Kıbrıs'ta Bağımsızlık Yolu Partisi ve Baraka Kültür Merkezi isimli sol güçler tarafından üç ayrı noktada eş zamanlı eylemler gerçekleştirildi. Kıbrıs'ı ikiye bölen anlaşmanın 46. yıldönümünde Kıbrıs'taki sol güçler İngiltere, Türkiye elçilikleri ve Amerikan Temsilciliği önlerinde dün eylemdeydi.
Eş zamanlı eylemlerin işbirlikçi yönetimdeki rahatsızlığı polis baskısına yansıdı. Polis, elçilikler önünde eylem yapılacak noktayı kendi belirleme dayatmasında bulundu. “Şu kaldırımda olur ancak bu kaldırımda olmaz” gibi komik dayatmalarla eylem üzerinde baskı kurmaya çalışan polise karşı kararlı duruşla yanıt verildi.
“Kıbrıslı Türklerin geçmişte yaşadığı acılarının ve kaygılarının anlaşılması düşmanlıkla değil Kıbrıslı Elen halkının acılarını da anlamaya çalışan bir kardeşlik çağrısıyla mümkündür” denilerek bölünmüşlüğü savunanlara cevap verilen açıklamada bölünmüşlüğüne isyan edenler olarak sokakta oldukları belirtildi. 46 yıldır süren bölünmüşlüğün ada halklarına yarattığı sorunlara salgının eklendiği ifade edilerek egemenlerin halklar arasındaki dayanışmayı baltaladığı vurgusuyla şu ifadeler kullanıldı:
“Salgın süreci, Kıbrıs halklarının başta sağlık olmak üzere gündelik hayatın her alanında birbiriyle işbirliği içinde olmadan yaşanamayacağı gerçeğini tüm aksi pratiklere rağmen göstermiştir. Ancak, ülkemizin ikiye ayrılmasından nemalanan egemenler ve onların işbirlikçileri halklar arası dayanışmanın öneminin daha da görünür olduğu bu süreçte dahi boş durmayarak ayrılıkçı politikalarını sürdürmeye devam ediyorlar. Çünkü gerek içinden geçtiğimiz salgın sürecinde gerekse de on yıllardır devam eden bu bölünmüşlükte zarar edenler sermayedarlar ve hayatını düşmanlık üzerinden kazanan faşistler değil emeği ile yaşayan çalışan halk kesimleridir.
“Bugün, Kıbrıs’ın kuzeyinde kurulan yapı emeğin haklarının her gün gasp edildiği ucuz işçi coğrafyasına döndüyse, sahillerimiz ve ormanlarımız para babalarının ve mafyaların emrine verilmişse, adamız, kadınların köle gibi pazarlandığı kerhanelerle anılır olmuşsa, gericilik ve fetih hamasetleriyle irademiz her geçen gün çalınıyorsa, Türk ve Yunan yayılmacılığı ile Amerikan ve İngiliz emperyalizmi adanın doğal unsurları gibi dayatılıyorsa; 14 Ağustos 1974 sonrası şekli verilen bölünmüşlüğün kime yaradığını görmek çok da zor değildir. İşte, ‘Federal Kıbrıs’ fikri tükenmiştir.”
Açıklama “Emeğimize, doğamıza, yurdumuza kısacası, geleceğimize sahip çıkmak için tek yol Bağımsız Kıbrıs’tır. Emperyalizme ve işbirlikçilerine rağmen mücadeleye inatla devam edeceğiz” ifadeleriyle bitirildi.