Geçen yıl dünya genelinde 15 bin ve Fransa’da 4.600 işçi çıkaracağını açıklayan Renault, geçen hafta perşembe günü Fransa’da ek olarak 2 bin işçinin iş akdini fesih edeceğini bildirdi. İşçi kıyımının hangi işçileri kapsayacağı açıklanmazken, 40 bin işçinin arasında bulunan 10 bin taşeron işçisi, Renault kapitalistlerince kapı önüne koyulma tehdidiyle karşı karşıya bulunuyor.
Geçen sene daha fazla işçi çıkarılmayacağını öne süren Renault kapitalistleri, mühendislik faaliyetlerinin yapılandırılacağı ve özellikle “çevre dostu”, “ekosistemi koruma” yalanlarıyla “daha az kirletici elektrikli araç yapımına ağırlık verileceği” bahaneleriyle tekrar işçi kıyımı gerçekleştirecek.
Renault, sendikalarla “3 yıllık sosyal anlaşma” adı altında başlatılan 2022-2024 toplu sözleşme pazarlıklarının açılışında, işten çıkarmaları “ekolojik geçiş” kisvesi altında haklı çıkarmaya çalışıyor. Bunun öncesinde algı operasyonu yapmaya çalışan Renault şirketi, Fransa’da 9 yeni elektrikli aracın imalatı dolayısıyla 2.500 yeni işçi alınacağını duyurmuştu. Fakat, şirketin bu son açıklamasıyla beraber kıyım gerçeği ve yalanlar ortaya saçıldı.
Renault kapitalistleri ayrıca, pandemi nedeniyle alınan önlemlerden kaynaklı ve daha yapısal konuları bahane ederek, “Renaulution” adında yapılandırmasını hayata geçirecek. Revolution Permanente’de yer alan habere göre, bu yapılandırma üç etaptan oluşuyor. İlk olarak 2025 yılına kadar imalat giderlerinde 3 milyar avroluk bir tasarrufa gidilmek isteniyor. İkinci aşamada, yine 2025’e kadar %10 olan AR-GE mühendislik bütçesinin %8’e düşürülmesi planlanıyor. Son olarak da, her araç başına değişken olan giderlerden 600 avro tasarrufa gidileceği söyleniyor. Bu son adımda, sözü edilen tasarruf, patronların kârından kesilmeyeceği üzere dolaysız olarak işçi ücretlerinde kesinti anlamına gelecek. Bu sebeple Renault kapitalistlerinin, işçi kıyımıyla kalmayarak, sömürü koşullarını ağırlaştırma ve gelirleri düşürme gibi daha kapsamlı sosyal saldırılara gitmesi bekleniyor.
Salgın döneminde Fransız devletinin verdiği desteklerin en büyüğü 5 milyar avro ile Renault şirketine sunuldu. Bununla birlikte, birkaç sene önce Renault’ya bağlı olan Nissan şirketinin CEO’su Carlos Ghosn’un yolsuzluk yaparak, şirketin gelirlerini kendi hesabı için kullandığı medyaya yansımıştı. Araba alıcılarına ciddi bir güvensizlik yarattığı gibi, borsada büyük bir düşüşe de neden olmuştu. Fakat tüm bu olayların üstü kapatılarak, koronavirüs gibi fırsatlar kollanarak Renault kapitalistleri ve onların kârları korunurken, yaşamı hiçe sayılan işçilerin gelirlerine göz dikildi. İşçiler birlik olup mücadeleyi yükselterek gündemdeki saldırı planını boşa çıkarmazsa hak gasplarının da arkası kesilmeyecektir.