Almanya havaalanlarında haftalardan beri büyük bir kaos yaşanıyor. Kaosun yoğun yaşandığı yerlerin başında ise ülkenin en büyük havaalanı olan Frankfurt geliyor. Kilometreleri bulan kuyruklar, saatleri bulan beklemeler, iptal edilen çok sayıda uçuş, bavulsuz uçan binlerce yolcu, iş yükü altında bunalan personel, personele yönelik artan şiddet olayları yaşanan kaosun somut yansımalarıdır.
Bu kaosun temel nedeni binlerce personel açığının olmasıdır. Bu kadar büyük bir açığın oluşmasının gerisinde ise, özellikle Covid-19 pandemisinin başlangıcından bu yana kapitalistlerin uyguladıkları politikalar var kuşkusuz.
Başta Lufthansa ve işletmeci firma olan Fraport olmak üzere, kapitalistler pandemiyi işçi kıyımı yapmak için tam bir fırsata çevirdiler. Pandeminin başlarında, özellikle geçici sözleşmesi olan binlerce işçinin işine son verdiler. Yine bu aynı tekeller, pandemiyi eski sözleşmeyle çalışan işçilerden kurtulmanın fırsatına çevirdiler. Zira tekeller, yeni işçilere göre kazanılmış hakları daha geniş olan bu işçi kuşağını hep yük olarak görüyordu. Paralı çıkış vasıtasıyla binlerce işçiyi işten ayrılmaya razı ettiler. Böylece havaalanında çalışan tüm personel en az üçte bir oranında azaltılmış oldu. İşler neredeyse eski seviyesine gelirken, personel eksikliği giderilmedi. Tüm işler kalan işçilerin sırtına yıkıldı.
İşçi sınıfına gittikçe yabancılaşan ve sermaye işbirlikçisi kimliği gittikçe belirginleşen sendika bürokratları ise, pandemi döneminde yaşanan işçi kıyımında olduğu gibi, bugünkü kaosa da seyirci kalamaya devam ediyor.
Gittikçe artan saldırılar ve sendika bürokrasisinin yarattığı hayal kırıklığı, gün geçtikçe işçi sınıfında umutsuzluğun yanı sıra, fiili/meşru mücadeleye olan ilgiyi de arttırıyor. Frankfurt havaalanında son yapılan eylem çağrısı bunu somut olarak gösterdi.
23 Temmuz Cumartesi günü, Frankfurt havaalanındaki kaosu protesto etmek ve bunun sorumlularından hesap sormak amacıyla bir eylem yapıldı. Eylem, Bir-Kar’ın önerisi ve desteği ile havaalanındaki çeşitli işletmelerde çalışan öncü ve duyarlı işçilerin katılımı ve katkısıyla gerçekleştirildi. Eyleme hazırlık aşamasında, yaşanan kaosu yansıtan, bunun sorumlularına işaret eden ve işçilerin taleplerini ifade eden bir bildiri kaleme alındı. Bildiri eylemden birkaç gün önce havaalanında yaygın olarak dağıtıldı. Havaalanı işçileri imzasıyla “Havaalanındaki personel açığı, kalite düşüklüğü ve kaosun sorumlusu havaalanı şefleridir!” başlığını taşıyan bildiri geniş bir yankı uyandırdı.
Ardından ise eylem çağrısı yapıldı. Bildiriyle aynı başlığı taşıyan ve havaalanında yaşanan kaosu yansıtan görsellerle desteklenen çağrı daha çok sosyal medya aracılığıyla işçi ilişkilerine ulaştırıldı. “Gategourmet, Fraport, Wisag, Fraground, Frasec ve ASG’de çalışan işçiler” imzasıyla yayınlanan eylem çağrısı bildirinin yarattığı etkiyi pekiştirdi.
Gelişmelerden haberdar olan kapitalist şefler ile sendika bürokratları, basına yansıttıkları çeşitli tepkilerle rahatsızlık ve tedirginliklerini belli ettiler. Eylem çağrısında imzası olan firmaların işçi temsilciliklerine çeşitli açıklamalar yaptırdılar. Başını Ver.di ve Wisag işyeri temsilciliklerinin çektiği bu açıklamalarda, eylemi “bilinmeyen” bir grubun organize ettiği, söz konusu çağrının karşılıksız olabileceği, kendilerinin bu eyleme mesafeli durdukları, dolayısıyla üyelerine katılmamayı salık veren açıklamalardı bunlar. Bu tutumlarıyla eylemi boşa çıkarmak için ellerinden geleni yaptılar.
On yıllardır işçi eylemelerini kendi tekellerinde tutan ve onların icazeti olmadan hiçbir şey olmayacağına inanan bu işçi simsarlarının yaşadığı korku ve panik, Almanya işçi sınıfı için fiili meşru mücadelenin ne kadar önemli ve gerekli olduğunu bir kez daha kanıtlamıştır.
Protesto eylemi, cumartesi günü saat 14.30’da Terminal 1’de, çember oluşturularak pankartın açılması ve alkışlarla başlatıldı. Kimi eyaletlerde tatil başlangıcı olması sebebiyle terminalin oldukça kalabalık olduğu gözlenirken, polis başlangıçta eylemi kalabalıktan gizlemek için uğraştı. Ücra bir yere sıkıştırmak istedi, ancak itiraz edilmesi üzerine tekrar yolcuların olduğu kalabalık yere geri dönüldü.
Eylem, Bir-Kar İşçi Komisyonu’ndan bir işçinin kısa açılış konuşmasıyla başladı. Eylemin havaalanında haftalardır yaşanan kaosu protesto etmek amacıyla ve buradaki çeşitli firmalarda çalışan işçilerin ortak inisiyatifiyle organize edildiği ifade edilen konuşmada, kaosun tek sorumlusunun kapitalist şefler olduğu belirtilerek, bunun sorumluluğundan kaçamayacakları belirtildi.
Ardından hazırlanan ortak Almanca bildiri okundu. Havaalanındaki kaosu somut örneklerle ortaya koyan bildiri, kaosun sebebi olan personel açığının tek sorumlusunun, pandemi ile birlikte binlerce işçiyi işten atan kapitalist tekeller ile onların şefleri olduğu belirtildi. Havaalanlarındaki ağır iş koşulları ile düşük ücretlerin de personel açığında önemli bir rol oynadığı ifade edilen konuşmada, her biri yılda milyonlarca Avro kazanan şeflerin bunun biricik sorumlusu olduğu ve derhal istifa etmeleri gerektiği belirtildi.
Ardından “taşeronluk sisteminin ve işten atmaların yasaklanması, eşit işe eşit ücret ödenmesi, insanca çalışma koşullarının sağlanması ve ücretlerin yükseltilmesi, savaşa ve silaha ayrılan 100 milyar Avro’nun işçilere ve emekçilere harcanması, ucuz işçilik için yurtdışından işçi getirilmesi yerine buradaki işçilerin yaşam standartlarının yükseltilmesi, mağdur olan on binlerce yolcunun zararlarının tanzim edilmesi, sendikaların süreci izlemeyi bırakıp aktif bir pozisyona geçmesi gerektiği” talepleri haykırıldı.
Ortak açıklamayı, Gategourmet ve Ver.di işyeri temsilcilerinin konuşması izledi. Temsilciler de konuşmalarında havaalanındaki kötü çalışma koşulları ile düşük ücretlere çeşitli somut örnekler üzerinden işaret ederek, bu durumun sürdürülemez olduğuna ve mutlaka değişmesi gerektiğine işaret ettiler.
Ardından, havaalanındaki çeşitli firmalarda çalışan katılımcı işçilere mikrofon uzatılarak talepleri soruldu. Söz alan işçilerin, çalışma koşulları, ücretler ve iş saatleriyle ilgili yaptıkları somut ve canlı konuşmalar büyük ilgi gördü ve alkışlarla karşılandı.
Eyleme DİDF, KPD’nin Yeniden İnşası İçin İşçi Birliği ile MLPD de katılarak destek verdi. Ayrıca Alman dostlar tarafından Hamburg’daki liman işçileri şahsında işçi eylemlerine yönelik artan saldırıları teşhir eden bir konuşma yapıldı.
50’yi aşkın kişinin katıldığı eyleme Alman basını yoğun bir ilgi gösterdi. Bu ilginin gerisinde, izin sezonunun da başlamasıyla sorunun çok daha yakıcı bir hal alması, yaşanan kaosun hemen her gün haberlerin ilk sırasında yer alması ve toplumun genelinde yarattığı yoğun tepki var.
Başarıyla gerçekleştirilen eylem, çapından çok daha büyük bir etki yaratarak amacına ulaştı. Tam zamanında ve doğru hedefe vurulmuştur. Çıkan bildirinin basına yansırken, bildiri ve eylem çağrısından haberdar olan yüzlerce işçi olumlu tepkilerini dile getirdiler. Eyleme katılan işçiler memnuniyetlerini ayrıca belirtilerek, bu tür eylemlerin tekrar yapılması gerektiğini ifade ettiler. Tekelci basın da eylem haberine yer vermek zorunda kaldı. Sorunlar isabetle, başarılı ve tam zamanında dile getirilip harekete geçildiğinde emekçiler ve toplum nezdinde hak ettiği ilgi ve etkiyi yarattığı bir kez daha kanıtlanmıştır.
Kızıl Bayrak / Frankfurt