ABD’nin Colorado eyaletinde şiddetli orman yangınlarında yüzlerce ev kül oldu. En az yedi kişi yaralandı. Yetkililer on binlerce insanı evlerini terk etmeye ve alevlerden kaçmaya çağırdı.
ABD’nin Colorado eyaletinde kış ortasında çok sayıda orman yangını çıktı. Colorado eyaletinin başkenti Denver’in 20 mil kuzeybatısındaki Louisville ve Superior şehirlerinden 34 bine yakın kişi tahliye edilmek zorunda kaldı.
Saatte 169 kilometre hıza ulaşan rüzgarla yayılan alevler, şehirlerin bazı bölgelerine ulaşarak yaklaşık 580 bina, bir otel ve bir alışveriş merkezini kül etti. Bölgede “OHAL” ilan edildi.
Alaska’da sıcaklık rekor düzeye ulaştı
ABD’nin kuzey eyaleti Alaska’daki Kodiak Adası’nda sıcaklık 19,4 santigrat dereceye ulaştı. Eyalette Aralık ayı içinde tarihi bir sıcaklık rekoru kırılmış oldu.
On yıllardır olduğundan daha fazla yağmur yağdı. Gece sıcaklık tekrar sıfırın altına düştüğünde yerler donarken buz kütleleri oluştu. Yetkililer, bundan dolayı “doğal afet” uyarısında bulundular.
Washington eyaleti ve Kaliforniya’da da karla karışık yağmurlu hava, trafikte sorunların yaşanmasına ve yer yer tahliyelere neden oldu.
Doğanın bozulan dengesi
ABD’de ve dünyanın birçok yerinde yaşanan ve “doğal afet” diye tabir edilen bu ve benzeri doğa olayları kapitalizm koşullarında “felaket” boyutuna varıyor.
Emek gücünün sömürüsüne ve bunun üzerinden elde edilen kâra dayanan kapitalizm toplumun ihtiyaçlarının ötesinde sermaye için “kâr daha çok kâr” mantığıyla işliyor. Sermayenin “kârları” uğruna gerçekleşen bu aşırı üretim insanın olduğu kadar doğanın da sınırsız sömürüsüne dayanıyor. Doğanın dengesiyle bugün geçmişten beri hiç olmadığı kadar oynanıyor. Kapitalist üretim toprağı, suyu ve havayı kirletiyor, gıdaları zehirliyor. Kuraklık ve kirlilik, gıda güvenliğini tehlikeye sokuyor, açlık tehlikesi küresel çapta daha da yaygınlaşıyor ve derinleşiyor.
Fosil yakıtların kullanılmasından kaynaklanan karbondioksit (CO2), egzozlarda da bulunan ve kimyasal gübrelerin kullanılmasından da kaynaklanan azot oksit (NO - NO2) ve endüstriyel hayvancılıktan kaynaklanan metan gazı, yaşadığımız gök kubbeyi yaşanmaz kılıyor.
Tüm bunlar sömürü sisteminin sürmesi, sermayenin “kâr daha çok kâr” etmesi için yapılıyor. Dolayısıyla kapitalizm, doğa olaylarına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda hem çözüm üretemiyor, hem de çözümsüzlüğü ve ekolojik yıkımı dayatıyor.
Kapitalist düzenin doğaya verdiği zarar, insanlığa felaket ve “doğal afet” olarak geri dönüyor. Bu düzen tarihin çöplüğüne boylamadıkça, Karl Marx’ın deyimi ile “insanın organik olmayan bedeni doğa”, Engels’in deyimi ile “bizden öcünü almaya” devam edecektir.