ABD Dışişleri Bakanı Blinken’in Mısır’la başlayan Orta Doğu gezisi, İsrail ve Filistin ziyaretiyle devam etti. Blinken, Orta Doğu’ya yaptığı ilk geziyle bölgedeki tüm ABD müttefikleri arasındaki işbirliğini derinleştirmeyi planlıyor. “İran’dan gelen nükleer tehdide” karşı ortak bir cephenin geliştirilmesini istiyor. 30 Ocak günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve diğer üst düzey yetkililerle bir araya gelen Blinken, Netanyahu ve diğer kabine üyeleriyle yaptığı görüşmelerin ardından Filistin Yönetimi’nin bulunduğu Batı Şeria şehri Ramallah’a gitti. Burada Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile bir araya gelen Blinken’in Filistin yönetimini direnişi bastırma çabalarında İsrail güvenlik güçleriyle işbirliği yapmaya zorladığı varsayılıyor.
Biden yönetimi, geçtiğimiz ay yaşanan olayların İsrail rejimini istikrarsızlaştırabileceğinden ve onun Orta Doğu’da Amerikan emperyalizminin vurucu gücü olma konumunu tehdit edebileceğinden endişe ediyor. ABD yetkilileri tarafından ocak ayında Kudüs’e yapılan olağanüstü gezi aynı zamanda bu endişenin de sonucu olmalı. Önce ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ardından CIA Direktörü William Burns ve şimdi de ABD Dışişleri Bakanı Blinken tura çıkmış oldu.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Orta Doğu gezisi son derece gergin bir döneme denk geldi. Siyonist İsrail’in saldırganlığına Filistinlilerin yanıt vermesi, çatışmaların yeniden kanlı bir boyuta ulaşmasına neden oldu. Blinken İsrail’e geçerken İsrail Silahlı Kuvvetleri, Gazze ve Batı Şeria’ya bombalar yağdırıyordu. Blinken, Tel Aviv’e varır varmaz gerginliğin azaltılması çağrısında bulundu. “Gerginliği körüklemek yerine yatıştırmak için harekete geçmek herkesin sorumluluğudur” dedi. İsrail ile Körfez ülkeleri arasındaki “barışçıl işbirliğini” genişletmek amacında olan Blinken, Filistin sorununu “yeniden” gündeminde buldu.
Antony Blinken İsrail’i dolaylı olarak “uyarmak” durumunda kaldı. İşgal altındaki Batı Şeria’daki yerleşim politikasını “eleştirmek” zorunda kalan Blinken, “Yerleşimlerin genişletilmesi, Batı Şeria’yı ilhak etme çabaları, kutsal yerlerin tarihi statükonun bozulması, evlerin yıkılması ve zorla tahliyeler ve şiddete teşvik eden” çabaları güya eleştirdi. “İki devletli çözüm umutlarını baltalayan her türlü eyleme kesin olarak karşı çıkmaya devam edeceğiz” dedi. ABD’nin hedefinin Filistinlilerin ve İsraillilerin gelecekte “özgürlük, güvenlik, fırsatlar, adalet ve haysiyetin eşit ölçülerde tadını çıkarabilmeleri” olduğunu söyleyecek kadar bir utanmazlık sergiledi. Aynı Blinken, aynı zamanda ABD hükümetinin İsrail’in güvenliğine verdiği desteğin dokunulmaz olduğunu vurgulamayı da ihmal etmedi. İsrail vahşetini değil, Filistin’in İsrail’e yönelik “saldırılarını” kınadı.
Antony Blinken, İsraillileri ve Filistinlileri bölgedeki patlayıcı durumu yatıştırmak için acil adımlar atmaya çağırdı. Ancak bunun olası olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Daha çok da Filistin direnişini kastederek, olayların “Geliştiği yön hakkında büyük bir endişe duydum. Bu tür gerilimlerin bir gecede çözüleceğine dair hiçbir yanılsama içinde değiliz. Şimdi her iki tarafın da daha fazla şiddeti önlemek ve sükûneti sağlamak için adımlar atması gerektiğini” vurguladı. Blinken, bir yetkililer ekibinin görüşmelere devam etmek için bölgede kalacağını da belirtti.