Bugün saat 15.00’teki etkinlik devrim ve sosyalizm uğruna şehit düşenler için saygı duruşuyla başladı.
İlk olarak BİR-KAR İşçi Komisyonu’ndan bir temsilci Avrupa’daki neoliberal saldırı politikaları ve sınıfın güncel tablosunu detaylı istatistikler ve somut verilerle aktardı. Emperyalist-kapitalist sistemin krizini özetleyerek Almanya ve Fransa kıyaslamalarıyla yoksulluk ve sefalet koşullarına dikkat çekti. Görsel sunumla beslenen verilerle servet-sefalet kutuplaşması ortaya koyuldu. Ayrıca emperyalist devletlerin son vergi politikalarıyla burjuvazinin nasıl rahatlatıldığı ve işçi sınıfının kemer sıkmaya mecbur edilmesi teşhir edildi. Kapitalist düzenin çelişkilerine ve açmazlarına değinilen sunumda, sistemin yarattığı kârlara rağmen geleceğinin olmadığı vurgulandı. Bu saldırılara paralel olarak sınıfın da örgütsüzleştirildiği ve mücadelesinin engellendiği ifade edildi. Sendikalaşma oranları ve işyeri temsilciliklerine dair aktarımlarda bulunuldu.
“Sarı Yelekliler’in parçası olmalıyız”
Sunumun ardından Sarı Yelekliler’in Champs Elysees’deki çatışma görüntülerinden oluşan bir sinevizyon gösterildi. Ardından söz Paris BİR-KAR’dan bir temsilciye verildi. 23. haftasında ve hâlâ süren bir hareketin içerisinden konuşulduğuna değinilerek Sarı Yelekliler hareketinin benzin zamlarına tepkiyle başladığı ancak eylem içinde taleplerin politikleştiği ifade edildi. Ekonomik taleplerden referandum talebine geçildiği, sermaye devletinin tüm tavizlerine rağmen değişimin sürdüğü anlatıldı. Son haftalarda atılan “devrim” sloganlarının anlamına dikkat çekildi.
Sudan ve Cezayir’deki kitle hareketleriyle Sarı Yelekliler’in alanlardaki buluşmasına atıfla enternasyonal mücadelenin imkanlarının ve aşırı sağın göçmen karşıtı politikalarını aşacak koşulların eylem içerisinde sağlanabileceği ifade edildi.
Sarı Yelekliler’in, sendikal bürokrasinin denetimindeki gerici eğilimlere karşı bir ileri çıkış yarattığını, genel grev kararlarını süresiz genel grev şiarıyla ileri çektikleri ifade edildi. Sarı Yelekliler hareketinin 5 aylık süreci geride kalırken, bu mücadelenin bir parçası olmak gerektiği vurgulandı. Güncel görevin eylemde destekçi olarak değil bizzat bir özne olarak yer almak olduğu ifade edildi.
Soru, cevap ve yorum kısmında bir katılımcı Sarı Yelekliler’in parçası olmak adına kuyrukçusu olunmaması gerektiğini ifade etti. Bir başka katılımcı ise öznesi olmanın önderi olmak olmadığına dikkat çekerek bu hareketin içinde politika üretmek gerektiğini, mücadeleyi büyütmeye çalışılmasını fakat bugün çok dar bir göçmen işçi kitlesinin gündemi olduğunu vurguladı.
Katkıların ardından panel bitirildi.
Kızıl Bayrak / Paris