ABD emperyalizmi-Siyonist İsrail-Körfez şeyhleri cephesinin son günlerde tahkim edilmesi, Filistin halkının yeni bir direniş sürecine girme eğilimini güçlendirdi. Filistin davasını tasfiye etmek için harekete geçen emperyalist/siyonist/şeriatçı ittifaka karşı Filistin yönetimi, Filistinli örgütler ve Filistin halkı da birleşme yönünde adımlar atıyor.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) ardından Bahreyn’de İsrail’le anlaşmış, başka körfez rejimlerinin ise sırada olduğu belirtiliyor. Körfez şeyhlerinin İsrail’le ilişkileri normalleştirme hamlesinden sonra, Filistinli güçler arasındaki bölünmenin sona erdirilmesi basıncı artmış, bir süre önce Lübnan’ın başkenti Beyrut’ta yapılan geniş katılımlı bir toplantıda Filistin davasını tasfiye etme girişimine karşı birlikte hareket etme kararı alınmıştı.
Son dönemde şekillenen ‘Filistin Birleşik-Yurtsever Halk Direnişi Liderliği’ Filistin’deki temel örgütlerin katılımıyla oluşturuldu. İlk açıklamasını ‘1 nolu bildiri’ başlığıyla yayınlayan liderlik, ‘Genel halk direnişi eylemlerini 15 Eylül’de başlatıyoruz’ mesajını verdi.
Halk direnişinin ucunun açık olacağını vurgulayan liderlik, mücadelenin başkenti Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulana kadar devam edeceğini belirtti. Direnişin Batı Şeria, Gazze, Doğu Kudüs, mülteci kampları, sürgündeki Filistinliler, İsrail’deki 1948 Filistinlileri dahil her alanda örüleceğini ifade eden liderlik, Arap halklarını ve dünyanın ilerici güçlerini Filistin halkıyla dayanışma içinde olmaya çağırdı. Bildiride, İsrail zindanlarındaki Filistinli tutsaklarla ailelerine de direnişe etkin bir şekilde katılma çağrısı yapıldı.
İsrail’le anlaşarak Filistin halkını sırtından hançerleyen körfez rejimlerinin Arap halkları nezdinde teşhir edileceğini belirten liderlik, Filistin davasının tasfiye edilmesi için oluşturulan ‘ABD-İsrail-BAE-Bahreyn’ ittifakının Filistin halkının direnişiyle boşa düşürüleceğini vurguladı. İsrail’le işbirliğine zemin hazırlayan “utanç ve ihanet anlaşmalarını” imzalayan rejimlerin kendi bekaları için Siyonistlerle işbirliği yaptığına dikkat çekilen bildiride, bu ihanetin o rejimleri kurtaramaya yetmeyeceği ifade edildi.
Perşembe günü Filistinlilerin bulundukları her mekanda Filistin bayrağını dalgalandırarak direnişin başlayacağını belirten liderlik, Cuma günü ise, 1982’de Beyrut’ta gerçekleşen Sabra ve Şatilla katliamlarını anmak için her yere siyah bayraklar asılacağını ifade etti.
Siyonist işgale karşı Filistin halkının uygun bulacağı her araçla direnme hakkının meşru olduğunun ifade edildiği bildiride, hiçbir gücün halk direnişini durduramayacağı vurgulandı.
Trump’ın başını çektiği ittifaka katılmaya hazırlanan başka körfez rejimlerinin olması, gerici saldırının pervasız olacağına işaret ediyor. Zira bu ‘Arap’ rejimleri, artık İsrail’le aynı mevziden Filistin halkına ateş açacaklar. İsrail safına geçen şeriatçı rejimlerin Filistin halkına düşmanlıkları, artık herkesin gözleri önüne serilmiştir. Bu gericilik cephesinin hedefinin Filistin davasını tasfiye etmek ve siyonist rejimin bölgedeki etkisini kuvvetlendirmek olduğu da artık bir sır değil. Bu ise hem birleşik Filistin direnişinin hem bu direnişle enternasyonal dayanışmanın önemini bir kat daha arttırıyor.