Nijerya’da protestolar ve katliam

Nijerya’da polis şiddetine ve cinayetlerine, polis kurumuna karşı duyulan öfke ve nefret; aynı zamanda yoksulluğa, işsizliğe ve eşitsizliğe karşı duyulan öfkeden de kök alıyor. Bu nedenle de protestolar durulacak gibi gözükmüyor.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 24 Ekim 2020
  • 21:17

Yaklaşık üç haftadır polis şiddetine karşı Nijerya’yı sarsan protestolara rağmen ülkede devlet terörü katliamlarla devam ediyor. Ordunun Salı günü Lekki-Ikoyi köprüsündeki gişeleri bloke eden büyük bir kalabalığa yaptığı saldırı sonucunda bazı protestocuların öldürüldüğü, bazılarının da yaralandığı görüntüler sosyal medyada yayınlandı. İlk olarak bir kişinin öldüğü iddia edilen resmi açıklamalar da katliam kabul edildi. Devlet başkanı da düzinelerce kişinin öldüğünü doğruladı.

Ölenlerin ve yaralananların sayısı bilinmezken, bir görgü tanığı BBC’ye en az 20 ceset ve 50’den fazla yaralı gördüğünü belirtti. Kolluk güçlerin saldırıya geçmeden önce gişelerin bulunduğu bölgedeki ışıkları ve CCTV kamerasını kestikleri söyleniyor. Askerlerin, ölü sayısını gizlemek için cesetleri yok ettiği söylenirken, bir tıp uzmanı da ordunun yaralıları yakalayıp öldüreceği korkusuyla onların tahliye edildiğini bildirdi.

20 milyonu aşkın nüfuslu Lagos kentinde devletin “Eyaletimizde anarşiye seyirci kalmayacağız ve izin vermeyeceğiz” gerekçesiyle Salı günü uygulanan sokağa çıkma yasağına rağmen gösteriler, Çarşamba ve Perşembe günleri de devam etti. Görgü tanıkları Orile Iganmu ilçesindeki polis karakolunun ateşe verildiğini söylediler. Sivilleri öldürme, işkence etme ve gasp gibi işlere bulaşmakla ünlenmiş ve bundan dolayı da büyük bir öfke ve nefrete konu olan SARS’ın (Özel Hırsızlık Önleme Ekibi) dağıtılması talebiyle başlayan hareket, henüz bastırılabilmiş değil. Uluslararası Af Örgütü’nün yayımladığı raporda da, SARS polislerinin, düzenli olarak yargısız infaz, insan kaçırma, tecavüz ve işkence yaptıkları belirtiliyor.

Nijerya Devlet Başkanı Muhammadu Buhari, son günlerde Nijerya’da polis şiddetine karşı kanlı protestolarda 51 sivilin, 11 polis memurunun ve 7 askerin hayatını kaybettiğini söyledi. 
Öldürülen 51 sivilden güvenlik güçlerinin sorumlu olup olmadığı konusunda suskun kalan devlet başkanı, 11 polis memuru ve 7 askerin göstericiler tarafından öldürüldüğünü öne sürdü.

Polisin göstericilere uyguladığı ölçüsüz şiddet ve doğrudan öldürme, son zamanlarda uluslararası alanda da tepkilere konu oldu. BM Genel Sekreteri António Guterres, Avrupa Birliği (AB) Dış Temsilcisi Josep Borrell ve BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet de dahil olmak üzere bir dizi kurum ve şahsiyet, güvenlik güçlerinin göstericilere karşı gerçekleştirdiği acımasız saldırganlığı ve cinayetleri eleştirmek zorunda kaldılar.

SARS’ın dağıtılması protestoları durduramaz

Bu kurumun dağıtılması talebiyle başlayan protestolar yıllar öncesine kadar uzanıyor. Gösterilerin basıncıyla “polis reformu” yapılacağı hükümetçe ilan edilmiş ama somut adım atılmamış, polis şiddeti devam etmişti. Protestolar, feshedildiği söylenen elit Özel Hırsızlık Önleme Ekibi’nden (SARS) bir subayın, genç bir adamı öldürdüğünü gösteren bir videoyla tetiklendi. Nijerya’nın en büyük hapishanelerinden biri Perşembe günü ateşe verildi. 

Haftaları bulan büyük protestoların ardında, Nijerya hükümeti, geçtiğimiz hafta SARS’ı dağıttığını iddia etmişti. Başkan Buhari Cuma günü, tartışmalı elit birimin dağıtılmış olmasına rağmen protestoların devam etmesinden yakındı.

200 milyonu aşkın nüfusuyla Afrika’nın en büyük ülkesi olan Nijerya’da kitlesel işsizlik, büyük bir yoksulluk ve derin toplumsal eşitsizlik kol geziyor. Korona krizi bunu ayrıca derinleştirmiş durumda. Yardım kuruluşu Oxfam’a göre içlerinden en zenginlerden biri Nijeryalı olan Afrika’nın en zengin üç milyarderi kıta genelindeki 650 milyon insandan daha fazla servete sahip. En zengin beş Nijeryalının ise toplam 29,9 milyar dolarlık bir serveti bulunuyor. Bu, 112 milyon Nijeryalıyı yoksulluktan çıkarmaya yeterli bir miktardır.

Dolayısıyla Nijerya’da polis şiddetine ve cinayetlerine, polis kurumuna karşı duyulan öfke ve nefret; aynı zamanda yoksulluğa, işsizliğe ve eşitsizliğe karşı duyulan öfkeden de kök alıyor ve ondan besleniyor. Bu nedenle de protestolar durulacak gibi gözükmüyor.