Son zerresine kadar çürüyen ve insanlığa karşı suç üretmekten başka bir işlevi kalmayan kapitalist sistemde her şeyin bir fiyatı var, kapitalist sistem her şeyi alınıp satılan bir ticaret nesnesine dönüştürüyor. İnsan organlarından uyuşturucuya, silah ticaretinden kadın, çocuk, bebek, ticaretine kadar “serbest piyasa ekonomisinde” her şeye bir fiyat biçiliyor. ‘Yasadışı ticaret’ de ‘insanlığa karşı suç’ faaliyetleri de devletlerin ve onların kolluk kuvvetlerinin gözetimi ve denetimi altında sürüp gidiyor. Burjuva devletlerin şiddet aracı olan kolluk kuvvetleri de bu ticaretten nemalanıyorlar.
Kenya'nın başkenti Nairobi'de evsiz annelerden çalınan bebeklerin karaborsada satıldıkları ortaya çıktı. Bebeklerin bazılarının büyü ayinlerinde kurban edilmek üzere satın alındığı belirtiliyor.
Kaçırılan bebeklerin sayısı bilinmiyor
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, bebeklerini kaybeden annelere yardım için dört yıl önce kurulan "Missing Child Kenya" (Kenya Kayıp Çocuklar) adlı yardım kuruluşu, şimdiye kadar 600 vaka üzerinde çalıştığını söylüyor. Araştırma, insan kaçakçılarının, daha çok sokaklarda yaşayan evsiz anneleri hedef aldığına işaret ediyor.
Rebecca bu kadınlardan biri. Lawrence Josiah adlı oğlu, Mart 2011'de, bir yaşındayken kaçırılmış. Oğlu çalındığında Rebecca 16 yaşındaymış. Sokaklarda yaşayıp dilenirken uyuşturucuya ucuz bir alternatif olarak uçak yakıtı kokluyormuş. Üç çocuğu olan Rebecca, hâlâ sokaklarda yaşıyor. Oğlunun gece saat 02.00'da yanında uyurken kaçırıldığını söylüyor. “Oğlumu her yerde; Kiambu'da, Kayole'de aradım bulamadım” diyor. Rebecca'ya benzer öyküsü olan kadınlardan Esther'in üç yaşındaki oğlu Ağustos 2018'de kaçırılmış. Carol adlı başka bir kadın ise gece yarısı iki yaşındaki oğlunun çalındığını anlatıyor.
Çocuklar sadece sokaklardan çalınmıyor. Yasadışı kliniklerde doğum yapan bazı anneler bebeklerini insan kaçakçılarına satarken, hastanelerden çalınan kimsesiz bebekler de var.
BBC Africa Eye ekibinin araştırması, üç yaşın altındaki çocukları tercih eden insan kaçakçılığı şebekelerinin bebekleri çalmak için daha çok alkol ve uyuşturucu bağımlısı kişileri kullandığını ortaya çıkardı.
BBC'nin Emma (gerçek adı değil) adlı bir aracı vasıtasıyla ulaştığı Anita isimli bir kadın çaldığı bebekleri bir iş adamına götürdüğünü belirterek “O da üzerine kâr koyarak bebekleri satıyor. Müşterilerden bazıları çocukları olmayan kadınlar. Yani bir tür evlat edinme gibi. Ama bazıları ayinlerde kurban edilmek için satın alınıyor” diyor. Anita, kız çocuklarını 50 bin (yaklaşık 460 dolar), erkek çocuklarını 80 bin şiline (yaklaşık 730 dolar) sattığını anlatıyor.
Hastanede bebek ticareti
Araştırma kapsamında kendisini bebek arayan Rose adlı bir kadın gibi tanıtan BBC muhabiri, Fred Leparan adlı bir devlet hastanesi çalışanıyla buluşuyor.
Leparan, hastanede kimsesizler yurduna götürülecek üç bebek bulunduğunu, bunlardan birini BBC muhabirine 300 bin şiline (2 bin 635 dolar) satabileceğini söylüyor. Fred Leparan, hemşirelere BBC muhabirini kimsesizler yurdunun çalışanı olarak tanıtıyor. Bir süre sonra hemşireler üç bebeği BBC muhabirine teslim ediyor.
Çocuk ve bebek satışı Çin'de de büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Polis, ailelerinden çalınan çocukların evlatlık verme görüntüsü altında 30 bin dolara satıldığını belirtiyor. Türkiye'de de yoksulluktan dolayı organlarını satmak zorunda kalan insanlara dair haberler burjuva medya yayınlanmaktadır.
İnsanları evsiz ve işsiz bırakarak sokaklarda yaşamaya mahkum eden kapitalist sistem ortadan kaldırılmadıkça insan organlarından, uyuşturucu ve kadın ticaretine, silah ticaretinden çocuk-bebek ticaretine her şey, insanlık onuru da ayaklar altına alınarak serbest piyasada bir meta gibi alınıp satılacaktır.