ABD emperyalizmi haydutça bir saldırıyla İranlı General Kasım Süleymani’yi, Irak Haşd el Şabi’nin Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi El Mühendis’i ve altı kişiyi katletti. Saldırı geniş yankı uyandırdı ve pek çok tartışmaya neden oldu. İran’ın vereceği olası karşılık bağlamında çatışmaların alabileceği seyir ise halen tartışılıyor. Dünyanın en vahşi ve acımasız haydutu olan ABD tehditlerine devam ederken, olayların savaş boyutuna varma riski de artıyor.
Emperyalist saldırıların nasıl yıkıcı sonuçlar yarattığını Afganistan’a, Irak’a, Suriye’ye, Libya’ya, Yemen’e bakarak görmek mümkün. Ülkeler yakılıp-yıkılıyor. Halklar toplu kıyımlardan geçiriliyor. Milyonlarca insan yerini yurdunu terk edip sığınmacı durumuna düşüyor…
Emperyalist orduların saldırıları büyük kapitalist tekellerin çıkarları gözetilerek planlanır. Nitekim emekli olduktan sonra bunu açıkça itiraf eden Amerikalı subaylar var. Siyasetin silahlarla devam ettirilmesi demek olan savaşların gerçek nedenlerine bakıldığında, bu ilişkiyi çoğu zaman görmek mümkündür. “Ulusal çıkarlar”, “stratejik çıkarlar” gibi söylemlerle kast edilen, özünde bu tekellerin çıkarlarıdır.
Bu olgu kapitalist emperyalizmin nasıl da barbarlaştığını ortaya koyuyor. Bazılarının kasaları daha çok dolsun diye ülkeler yakılıp-yıkılabiliyor, toplu kıyımlar gerçekleştiriliyor, devasa servetler harcanıyor. Yapılan bu harcamalar da dönüp-dolaşıp yine tekellerin kasalarına akıyor. Bu barbarlık savaşlarının insani, mali, sosyal faturaları ise emekçi kitlelere ödetiliyor.
***
Kapitalist tekeller-savaş ilişkisinin farklı boyutları da var. Savaşlar bir sistem olarak kapitalizmin, dolayısıyla sınıfsal bağlamda burjuvazinin çıkarları için kışkırtılır. Bu çıkarlar savaşları kaçınılmaz kılar. Bu uğursuz döngünün insan soyuna ödettiği bedellerin haddi hesabı yok.
Gerici savaşlar genelde tekellerin çıkarlarını gözetmenin yanı sıra, bazı tekellerin kısa sürede kasalarını doldurmaları için de fırsatlar sunar. Bunların başını silah tekelleri çeker. Bunun yansımaları, dev bir kumarhane olan borsada işlem gören hisse senetleri fiyatlarının yükselmesiyle belirginleşir. Olayların mahiyetine göre bazı hisseler hızla yükselir. Örneğin ABD’nin Kasım Süleymani’yi katlettiği saldırının çatışma riskini arttırmasından dolayı enerji tekelleriyle silah tekellerinin borsadaki hisselerinin fiyatları arttı. New York, Londra gibi dünyanın en büyük borsalarında işlem gören bu dev tekellerin hisselerinin yüzde 4’ten fazla yükseldiğine dair haberler çıktı. Dev şirketler söz konusu olduğunda, yüzde 4’lük artış büyük bir rakama tekabül ediyor.
Gerilimin tırmanmasından, savaş olasılığının artmasından bile bu kadar kazanç elden tekeller, kârlarına kâr katmak için Ortadoğu’yu savaş alanına çevirmekten de çekinmezler. Halklar olası bir savaşın yaratacağı yıkımın kaygısını taşırken, kapitalist tekeller karlarını arttıracak bir savaş için el ovuştururlar.
Yani insan soyunun ezici çoğunluğunun çıkarları ile burjuva devletlerin çıkarlarını gözettiği tekellerin çıkarları birbirine zıttır. Kapitalizm varolduğu sürece savaşlar sürecek ve tekellerin kasası dolmaya devam edecektir. Dolayısıyla, insanlığın savaşız bir dünyaya kavuşabilmesi için öncelikle kapitalizmden kurtulması gerekmektedir.