Volkswagen işçilerinin sorunlarını işleyen “Vorwärtsgang” işçi bülteninde yayınlanan “sınırsız insafsızlık” başlıklı yazı, son haftalarda dikkat çekmeye başladı. Almanya’nın Wolfsburg şehrinden 59 yaşındaki bir Volkswagen (VW) işçisi, 10 Aralık 2019’da gece vardiyası esnasında kalp krizi geçirerek hayatını kaybediyor. Yazı, VW şirketinin ölüye karşı küstahça tutumunu tüm detaylarıyla gözler önüne seriyor.
Bu olay, Şubat ayının sonuna kadar VW tekeli tarafından gizli tutuldu. Yazının sosyal medyada yayılmasının ardından, şirketin basın departmanı, işçinin gece vardiyasında hayatını kaybettiğini doğrulamak zorunda kaldı.
Ölümün ardından fabrika üretim bandının durdurulmamasına ilişkin bir VW sözcüsü şu küstahça açıklamayı yaptı: “Birisi uçağın içinde öldüğünde uçak uçmaya devam eder veya tren bir sonraki tren istasyonuna kadar hareket halinde olur.”
Ceset, üretim bandının birkaç metre uzağında örtüldü. Polis ve cenazeyi götürenler gelene kadar yaklaşık iki saat boyunca işçiler cesedin yanında çalışmaya devam etmek zorunda bırakıldılar.
“Sınırsız insafsızlık” yazısında yer alan bilgiler, VW ekip şeflerinin insanlık dışı davranışlarını gösteriyor:
“İşçiler malzemeleri üretim bandına götürmek için cesedin yanından geçmek zorunda kaldılar. Bazıları bunu yapmak istemediğinde ekip şefleri şu sözlerle çalışmaya devam etmelerini emretti: ‘O artık bir ölü, hiçbir şey fark etmiyor!’ (…) ‘yaşlılar öldüğünde, gençler için daha fazla yer olacaktır!’”
“Ethecon” Vakfı ile “Aktion/Arbeitsunrecht” tarafından yapılan başvurular, VW grubu tarafından halen cevaplanmamıştır. Almanya’nın “Focus” ve İsviçre’nin “Blick” gibi tanınmış sitelerinde ölüme dair haberler yapılmasına rağmen olaya fazla ilgi gösterilmedi.
Wolfsburg kentindeki IG-Metall sendikası ile fabrika işçi temsilciliği şimdiye kadar ne resmi bir açıklama ne de olaya ilişkin bir çalışma yaptılar.
Aktion/Arbeitsunrecht’in telefonla görüştüğü işçi temsilcisi ölüme dair şu cevabı veriyor: “Sizin kurum bana tanıdık gelmiyor.(…) Size hiçbir şey söylememe gerek yok.(…) Araştırmalarınızı daha iyi yapın!” IG Metall ise, olaya ilişkin hiçbir bilgisi olmadığını iddia ediyor.
Sendika ve işçi temsilciliği kendilerine düşen sorumluluğu yerine getirmeyerek, VW şirketinin bu insanlık dışı davranışının unutulmasına hizmet ediyorlar. İşçi temsilciliği ve sendika bu utanç verici tutumlarıyla VW işçisinin ölümüne göz yummuş oluyorlar. Bu anlamda işçi haklarını savunma iddiası lafta kalıyor. Onlar işçilerin değil Volkswagen tekelinin temsilcileri rolüne soyunmuşlardır.
Dünyanın en büyük otomobil tekellerinden biri olan Volkswagen ve diğer tekeller işçileri insan olarak değil, sadece işgücü olarak görürler. Fabrikalar kapitalistlerin özel mülkiyetinde kaldığı sürece, sömürü çarkı döndüğü müddetçe tekellerin gözünde bir işçinin emeğini kullanmak, makinada bir vidayı değiştirmekle aynı görülecektir.