Köln’de Multi Kulti Derneği’nde Filistin, Kürdistan ve Türkiye’de politik tutsakların içinde bulunduğu koşullar ve mücadeleleri konulu bir panel Filistin örgütü Samidoun, Young Struggle ve Revolutionarer Jugendbund tarafından düzenlendi. Etkinliğe BİR-KAR ve AGİF de katılarak destek sundular.
Panelde ilk olarak Tutsakların Sesi Platformu temsilcisi konuştu. Temsilci Türkiye’de Nazım’dan bu yana açlık grevi yapıldığını, açlık grevlerinde çok sayıda devrimcilerin öldüğünü, bugün Türkiye’de on binlerce politik tutsağı bulunduğunu ve Türk devletinin tecrit politikası uyguladığını ifade etti. Politik tutsakların haberleşme, maddi sorunlar, sıcak su sorunu ve buna bağlı hijyen sorunları yaşadıkları ve özellikle kadınların bu koşullar altında çok zorluk çektikleri dile getirildi.
İkinci olarak Filistin tutsaklar örgütü adına bir Filistinli İngilizce sunum yaptı. İşgal edilen topraklarda 25 İsrail hapishanesi bulunduğunu, yaklaşık 5 bin Filistinli cezaevinde olduğunu ve bunlardan 520’sinin ‘yargısız gözaltı’ adı altında cezaevinde tutulduğunu ifade etti. Tutsakların yaklaşık 200’ünün çocuk, 550’sinin müebbet hapis cezasına ve 500 tutsağın ise 20 yıldan uzun hapis cezasına mahkûm edildiğini belirtti. ‘Yargısız gözaltı’ adı altında tutulan yaklaşık 520 kişinin haklarında herhangi bir tutuklama kararı olmadan keyfi bir şekilde cezaevinde tutulduklarını, bu tutsakların ‘gizli belgelere’ dayanarak tutuldukları için ne ile suçlandıkları dahi öğrenemediklerini ve 90 gün boyunca avukat hakkını kullanamadıklarını ifade etti. 90 günlük süreden sonra ise avukata başvurma hakları olsa dahi avukatların da gizlilik kararından dolayı dosyalara erişemedikleri söyledi. Ayrıca ‘yargısız gözaltı’ süresinin en fazla 6 ay olduğunu fakat süresiz olarak uzatılabildiğini de ifade etti.
Etkinlikte söz alan bir BİR-KAR’lı, tutsakların mücadelesinin karşı devrim ile devrim arasında bir mücadele olduğunu, baskı ve tecridin ise faşist devletlerin devrimci mücadeleyi bastırmak için başvurduğu özel politikalar anlamına geldiğini söyledi.
Bu konuşma ve sunumlarından ardından Siyonist İsrail devleti tarafından keyfi bir şekilde kontrol noktasında katledilen Bilal Rawajbeh’in ablası Maha Rawajbeh ile canlı yayın bağlantısı kuruldu. Maha, kardeşinin 4 Kasım 2020’de 29 yaşındayken öldürüldüğü ama bugüne kadar ne bir ölüm belgesi verildiğini ne de herhangi bir bilgi alınabildiğini ifade etti. Ayrıca yıllardır sayısız uluslararası kuruma başvurduklarını ama hiç kimse tarafından muhatap alınmadıklarını ve seslerini hiç kimseye duyuramadıkları söyledi.
Son olarak, Filistinli Anneler ile Cumartesi Anneleri arasında bir koordinasyon kurulması gerektiği yönündeki öneri ortak kabul gördü.
Etkinlik, 18 Mart günü, saat: 15.00’de Köln Hauptbahnhof’ta düzenlenecek eylemde buluşmak üzere sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Köln