Öncekilerden daha çok önem atfedilen G20 Dışişleri Bakanları Toplantısı 1-2 Mart günleri Hindistan’da gerçekleştirildi. ABD’nin başını çektiği emperyalist kamp jeopolitik ve güvenlik konularını toplantının gündemine dayatmaya çalıştı. Bu pervasız tutumun, G20’nin küresel bir ekonomik yönetişim platformu olarak konumunu ve ruhunu aşındırmakla kalmadığını, aynı zamanda mevcut zorluklarla başa çıkmak için küresel iş birliğine de zarar verdiği belirtiliyor.
Ukrayna krizinin ortasında gerçekleşen toplantıda farklı ülkelerin tutumlarını ortaklaştırmanın zor olacağı görülüyor. Yansıyan haberlere göre, Hindistan yönetimi yoğun baskıya rağmen ABD’nin dayatmalarına boyun eğmedi. Bu yılki G20 başkanlığını yapan Hindistan, kriz konusunda tarafsız kalmaya çalışıyor. Şanghay Uluslararası Çalışmalar Enstitüleri Çin-Güney Asya İşbirliği Araştırma Merkezi Genel Sekreteri Liu Zongyi 1 Mart günü Global Times’a verdiği demeçte şunları dedi:
“Hindistan‘ın bu yılki G20 etkinliklerine başarılı bir şekilde ev sahipliği yapıp yapmayacağı, ülkenin ABD öncülüğündeki jeopolitik meselelerle etkinliğe hükmetme yönündeki Batı baskısına direnip direnemeyeceğine bağlı olduğunu…”
Emperyalist ülkelerle “gelişmekte” olan ülkelerin (G20) dışişleri bakanlarının 2 Mart günü Yeni Delhi’deki toplantısı bir sonuç bildirgesi yayınlanmadan sona erdi. Geçen hafta sonunda G20 maliye bakanları toplantısında olduğu gibi, Ukrayna savaşının değerlendirilmesi konusundaki anlaşmazlık nedeniyle ortak bir belge üzerinde anlaşma sağlanamadı. Rusya ve Çin’in dışişleri bakanları Sergey Lavrov ve Qin Gang, Batı’nın görüşünü geniş ölçüde yansıtan bir ifadeyi kabul etmeyi reddettiler. Hindistan Başbakanı Narendra Modi’nin, “gelişmekte olan ülkelerdeki mevcut yoksulluk ve açlık artışı karşısında bizi ayıran şeyleri bir kenara bırakalım. Birlikte neler yapabileceğimize odaklanalım” çağrısı ise dikkate alınmadı.
Bu yıl G20’nin başkanlığını yürüten Hindistan hükümeti, Ukrayna’daki çatışmanın çoğu üye tarafından “şiddetle kınandığını”, ancak “durum ve yaptırımlar hakkında farklı değerlendirmeler” olduğunu dile getiren bir toplantı özeti yayınlayabildi. Ukrayna çatışmasıyla ilgili iki paragraf, grubun 20 üyesinden 18’i tarafından desteklendi. Üst düzey Hintli yetkili Ajay Seth, Rus ve Çin delegasyonlarının yalnızca “ekonomik ve mali meselelerle ilgilenme” yetkileri olduğu gerekçesiyle nihai bildirgeyi imzalamayı reddettiklerini söyledi. Ancak Seth, diğer 18 delegasyonun Ukrayna’daki savaşın “küresel ekonomi üzerinde etkileri olduğu” ve bu nedenle bahsedilmesi gerektiği görüşünü benimsediğini söyledi.
Rusya, Batı’yı G20 toplantısını “istikrarsızlaştırmakla” suçladı. Dışişleri Bakanlığı Moskova’da yaptığı açıklamada, ABD, AB ve G7 ülkelerinin Ukrayna krizine ilişkin yorumlarını sonuç bildirgesine uydurmaya çalışarak “ortak kararların alınmasını engellediklerini” belirtti. Rusya Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, ABD ile müttefiklerinin şantaj için “açık” girişimlerde bulunduğunu ve çok sayıda delegasyona “ültimatom” vermesini eleştirdi. Batı’yı “yıkıcı politikalara” son vermeye ve “çok kutuplu bir dünyanın gerçeklerini” kabul etmeye çağırdı. Açıklamada, “önemli sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkelerden oluşan G20 grubunun bir “ekonomik forum” olarak kalmalı ve güvenlik politikasına müdahale etmemelidir” denildi.
Adının açıklanmasını istemeyen bir hükümet yetkilisine göre Çin, toplantıda Ukrayna savaşıyla ilgili açıklamaları yumuşatmak için kampanya yürüttü. Pekin, Ukrayna savaşının başlamasından bu yana kendisini tarafsız bir taraf olarak konumlandırmaya çalışıyor, “ancak stratejik müttefiki Rusya ile yakın bağlarını koruyor” dedi. Çin yönetimi, Ukrayna savaşının birinci yılında batılı emperyalistlerin histeriyle karşıladığı “siyasi çözüm” için on iki maddelik bir plan sunmuştu.
Dünya ekonomisinin durumuyla ilgili olarak G20 istişarelerinin Hindistan özeti, beklentilerin bir şekilde iyileştiği, ancak küresel büyümenin yavaş kaldığı belirtiliyor. Yüksek enflasyon oranlarından, korona salgınının olası yeni bir alevlenmesinden ve birçok yoksul ülkede yüksek borç seviyelerinden kaynaklanan riskler ise devam ediyor.