Virüsün yarattığı tarihi yoksulluk

Birleşmiş Milletlerin son yayınladığı rapor, korona salgınının küresel yoksullukta tarihi bir artışa neden olduğunu saptıyor. Raporda, virüsün 1929’daki Büyük Buhran’dan bu yana en kötü ekonomik gerilemeye neden olduğu belirtiliyor ve 176 milyon insanın yoksulluk tehdidi altında olduğu vurgulanıyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 13 Eylül 2020
  • 15:43

Birleşmiş Milletlerin son yayınladığı rapor, korona salgınının küresel yoksullukta tarihi bir artışa neden olduğunu saptıyor. Raporda, virüsün 1929’daki Büyük Buhran’dan bu yana en kötü ekonomik gerilemeye neden olduğu belirtiliyor ve 176 milyon insanın yoksulluk tehdidi altında olduğu vurgulanıyor. Bu arada, Aşırı Yoksulluk Özel Raportörü Olivier De Schutter ise, “Krizin yoksulluk üzerindeki en kötü etkisi henüz gelmedi” diyerek, sorunun büyüyeceğine dikkat çekiyor.

Tagesschau.de’ nin haberine göre, diğer şeylerin yanı sıra Dünya Bankası rakamlarına dayanan rapor, günde 3,20 ABD dolarını yoksulluk sınırı kabul ediyor. Corona krizi sırasında 113 ülkede toplam 589 milyar ABD doları tutarında sosyal program başlatıldı. Ancak bu programın sorunları çözmesi beklenmiyor.  

Nitekim BM’nin Özel Raportörü, “Bu mevcut tedbirler genellikle kısa vadeli, yardımlar yetersiz ve birçok insan kaçınılmaz olarak boşluklara düşecek” diyor. De Schutter, bu nedenle uluslararası topluma yardım programlarını en yoksulların yararını gözeterek güçlendirmeye çağırdı. “Uluslararası toplum” diye tanımlanan emperyalist devletlere yapılan bu çağrının karşılık bulması beklenmiyor. Bu da yoksulluk sınırı altında yaşayanların sayısının artmaya devam edeceğine işaret ediyor.

Kayıt dışı çalışanlar daha kötü durumda

BM raporu, kayıt dışı ve güvencesiz çalışanların özellikle risk altında olduğuna dikkat çekiyor. Bu, dünya çapında toplam iki milyar insan veya çalışan nüfusun yüzde 61’inin risk altında olması anlamına geliyor. De Schutter, birçok ulusal yardım programının bu insanları ya hesaba katmadığını ya da yardımların birçok insana ulaşmadığını belirterek bu durumu eleştiriyor.

Birçok ailenin salgın sürecinde son rezervlerini tükettiğini ve her şeyini sattığını belirten rapor, özellikle de geçerli belgeleri-oturum izni olmayan göçmenlerin salgından çok daha ciddi şekilde etkilendiğini belirtiyor. BM raporu felaketin boyutunu ortaya koysa da, çağrı yapmak dışında kayda değer bir çözüm öneremiyor.