Avrupa Devrimci Gençlik Birliği (Revolutionärer Jugendbund-RJ) her sene düzenlediği gençlik kamplarından birini daha başarıyla tamamladı. Gençlik kampı RJ’lileri kaynaştırdı ve gençlik örgütü içinde yeni bir hava yarattı. Kamptan ayrılan gençler, bir hafta içinde edindikleri deneyimleri, kazanımları ve kolektif bir yaşamın yaratığı değerleri kampın dışına da taşıyacaklarını ve politik faaliyetlere yansıtacaklarını ifade ettiler.
Her zamanki gibi kolektif bir emeğin ve ön hazırlığın ürünü olan kamp bu yıl da “Kolektif bir hafta için” şiarıyla örgütlendi. Kampın öncesinde bildirilerle çağrıda bulunan, yerel çalışmalarda kampı tanıtan ve doğrudan gençlik çevreleriyle görüşen RJ’liler birçok yeni genci kampa katabildiler.
Bireycilik yerine kolektivizm
RJ, kamptaki güncel yaşamda yaptığı işbölümüyle her bireyi harekete geçirerek, 2017’deki başarısını sürdürebildi. Yemekten temizliğe, alışveriş ve kültürel faaliyetlerden sabah sporuna kadar görev dağıtımı yapan RJ’liler, gerçek anlamda kolektif bir yaşam yarattılar. Gençler sorumluluklarını üstlendiler ve eski alışkanlıklarını kırmayı başarabildiler. Özellikle yemek ve temizlik konusunda evlerinde normalde pasif olanlar, önemli adımlar atabildiler. Güncel yaşamın ancak herkesin katkısıyla başarılı geçebildiğini öğrendiler. Böylece programın sorunsuz akışında ve gençlerin memnun kalmasında komünist değerler belirleyici bir rol oynadı.
Aralarda ve akşamları programda yer alan kolektif oyunlar yine büyük bir ilgiyle karşılandı ve katılımcıları kaynaştırdı. Bireysel düşünmekle bir sonuca varılmadığını gösteren oyunlar, birlik halinde ilerlemeyi teşvik ediyordu. Bu şekilde, ilk başta hatalar yapan ve tartışan ekipler zamanla sorunlarını yenerek tek bir organizma gibi hareket edebildiler. Son derece öğretici olan oyunlar aynı zamanda heyecanlı ve eğlenceli geçti.
Kültürel faaliyetler
Kültürel faaliyetler sayesinde, her zamanki gibi, gençler arasında yeni yetenekler keşfedildi. Tiyatro, müzik ve enternasyonal danslar grubunda yer alanlar, beraber planlar yaparak, final gecesinde sergileyecekleri gösterileri hazırladılar. Her bir ürün, kapitalist sistemi teşhir eden, mücadele ruhunu ve enternasyonalizmi güçlendiren içeriklere sahipti.
Tiyatro ve müzik grupları bu sefer kendi çalışmalarının yanı sıra ortak bir faaliyet de yürüttüler. Oyunculukla beraber şanı da kapsayan bir müzikal sunarak yılbaşı gecesinde final programa katılan gençleri ve misafirleri hem duygulandırdılar hem de güldürdüler. “Romeo ve Juliet” adlı oyunda bir iş insanının kızı ve bir işçinin arasındaki aşk hikayesi anlatıldı. Oyunda gitar eşliğinde söylenen şiirler dahil gençlerin faaliyetlerde yarattığı kendi ürünleriydi.
Dans grubu, gösterisinde ilk kez folklorun dışında dünyanın değişik kültürlerinden yeni danslar ekleyerek “enternasyonal danslar” faaliyetini yürüttü. Ayrıca dans grubu kadın sorununu dans şeklinde elle aldı. Folklor, Roman havası, Karadeniz oyunları, İspanyol salsası, Yunan sirtakisi, Hint dansından oluşan oyun, büyük bir ilgiyle izlenip bütün katılımcılar tarafından yoğun alkışlarla karşılandı.
Kampın yeni yıldızları “Kızıl Afacanlar”
Bu seneki kampta ayrı bir tat katan ve katılımcıları hayran bırakan “Kızıl Afacanlar” çocuk grubu da yer aldı. Gelecekte RJ’de aktif olarak yer alma potansiyelini taşıyan çocuklar ilk günden itibaren güncel yaşama uyum sağladılar. Diğer gençler gibi yemekte ve temizlikte sorumluluklar üstlendiler. Hatta bazen ciddiyetleriyle büyüklere bile örnek oldular. Kültürel faaliyetlerde önemsenen Kızıl Afacanlar, hazırlanan sunumlarda aktardıkları fikirleriyle, küçümsenmeyecek katkılarda bulundular. Özellikle şiirlerin yazılmasında önemli bir rol oynadılar. Bazı konuların ağır olmasına rağmen çoğu zaman seminerleri ilgiyle takip ettiler. Yanlarındaki RJ’liler belli kavramları ve ifadeleri daha basit bir dilde aktararak, çocukların seminerlerdeki temel bilgilerden yoksun kalmamalarını sağladılar.
Kızıl Afacanlar kolektivizmin ne olduğunu hızla kavradılar. Yapılan konuşmaların ve atmosferin etkisiyle güncel yaşamı kampa uygun bir şekilde sürdürdüler. Topluluk nerede ise oradaydılar. Birbirine yardım etmek, arkadaşlık kurmak ve kimseyi dışlamamak tabii olarak görüldü. Kolektivizmin bir diğer sonucu da çocukların birkaç gün sonra “yoldaş” kavramı kullanmasıydı. Kampı büyük bir heyecanla karşılayan Kızıl Afacanlar, gelecekte de kampa katılmak konusunda kararlılar.
Politik seminerler
Kampın ana gövdesini oluşturan ve Almanya’daki devrimci gençliğin ilgi alanına göre isabetle seçilmiş politik seminerlerde, “Çocuk yoksulluğu”, “Gıda tekelleri”, “Almanya’da yeni polis yasaları”, “Evsiz barksızlar”, “Suriye, Rojava ve emperyalizm”, “Eğitim sistemi”, “İsrail-Filistin sorunu” ve “Alman Kasım Devrimi’nin 100. yılı” konu edildi. En büyük ilgiyi çocuk yoksulluğunu konu eden sunum topladı, zira sunum bizzat çocuklar tarafından hazırlanmıştı. Son derece başarılı olan sunum, kullanılan istatistikler, videolar ve verdiği bilgilerle seminer salonunda gözle görülür bir etki yarattı. Kızıl Afacanlar verdikleri yoğun emeğin karşılığını uzun alkışlarla aldılar.
Eğitim sistemi üzerine yapılan sunumdan önce küçük gruplar oluşturulup eğitim sistemindeki sorunlar üzerinde tartışmalar yapıldı. Canlı geçen tartışmalardan sonra her grup tartışmalardan çıkarttığı sonuçları sırasıyla sundu. Katılımcıların birçoğu kendi deneyimlerinden örnekler vererek, kapitalist sistemin eğitimde nasıl bir etki yarattığını daha anlaşılır bir şekilde ifade edebildiler. Ek olarak kampa katılamayan, Türkiye’de ortaokulu ve liseyi okuyan bir RJ’li ile Türkiye’deki eğitim sistemi üzerine yapılan bir röportajın videosu gösterildi.
Polis yasaları başlıklı seminerde, şu an bütün Avrupa’da olduğu gibi Almanya’da da yaşanan ekonomik kriz ve yaşanan sağa kayışın bir sonucu olan polis devletinin güçlendirilmesi ve insan haklarının yavaş yavaş yok edilmesi hakkında bilgilendirme yapıldı. Polislerin yetkileri somutta hangi biçimde genişletildiği sunuldu ve polislerin bugüne kadar resmi olarak bu kadar yetkiye sahip olmadıkları halde, tüm bu “yetkilerini” polis yasası var olmadığı zamanlarda da fiili olarak kullandıkları vurgulandı. Yeni polis yasasının “terörden korunma” gerekçesi ile öne sürüldüğünü, fakat asıl Ortadoğu’da bu terörün en başta gelen sorumlularının Almanya gibi emperyalist devletler olduğu vurgulandı. Ayrıca polis şiddetinin yer aldığı videolar gösterildi.
4. günde Rojava’daki durum işlendi. Güncel politik yaşamda birçok gencin takip ettiği Rojava’daki Kürt sorunuyla ilgili sunum, oldukça öğreticiydi. Sona doğru yapılan tartışmalar ve yorumlar sayesinde, çoğu kişide kafa karışıklığı yaratan soruna, daha eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşılması ve emperyalizmin hedeflerinin daha iyi kavranması sağlandı. Başka bir ezilen halkı anlatan “Filistin-İsrail” konulu seminerde, daha çok sol maskeyle antifaşist hareket içinde örgütlenen, fakat gerçekte sağcı olan ve İsrail’i destekleyen “Antideutsche” akımı hakkında bilgilendirme yapıldı.
Kampın son gününde ise 100. yıldönümü vesilesiyle Alman Kasım Devrimi’nin dersleri özetlendi. Kaybedilmiş devrimin deneyimlerini ayrıntılı bir şekilde aktaran seminerde, Spartakistler zamanında çekilen video ve resimler de gösterildi. Kaybedilmiş devrime yol açan en can alıcı nokta olarak, Alman isçi sınıfının devrimci bir partiden yoksun kalması vurgulandı. Seminerin sonunda, 13 Ocak’ta, 100. yılda Berlin’de gerçekleşecek LLL yürüyüşüne çağrı yapıldı.
Mücadele dolu 2019 yılı
Kampın finalini yine yılbaşı gecesi oluşturdu. Bütün hafta boyunca yürütülen kültürel faaliyetlerin ürünleri, ailelerin ve başka misafirlerin de katıldığı final programında sunuldu. Eğlenceli ve yaratıcı olan sunumlar bütün katılımcılar tarafından beğenildi. Programdan sonra, RJ 2019 yılına, artık gelenek haline getirdiği, dışarıda “One solution – Revolution!” sloganının atılmasıyla girdi.
2018 yılını başarıyla tamamlayan 5. devrimci gençlik kampı, yeni yılda da devrimci mücadeleyi yükseltmeye çağırıyor.
Kızıl Bayrak / Almanya