Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, DSÖ ve Dünya Bankası’nın ortak bir kurumu olan Küresel Hazırlık İzleme Kurulu’nun Covid-19 ile ilgili raporunun açıklandığı toplantıda çeşitli açıklamalarda bulundu.
Genel direktör yaptığı konuşmada, Covid-19’un son salgın ve küresel acil sağlık durumunun da son olmayacağını ifade etti. Gelecekteki salgınların önüne geçilebilmesi için “doğru siyasi ve finansal yatırımlar” yapılması çağrısında bulundu.
Ghebreyesus, Covid-19’un sağlık, ekonomik ve siyasi bakımdan yol açtığı önemli sonuçlara da değinerek şunları söyledi: “Bir sonraki acil sağlık durumunun ne olacağını bilmiyoruz ama bunun geleceğini biliyoruz. Hazırlıklı olmalıyız. Bu korku tellallığı değil, bir eylem çağrısıdır. Tüm bu zorlukların üstesinden gelmek için gerekli araçlara ve bilgi birikimine sahibiz. Bu küresel tehditlerle ancak birlikte dayanışma içinde ve uzun vadeli iş birliğiyle mücadele edebiliriz.”
Birgün’ün AA’dan aktardığı habere göre, DSÖ direktörü, konunun uzmanı bilim insanlarının da paylaştığı bir düşünce olarak 2020’nin tüm insanlık için bir “uyarı işareti” olduğunu belirterek, “Covid-19 salgını insanlık için korkunç bir maliyet oluşturdu. Bunlar zor kazanılan derslerdi. Onlardan öğrenmeliyiz ve daha iyi bir dünya inşa etmeliyiz” dedi.
Dünyada pandemiye karşı alınan tedbirlerin ve verilen küresel mücadelenin yetersizliğine vurgu yapılarak, sert bir şekilde eleştirildiği söz konusu toplantıda devamla şunlar ifade edildi: “Pek çok ülkede liderler bilime, kanıta ve en iyi uygulamaya dayalı erken karar verici eylemlerde bulunmakta zorlandılar. Liderlerin bu hesap verebilirlik eksikliği, salgına mücadele çabalarını engelleyen derin ve derinleşen bir güven açığına yol açtı.”
Salgının ikinci dalgası tüm dünyada gittikçe yükselirken ve insanlığı tehdit etmeye devam ederken, dünyayı yöneten burjuvazi, DSÖ’nün haklı ve yerinde uyarılarına ve çağrılarına karşı sağır ve dilsiz kalmayı sürdürüyor. Onlar daha fazla sömürü, daha fazla kâr ve büyüme için doğal dengeyi bozmaya ve insanlığı yeni felaketlere sürüklemeye devam ediyorlar. Bırakalım DSÖ’yü dinlemeyi, onu etkisizleştirmek ve itibarsızlaştırmak için çalışıyorlar. Trump’ın Çin ile olan hegemonya yarışında DSÖ’yü kendilerinden yana tavır almaya zorlaması ve vermekle yükümlü olduğu ödeneği kesmekle tehdit etmesi bunun en bariz örneğidir.
DSÖ’nün dünya “liderlerine” yönelik çağrıları, onlardan ziyade esas olarak anti-kapitalist ve devrimcilere yönelik bir eylem çağrısı niteliğindedir. Dünyanın her yerinde işçi, emekçi ve yoksullar, iklim krizi ve doğal dengenin bozulmasından kapitalizmi gittikçe daha fazla sorumlu tutuyorlar. Çevre konusunda artan duyarlılık ve gelişen çevre hareketleri, düzene karşı mücadelede oldukça önemli bir yerde duruyorlar. Çevre kirliliği ve onun yol açtığı sonuçlara karşı gelişen tepkiler, kapitalizmi dolaysız hedef alan bir nitelik taşıyorlar. O yüzdendir ki, sınıf devrimcileri de işçi ve emekçilere yönelik propaganda, ajitasyon ve örgütlenme çalışmalarında bu verimli zemini layıkıyla değerlendirme sorumluluğuyla hareket etmeli, bu alandaki hareketlerle doğru bir ilişkilenme çabası içerisine girmelidirler.
DSÖ gibi örgütlerin, “doğru siyasi ve finansal yatırım” yönlü çağrılarının, kâr için her şeyin mubah olduğu, yüreksiz kapitalist düzende bir karşılığı yoktur. Bu türden örgütleri gerçek işlevine ve niteliğine kavuşturacak olan da anti-kapitalist mücadele ve onun zaferiyle ulaşılacak sosyalizmdir.