BİR-KAR (İşçilerin Birliği Halkların Kardeşliği Platformu) Teslim Demir’i ve Ulucanlar zindan direnişinde şehit düşen devrimcileri anmak için Paris'te etkinlik düzenledi.
30 Eylül Cumartesi günü saat 14.00'te Dersim Kültür Derneği'ndeki anma için salona Ulucanlar şehitlerinin ve Teslim Demir'in fotoğrafı asıldı. Sahneye Teslim Demir'in “Devrimci politika devrimci örgüt zemininde üretilebilir!” sözlerinin yer aldığı TKİP imzalı pankart asıldı. Salon girişinde de Teslim Demir'in devrimci yaşamını anlatan Sinan ve Dersim, Devrime Adanmış Yarım Asır kitaplarıyla stant açıldı.
Anma programı Ulucanlar şehitleri ve Teslim Demir şahsında tüm devrim ve sosyalizm mücadelesinde düşenler için yapılan saygı duruşuyla başladı.
Ardından TKİP adına açılış konuşması yapıldı. Anma etkinliklerinin sadece yıldönümlerinde yiğit devrimcileri yad etmek üzerine olmadığı, bir amacı vurgulamak adına her dönem bir mesajın öne çıkardığı ifade edildi. Bir yıl masa başlarında kurulan birliklerin değil zindanlarda yaratılan samimi birleşik mücadelenin vurgulandığını, diğerinde devrimci örgüt fikrinin altının çizildiği ifade edildi. “‘Yeni’ adı altında reformizme ya da revizyonizme kaçışların karşısında devrimci yenilenmeden yana tavır alan Sinan'dan, Ümit'ten, Habip'ten öğrenecek çok şey olduğu” vurgulandı.
Konuşma Ulucanlar'daki zindan direnişinin “Bir yandan teslim alınamayan iradeye diğer yandan ise toplumsal direnç noktalarına yönelen bir saldırıya cevap olduğu” vurgulandı. Ulucanlarla başlayan, 19 Aralık katliamına ve F tipi tecrit saldırılarına uzanan sürecin bugün de sürdüğü o iradenin hala direndiği ifade edildi. “Bu saldırılarla yolu düzlenen sermaye iktidarının bugün AKP eliyle daha pervasız bir baskı ve sömürü sistemi kurduğunu görmek gerektiği” belirtildi. Bu yanıyla Erdoğan'ın Ecevit’ten bayrağı devraldığı söylendi. Bugün Erdoğan'a karşı Kılıçdaroğlu'nu alternatif olarak sunmanın tehlikesine de işaret edilerek Ulucanlar direnişine vurgu yapıldı.
Ardından Ulucanlar'da şehit düşen önder kadrolar Habip ve Ümit ile Sinan yoldaşların parti için önemleri ifade edildi ve şunlar belirtildi:
“Zor dönem devrimcileri olmaları, tüm baskı, devrimden kaçış ve parlamenterist eğilimlerin güçlü etkisine rağmen işçi sınıfının devrimci örgütünü yaratma iradesinin ortaya konulmasında etkin bir rol oynamalarındadır.”
Bunun önemine dair örneklerle konuşma devam etti. Sinan'ın ise hem yükselişin hem geriye çekilişin içinde örgütlü mücadelede ısrar etmesinin değerine dikkat çekildi. Habip ve Ümitler EKİM’in içinde yetişmiş kadrolarken Sinan’ın ise geçmişin izlerini kendinde yenileyerek bir dönüşüm gerçekleştirdiği, geçmişin özeleştirisini verebilme gücüne dikkat çekildi.
Son olarak Sinan yoldaşın Avrupa'daki mücadele dönemine de değinilen konuşmada Avrupa'daki göçmen işçiler olarak bulundukları ülkenin sınıf mücadelelerine katılmalarının önemi ve bugünün görevlerine işaret edildi. Konuşma şu vurguyla sonlandırıldı:
“Biz onları sadece ölüm yıldönümlerinde değil 12 ay birleşik mücadeleyi, Avrupa’daki çalışma görevlerini, yoldaşlık ilişkilerini tartıştığımız her an anıyoruz. Onlardan öğrenmeye devam ediyoruz.”
“Hafıza sorunu”na karşı bir adım : Sinan ve Dersim
Etkinlik sinevizyon ve Ulucanlar şehitleri için yapılan şiir dinletisi ile devam etti. Son olarak “Sinan ve Dersim” kitabını hazırlayan Baki Duman bir sunum gerçekleştirdi. Kendisini kitabı hazırlamaya iten nedenlerin başında Türkiye devrimci hareketinde yaşanan “hafıza sorunu” olduğunu ifade etti. Duman, konuşmasında “70'lerin devrimci kuşağının 60'lardaki devrimci çabayı görüp özümseyebilmesi durumunda farklı bir tarih yazılabileceğini” vurguladı. Sadece Teslim Demir'e dair değil Sait Kırmızıtoprak dönemine, Kemal Burkay'ın 60'lardaki çabasının değerine değinen Duman, onların o dönemki öneminin okunamamasının kaybettirdiklerine dikkat çekti. Sinan ve Dersim çalışmasının böyle bir gelecek arayışına katkı amacı taşıdığı ifade eden, 12 Eylül sonrası kolay yenilgiye değinen, Dersim'de yaratılan değeri vurgulayan Duman, sözlerini bugünün görevlerine ve bunların başarılamadığı takdirde önümüzdeki kuşağa bırakılacak devrimci mirasın handikaplarına dikkat çekti. İşçi sınıfı hareketinin kadın ve Kürt özgürlük mücadelesi ile birleşme zeminin devrimci partinin doğru müdahalesiyle olacağı ve işçi sınıfı önderliğinde devrime ulaşmasının mümkün olduğu ifade edildi. Duman’ın formülasyonları sade ve net bir şekilde dile getirmesi, izleyicilerin de dikkatini çekti. Dikkatle dinlenen sunumun ardından etkinlik soru cevap ve konuşmalarla devam edildi.
Sinan'ın lise arkadaşı ve onunla zindanda birlikte kalan bir kadın devrimci konuşma yaparak anılarını paylaştı. Sinan'ın futbol oynamayı sevmesinden, sahte kimlikle girip çıkması ve bazı örneklerden söz edildi.
Devamında kitaba dair eleştiri ve yorumlar yapıldı. Kitapta anlatılan bazı olayların “tartışmalı olduğu” için mücadeleye katkısı olmadığı iddia edildi. Duman buna yanıt vererek kısır tartışmalara, o dönemin olaylarının spekülasyonlarına girmeye gerek olmadığını, sözü edilen olayın Alparslan Türkeş tarafından teyit edildiğini ifade etti. Kaypakkaya sonrası Dersim'de TKP-ML etkisinin tartışılamayacağını, Sinan'ın yarattığı örgütün bölgedeki tek siyasal örgütlü güç olduğunu vurguladı. Bunu somut örgüt tablosu ve ortaya çıkarttıkları siyasal-politik müdahale örnekleriyle açıkladı. Diğer örgütlerin çabasını yadsımadıklarını ancak devletin tüm kolluk gücüyle kuşattığı okulda öğrencileri kendi organizasyonuyla dışarı çıkartan örgütü, valiyi kitle önüne getirip özür dileten gücü, sıkıyönetim altında silahlı kitlesel korsan eylem örgütlemeyi hatırlattı.
MLKP temsilcisi sunumdaki bazı söylemlerin gerilla mücadelesine karşı tehlikeli bir ifade taşıdığını öne sürdü. Bu eleştiri üzerine sözlerinde bunu amaçlamadığını, bu uğurda düşenlere saygı duyulduğunu ancak binlerce fedakâr yiğit devrimcinin savundukları sınıf temelli devrimci mücadelede “doğru topraklarda ekilselerdi” denilerek bunun sonuçlarının nasıl olacağının düşünülmesi gerektiğini ifade etti.
TDKP geleneğinden gelen katılımcılar da sorular sordu, yorumlara değindiler. Ağırlıklı sorularda Kaypakkaya geleneğine dair çubuk bükmeler artınca Duman, bu konuya dair konuştu.
Bir başka katılımcı da buradan çıkıp yeni için ne sonuçlar çıkarıldığı, yenilenmenin nasıl başarılacağının tartışılması gerektiğini ifade etti. Duman'ın buna “Eğer bunu başaramazsak bir sonraki kuşağa bırakacağımız miras olmayacak” şeklinde yanıtlaması önemli bir mesaj oldu.
Soru cevap kısmından sonra mücadele alanlarında buluşma dileğiyle anma tamamlandı.
Anma sadece şehitlere dair bir saygı sunumundan çıkıp mücadele görevlerine çağrı ve devrimci hareketin tarihten öğrenerek eleştirilmesi, geliştirilmesine dönen tartışma ortamıyla nitelikli bir toplantıya dönüştü. Bu, politik etkinliklere ilginin azaldığı bir dönemde katılımın yüksek olmasından da anlaşılıyordu. Salonun tamamen dolmuş olması, zamandan kaynaklı konuşamayanların da olması etkinliğin etkisini yansıtıyordu.
Kızıl Bayrak / Paris