Volkswagen’nin (VW) Wolfsburg’daki fabrikasında Perşembe (4 Kasım) günü yapılan ve 7 bin VW çalışanının katıldığı toplantıyı dünya çapında 50 bine yakın VW çalışanı da internet üzerinden izledi. Perşembe sabahı saat 09.30’da başlayan ve iki saat süren toplantıda, elektromobiliteye dönüş nedeniyle 30 bin kişinin işten çıkarılacağı açıklandı. Kararı duyuran CEO Herbert Diess ile buna karşı çıkan Grup Çalışma Konseyi Başkanı Dantela Cavallo arasında sert tartışmalar yaşandı.
Toplantı, Volkswagen AG’nin hissedarlarından olan, Aşağı Saksonya Eyalet Hükümeti adına sosyal-demokrat Başbakan Stephan-Peter Weil’in açılış konuşmasıyla başladı. Şirket ve iş gücünü güçlerini birleştirmeye ve yan yana durmaya çağıran Weil, konuşmasında işçi düşmanı argümanları tekrarlayarak ücretsiz izinleri, “işçilerin ve kapitalist tekelin çıkarına olan ortak bir formül” diye sundu.
Alman burjuva basını toplantıyı, “Elektromobiliteye dönüş nedeniyle VW içindeki ton daha da sertleşiyor. CEO ile çalışanlar arasındaki gerilim gözle görülür şekilde tırmanıyor” ifadeleriyle haberleştirdi.
Grup Çalışma Konseyi Başkanı Daniela Cavallo ise, toplantıya katılan binlerce çalışanın önünde yaptığı konuşmada, “Burada gemide çok fazla insan yok” diyerek yeniden gündeme getirilen işten atma planlarına karşı çıktı ve VW CEO’su Herbert Diess’i bu saldırıların sorumlusu olarak gösterdi.
CEO Diess, Ekim ayı ortasında, Almanya’da elektrikli araçlara geçiş nedeniyle 30 bine varan iş kesintisi yaşanabileceğini söylemiş ve arsızca bu boyuttaki bir azalmanın “sorun olmadığını” vurgulamıştı.
Korona pandemisinden dolayı yaklaşık iki yıl sonra yapılan toplantı böyle bir atmosferde başladı. “Bizimle tek bir pozisyon müzakere edemezsiniz” diyen Çalışma Konseyi Başkanı Daniela Cavallo, CEO’nun çevresindeki yönetim kurulunun, yarı iletken tedarikindeki yetersizlik nedeniyle üretimin önemli ölçüde daralmasından çalışanları sorumlu tutamayacağını belirtti. Cavallo Diess’e seslenerek “Öyleyse işten çıkarmalar hakkında spekülasyon yapmayı bırakın ve çözümler bulmak için bizimle birlikte çalışın” dedi. İş konseyi başkanı, çalışanların yönetime artık güven duymadığına dair son spekülasyonlar hakkında, “Bu bireylerle ilgili değil. Bizi ilgilendiren tek şey, önümüzdeki zorluklara yönelik çözümler” dedi. Cavallo, bu çalkantılı zamanlarda güvenin iyi olduğunu, ancak kontrolün daha iyi olduğunu belirterek, “Grubun yönetim kurulu tarafından verilen ve sonunda zaten tutulmayan sözlere güvenmeye devam etmek istemiyorum” dedi.
Handelsblatt gazetesi Çarşamba günü, şirket ve denetim kurulu çevrelerine atıfta bulunarak, geçen Çarşamba günü yapılan denetim kurulu toplantısında çalışan temsilcilerinin Diess’e olan güvenlerini geri çektiklerini yazmıştı.
İşten çıkarmayla ilgili endişelere değindiği konuşmasında Diess, kendisinin devreye soktuğu 30 bin kişilik istihdamın yok edilmesi konusunu ise es geçti. “2030’da çocuklarınızın ve torunlarınızın Wolfsburg’da bizimle birlikte güvenli bir işi olmasını istiyorum” diyerek de demagoji yaptı. “Bugün var olan işler, önümüzdeki 10 ila 15 yıl içinde kesinlikle daha az olacak - özellikle grup düzeyinde yönetimde, aynı zamanda üretim ve geliştirmede.” diyen sermayedar, teknolojik dönüşümü çalışanların aleyhine kullanacaklarını dile getirdi.
Cavallo’nun yeni işten çıkarmalarla ilgili tepkisine yanıt olarak CEO, “Birbirimizle konuşmamız gerekiyor” diyerek, tepkileri yumuşatmak için sorunları sürece yayma yolunu seçti.
VW patronu Herbert Diess, Perşembe günü on binlerce dinleyicinin önünde e-mobilite hedeflerini açıkladıktan sonra, “Özellikle Wolfsburg grup için önemli ve öncü olmalı” dedi. Ancak rekabetin yakından izlenmesi gerektiğine de dikkat çeken CEO, kapitalist tekeller arsandaki acımasız rekabet savaşına vurgu yaparak “Bir sonraki Golf, Tesla olmamalı! Bir sonraki Golf, Çin’den gelmemeli!” diyerek, çalışanlara “düşman” olarak diğer ülkelerin kapitalist tekellerini gösterdi.
Diess, Berlin yakınlarında bulunan Grünheide’deki yeni tesisinde üretime başlamak üzere olan, kendi “rakibi” Tesla konusunda ise şunları söyledi:
“Tesla’nın konumumuzu, şirket merkezimizi yok etmesine izin vermemeliyiz! Daha hızlı üretim süreleri ve daha verimli işbirliği biçimleri planlıyoruz.”
Bu ifadeleriyle sosyal-demokrat Stephan-Peter Weil’in şirketi ve çalışanları (sermaye ve emeğin) güçlerini birleştirmeye, yan yana durmaya çağıran argümanlarını tekrarladı.
Grup Çalışma Konseyi Başkanı Daniela Cavallo’nun, “Yönetim Kurulu tarafından verilen ve sonunda hiçbir şekilde tutulmayacak olan sözlere güvenmeye devam etmek gibi bir arzum yok” çıkışını büyük bir tezahürat ve alkışlarla karşılayan işçiler, mücadeleye hazır olduklarını gösterdiler. İşçilerin halen en büyük dezavantajları ise, bu mücadeleye önderlik edebilecek denenmiş, sınıf bilinciyle donanmış önderliğin olmamasıdır. Mücadele alanına çıkmaya hazırlananlar bu eksikliklerini gidermenin yollarını da bulacaktır...
BİR-KAR İşçi Komisyonu / Almanya