Avrupa Devrimci Gençlik Birliği (DGB) yaz kampı tamamlandı. Kamp, katılımcılardaki dönüşümle kendi başarısını ortaya koydu. Daha kamp bitmeden gençler içerisindeki dönüşüm görülüyordu. Görevli olduğu için isteksiz de olsa iş yapanlar, sonrasında görevlilere gönüllü desteğe gelmeye başladı. Gençler paylaşım konusunda da oldukça ilerleme kaydetti. Kampın ilk günlerinde çekingen ve sessiz kalanlar söz alıp fikirlerini çekinmeden söylemeye başladı. Özellikle kampın küçük katılımcıları olan çocukların bile kampın son günlerinde daha farklı bir kültürle davrandıkları yansıyordu.
7. gün semineri
Kampın son semineri İsrail ve Filistin arasındaki çatışma üzerineydi. Sunumu yapan genç yoldaş ilk önce Filistin’in tarihini ve İsrail’in oluşumunu özetledi. Ardından güncel durum ve son gelişmeler hakkında bilgiler aktardı. Son olarak geçmişten beri düşünülen çözüm yollarından bahsetti ve tartışmalar bölümüne geçti. Tartışmada, Filistin sorununun, iki halkın iki ayrı devlet kurmasıyla çözülmeyeceği vurgulandı. Zira düşmanlık, kapitalist devletler ve emperyalizm olduğu sürece devam edecektir. Burada Kürt sorunuyla bir kıyaslama yapıldı. İsrail’e gitmiş olan veya bazı gidenleri tanıyan gençler ise, ülkede yaşanan deneyimler üzerine konuştular. Havaalanında saatlerce süren sorgulamalar ve Araplara karşı ırkçılık örnek olarak verildi. Bir başka nokta da Almanya’da sol hareketi bölmeye çalışan “Antideutsche” (Anti-Alman) akımıydı. Antideutsche’lara göre, “İsrail devletini eleştiren herkesin Yahudi düşmanı olduğu” anlatıldı. Tartışmanın son sözlerinde, Filistin sorununun çözümü, İsrailli ve Filistinli işçilerin ve emekçilerin devlete karşı birleşmesiyle gerçekleşebileceği belirtildi.
Final etkinliği
Seminerden sonra öğlen saatleri gençlerin kültürel aktivitelerinin hazırlığıyla geçti. Gençler final etkinliği için büyük bir heyecanla farklı detaylar üzerinde çalıştı. Kampın her köşesinde gençlerin provaları vardı. Gençlerin etkinliğe verdikleri önem hazırlık sürecini ciddiye almalarından belli oluyordu.
Akşam final etkinliği sata 20.00’de başladı. İlk olarak dans ekibi gösterisi için tüm katılımcılar bahçeye çağrıldı. Gençler, Hint, Roman, İspanyol ve Anadolu ezgileriyle yöresel danslar sergiledi. Oldukça ilgi çeken gösterinin ardından etkinliğin devamı için salona geçildi. Tiyatro ekibiyse eğitim sistemini ve sistemin doğa tahribatını konu alan skeçlerini sundu. “Mavi Domates” üzerinden işlenen konu gençlere mücadele mesajları verdi. Burjuva basının da teşhir edildiği skeçte reality show kültürüne dikkat çekildi.
Son olarak sahneyi müzik atölyesi aldı. Başta Alman işçi sınıfının devrimci marşları olmak üzere bir dizi enternasyonal ezginin çok sesli dillendirildiği dinletide şarkılar hep bir ağızdan söylendi. Çav Bella İtalyanca, Almanca, Türkçe söylendi. Müzik ekibi, dinletide söylediği Enternasyonal marşını da 27 Temmuz’da yitirdiğimiz Zeliha yoldaşa ithaf etti.
Final etkinliğinin son bölümünde katılımcılar kampa dair gözlemlerini aktardı. Birçok genç kendilerindeki dönüşümü anlatırken ilk günler isteksiz olanların son günlerde ayrılmak istememesi en genel vurguydu. Kampın sosyalist dünya görüşünün pratikte üretildiği bir komüne dönmesi, İtalyan, İspanyol, Alman, Gürcü, Yunan, Türkiyeli ve Kürdistanlı katılımcılarıyla çokuluslu bir enternasyonal buluşmanın önemi ifade edildi. Türkiye’deki kampa da katılmış olanlar iki kamp arasındaki benzerliklere dikkat çekerek kamp ortamındaki kolektivizmi vurguladılar.
Kamp boyunca seminerlerden oyunlara uzanan görüntülerden oluşan sinevizyonla program tamamlandı.
8. gün gençler kamp alanının kolektif temizliğini gerçekleştirdi. Kalınan odalardan başlanarak tüm kullanım alanları toparlandı. Kamp boyunca yaratılan ortak yaşam kültürü son günün işlerinde de kendini gösterdi. Hep birlikte tamamlanan görevlerden sonra gençler bir sonraki kamplarda buluşma dilekleriyle ayrıldı.
Kızıl Bayrak / Almanya