Açlığın, yoksulluğun derinleştiği, temel hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, rant ve talan politikaları ile depremin büyük bir katliama dönüştüğü bir dönemde karşılıyoruz 1 Mayıs’ı.
Milyonlarca işçi ve emekçi açlık sınırının altında ücretlerle vahşi sömürü koşullarında çalışmak ve yaşamak zorunda bırakılıyor. Temel hak ve özgürlüklerden yararlanamıyor. Depreme dayanıksız, betondan ve demirden çalınmış binalarda ya ölüme terk ediliyor ya da barınma sorunuyla yüz yüze kalıyor. Eğitim, sağlık, kültür-sanat gibi ücretsiz olması gereken en temel haklara erişilemiyor. Rant, yağma ve talan politikalarıyla doğa ve canlı yaşamı katlediliyor. Her güne kadına yönelik taciz ve şiddet haberleri ile uyanıyoruz. Kadınlar katlediliyor. Çocuklara yönelik istismar yaygınlaşıyor. “Eğitim yuvaları” adı altında tarikat ve cemaatler okullarda cirit atıyorlar. Başta Orta Doğu olmak üzere dünyanın her tarafında savaş tamtamları çalıyor, mazlum halkların üzerine bombalar yağdırılıyor. Emperyalist savaş baronlarının kirli savaş ve saldırganlık politikalarını imha ve inkar politikaları tamamlıyor.
Yaşanan tüm bu sorunların kaynağı kapitalist sömürü düzendir. Öyle ki milyonlarca işçi ve emekçinin sırtından servet kazananlar, insan hayatını hiçe sayıyor. Açlık karşısında şükretmeyi, yoksulluk karşısında fıtratı, katliamlar karşısında kaderi ön plana çıkararak durumu olağanlaştırmayı hedefliyorlar. İşçilerin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin haklı ve meşru taleplerle yürüttükleri mücadeleyi devletin zor aygıtlarını devreye sokarak zorbalıkla bastırmaya çalışıyorlar. Sermaye adına her türlü baskı ve zorbalığı hayatı geçiren AKP-MHP iktidarının alternatifi olarak karşımıza yine düzen partilerini çıkarıyorlar. Kapitalizmin yaşamlarımızda yol açtığı yıkıma karşı fabrikalarda, sokaklarda, mahallelerde, okullarda mücadeleyi yükseltmek yerine seçim sandıklarını umut olarak vaat eden ilerici-sol güçler parlamentarist hayaller yayarak sömürünün ve gericiliğin son bulacağını iddia ediyorlar.
Seçimlere kalan günleri sayanlara inat bizler de 1 Mayıs’a kalan günleri sayıyoruz.
1 Mayıs, iki sınıfın karşı karşıya geldiği ve kavgaya tutuştuğu bir mücadele gündür.
1 Mayıs, emeğin kurtuluşu mücadelesinin simgesidir.
1 Mayıs, devrim ve sosyalizm şiarlarının haykırıldığı, sınıfa karşı sınıf duruşunun kararlılıkla sergilendiği bir mücadele günüdür.
İşçi sınıfının sermaye düzenine karşı yükselttiği mücadele bayrağı yüzyılı aşkın bir süredir bu topraklarda dalgalanıyor. Açlığa, yoksulluğa, sefalete, temel hak ve özgürlüklerin gaspına karşı mücadelemiz bugün de kesintisiz olarak sürüyor.
Geçmişin devrimci mirası ve değerleri Denizlerden, Mahirlerden, İbrahimlerden sınıf devrimcilerine uzanıyor. Onlar devrimci kopuşu ve devrimde ısrarı simgeleyen bir kuşağın temsilcisi olarak bugün de mücadelemize yol göstermeye devam ediyorlar.
Onların devrimci mirasını ve değerlerini bugün seçim sandıklarına sıkıştırmaya çalışan reformist-tasfiyeci sol parti ve güçlere karşı devrim ve sosyalizm davasını kararlılıkla savunmak tarihsel ve güncel bir sorumluluktur.
Sosyalizmin kızıl bayrağı dalgalanmaya devam ediyor. Geçmişten aldığımız güç ve birikimle geleceğe yürümek, devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütmek için 1 Mayıs’ta alanlara çıkmalıyız.
Teslim Demir 1 Mayıs Hazırlık Komitesi olarak, Sarıgazi, Ümraniye, Sultanbeyli’de 1 Mayıs’a hazırlık çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
İşçi ve emekçileri tarihsel ve sınıfsal özüne uygun 1 Mayıs için mücadeleyi büyütmeye ve haramiler düzeninden hesap sormaya çağırıyoruz.
1 Mayıs’ta “Sınıfa karşı sınıf, düzene karşı devrim, kapitalizme karşı sosyalizm!” şiarını haykırmak için Teslim Demir 1 Mayıs Hazırlık Komitelerine katılmaya, alanlarda/meydanlarda devrim ve sosyalizm bayrağını yükseltmeye davet ediyoruz.
Sarıgazi Teslim Demir 1 Mayıs Hazırlık Komitesi
11 Nisan 2023