçemeyecekler. Kendi adlarına elde edebilecekleri bir menfaat yok. Zor koşullarda fedakârlıkla ders veren birçok hoca gibi benim de dersimin kapatılmış olması üniversite ve öğrencilere verilmiş büyük bir zarar. Bunu da bilerek yapılıyorlar. Onlar için önemli olan fayda veya zarar olmasından ziyade tam olarak cezalandırma mantığı. 'Madem sen onlara yardım ediyorsun, öyleyse al cezanı bir daha buraya gelme' deniyor. İdari açıdan baktığımda kamu yararı zaten gözetilmiyor ama onun dışında kendisi için de bir menfaat gözetmiyor, sadece öğrencileri cezalandırmaya çalışıyorlar. Bu da çok çocukça, bir yöneticinin yapacağı şeyden ziyade kıskanç ve kızgın bir çocuğun yapacağı hareket gibi.”
“Naci İnci, Can Candan’ın derslerini keserek kendi yolunu kapattı”
2 Ağustos'taki rektörlük sürecini de değerlendiren Erçin şunların altını çizdi:
"İktidar birçok alanda yaptığı gibi aslında kamuoyunu yokluyor ve bir süre veriyor. Birçok kişi aslında şu anda Naci İnci’nin rektör olarak atanacağı üzerinde duruyor. Ben kesinlikle Naci İnci’nin rektör olacağını düşünmüyorum. Bu süreçte itibarından çok şey kaybetmiş bir isim. Dolayısı ile atayacaklarını zannetmiyorum."
Erçin sözlerini şu şekilde sonlandırdı:
"Muhtemelen 2 Ağustos’a kadarki sürede Boğaziçi’nin tüm bileşenleri şeçilmiş kişileri öne sürecekler. Bu kişiler başta olmak üzere, YÖK kim nasıl davranıyor, hangi bileşen nasıl davranıyor ve nasıl bir karar alsak diye tartıyor. Bu iktidarın sıklıkla uyguladığı taktik aslında. Ortaya bir düşünce atıyor, bunu tartıyor ve sonrasında ne yapacağına karar veriyor. O yüzden bence YÖK açısından henüz verilmiş bir karar yok. Bundan sonra ne olacağına da önümüzdeki 3 hafta kişilerin nasıl davranacağı karar verecek. Naci İnci, Can Candan’ın derslerini keserek kendi yolunu kapatmış oldu. Bu tavırla kimsenin devam etmek isteyeceğini düşünmüyorum."
Didem Mercan - Gazete Duvar / 18.07.21