Her krizde olduğu gibi, mevcut koronavirüs salgını ve bununla birlikte ekonomik sistemin durgunluğa girmesi nedeniyle Karl Marx yine kapitalistlerin gündemine girdi.
Alman ekonomi dergisi Wirtschaftswoche (Ekonomi Haftası) son sayısında Marx’ı “O geri döndü” başlığıyla kapağa taşıdı.
Marx’ı korunma maskesiyle gösteren bir fotoğraf kullanan derginin amacı, Marx’ın kapitalizm eleştirisini ya da Marxizmin güncelliğini dile getirmek değil elbet. Tersine, asıl amaçları krizi derinleşen kapitalizmi savunmak ve sistem karşıtı fikirleri bastırmaktır.
Ne zaman kitlelerin sisteme karşı öfkesi büyüse, burjuva medya kapitalizmi savunmak için harekete geçer. Wirtschaftswoche dergisinin Marx’ı kapağa taşıması da kapitalizmi savunma ihtiyacından kaynaklanıyor. Sistemin modernizmi getirdiğini, teknolojiyi geliştirdiğini, toplumu refaha kavuşturduğunu iddia eden dergi, kapitalizm güzellemesi yapmaya çalışıyor.
Oysa salgının yarattığı krizden önce de pek çok ülkede kitleler alanlardaydı. Avrupa dahil birçok ülkede kapitalizme karşı biriken tepkiler halk isyanı noktasına varabiliyordu. Zira kapitalizm işsizlik, yoksulluk, savaşlar, iklim krizi yaratıyor, işçi sınıfının kazanılmış haklarını gasp ediyor. Koronavirüs salgını sistemin bu özelliklerinin daha çıplak gözle görülmesine vesile oldu. Kapitalizmin vahşi yüzü gözler önüne serildi.
Marx’ı gündeme taşımak aslında bir korkunun da ifadesidir. “O geri döndü” yazısının içeriği bunun güncel kanıtlarından biridir. Örneğin yazıda sisteme karşı biriken öfke gülünç gerekçelerle izah edilmeye çalışılıyor. Kitlelerin kapitalizmden umudunu kesmesi belli ki egemenleri tedirgin ediyor. Kapitalizmin sorgulanması, sosyalizm alternatifinin yeniden gündeme getirilmesine neden oluyor. Burjuva ekonomistlerin korkusu da bundan kaynaklanıyor.
Kitlelerin sosyalizme yönelmesinin temel nedeni kapitalist barbarlığa duyulan tepki iken, Wirtschaftswoche dergisi bunu insanların bir aile içinde yetişmeleriyle izah etmeye çalışıyor: “İnsanlar bir aile içerisinde büyüyor ve aileler fedakarlık, dayanışma ve yardım elinin egemen olduğu sosyalist enstitülerdir.” Buna göre kitlelerin sosyalizme yönelmesinin kapitalizme duydukları tepkiyle hiçbir ilgisi yok.
Burjuva ekonomistlerin bu gülünç gerekçelere başvurmaları kapitalizmi savunma noktasında nasıl da aciz olduklarını gösteriyor. Görünen o ki, burjuva ekonomistlerin sosyalizm korkusu önümüzdeki süreçte daha da derinleşecektir.
V. Zafer