Perşembe ve cuma günleri yapılan Avrupa Birliği (AB) zirvesi öncesinde Ukrayna savaşının finansmanı sorununda çıkan anlaşmazlıkları gidermek için yoğun bir mesai harcandı. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Şansölyesi Olaf Scholz ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’la yaptıkları ek toplantıda sorunu görüştüler. Orban, Ukrayna ile katılım müzakerelerini veto edeceğini ve 2027 yılına kadar Kiev için ayrılan toplam 50 milyar avroluk AB fonlarını bloke edeceğini açıklamıştı. Görüşmelerin ardından, "Herhangi bir şeyi tartışmak için bir neden yok, çünkü koşullar yerine getirilmedi" diyen Orban, AB'nin katılım müzakereleri için belirlediği ve AB Komisyonu'nun görüşüne göre de Kiev'in üçünü yerine getirmediği yedi önkoşula atıfta bulunarak elindeki kozu masaya koydu. Buna karşılık çarşamba günü AB Komisyonu, Macaristan'daki yargı reformlarının tamamlanması nedeniyle ülke için yaklaşık on milyar avroyu serbest bırakacağını açıkladı ancak 21 milyar Euro’nun “dondurulmasını” elinde bir koz olarak tutmaya devam etti.
Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski zirve öncesinde AB devlet ve hükümet başkanlarına çağrıda bulunarak, ülkesiyle katılım müzakerelerinin başlatılması için yeşil ışık yakmalarını istedi. Brüksel'deki zirveye video-konferansla katılarak yaptığı konuşmada Zelenski şunları söyledi: "Hepiniz -ve altını çiziyorum: hepiniz- tüm yükümlülüklerimizi yerine getirdiğimizi çok iyi biliyorsunuz.''
İkna çabalarına rağmen Urban, Ukrayna için planlanan AB mali yardımına hayır dedi. Bunun üzerine resmi AB bütçesi zirvede bypass edildi. B planı hazırlayan AB’nin büyük emperyalist güçleri bazı devlet ve hükümet başkanlarını da yanlarına alarak yaptıkları açıklamada, “Ocak ayında yapılacak özel AB zirvesinde Kiev'e verilecek 50 milyar avroluk paket üzerinde geç de olsa bir anlaşmaya varılmasını umduklarını” söylediler.
Bu temenniye rağmen Orban onay vermeyi reddederse, diğer 26 üye ülke bu meblağı normal AB bütçesi dışında kendi imkanlarıyla toplamak zorunda kalacaklar. ABD-NATO için Rusya ile savaşan kukla Zelenski rejiminin bu yardıma şiddetle ihtiyacı var. Zira ABD Cumhuriyetçiler Ukrayna’ya yapılacak yardımı bloke ettiler. Bu tutum kalıcı hale getirilirse, savaşı finanse etmek AB’nin sırtına kalacak. Burada da Urban’ın vetosundan kaynaklı sorunlar var. Durum böyle devam ederse, Zelenski rejiminin batılı emperyalistler adına yaptığı savaşı sürdürmesi daha da zorlaşacaktır.
Orban, mali yardım konusunda aldığı tutumu katılım müzakereleri oylamasında sürdüremedi. Zelenski rejimi gerekli kriterleri yerine getirmediği için müzakerelere onay vermediğini açıklayan Orban, oylama sırasında salonu terk ederek bu konuda tutarlı olmadığını gösterdi. Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un önerisiyle Orban’ın katılmadığı oylamada AB'nin Ukrayna ile müzakerelere başlama kararı alındı. Şimdi sırada mart ayında yapılacak “müzakere yetki oylaması” var ve burada atılan salvoların gölgesinde hangi kirli pazarlıkların yapılacağını göreceğiz.
***
“Özgür” batının emperyalist çıkarları söz konusu olduğunda “AB kriterleri” çöpe atılabilir. Ukrayna'nın muhalifleri katletmesi de sorun teşkil etmez. Bunu, geçtiğimiz hafta Moskova'da sürgünde yaşayan Ukrayna hükümeti muhalifi Illja Kiwa’nın vurularak öldürülmesine karşı aldıkları rezil tutumda gördük. Ukrayna askeri istihbarat servisi cinayetin sorumluluğunu üstlenmesine ve diğer muhalifleri ölümle tehdit etmesine rağmen 'özgür' batıdan hiç bir kınama veya itiraz gelmedi. Federal Meclis üyesi Sevim Dağdelen'in Alman hükümetinin bu olaydan "ne gibi sonuçlar" çıkardığı yönündeki sorusuna Alman dışişleri bakanlığı verdiği küstahça cevapta “kendi bulgularının olmadığını, Alman hükümetinin Kiev'e yaptığı yardımları gerektiği sürece devam ettireceği” ifade edildi.
Başka bir ülkenin topraklarında işlenen Kiwa cinayeti Ukrayna hükümetinin sorumlu tutulduğu ilk cinayeti değil. Alman Başbakanlığı tarafından finanse edilen Alman Uluslararası Güvenlik İşleri Enstitüsü (SWP) uzmanı André Härtel geçen hafta yaptığı açıklamada “hedefli saldırılar Zelenski yönetimi için savaşın bir parçasıdır” demişti. Bu, batılı devletler tarafından da kabul edilmişti. Federal meclis üyesi Sevim Dağdelen junge Welt gazetesi için kaleme aldığı yazısında, Alman hükümetini "jeopolitik amaçlarla faşist terörü desteklemekle" suçladı.
***
AB zirvesinin yapıldığı gün Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Almanya'nın Wiesbaden kentindeki ABD Ordusunun Avrupa karargahında arzı-endam etti. Burada emperyalist savaş aygıtı NATO Başkomutanı Christopher Cavoli ve diğer ülkelerden üst düzey askeri yetkililerle görüştü. ABD'li Korgeneral Antonio Aguto'nun komuta ettiği Ukrayna Güvenlik Yardım Grubu (SAG-U), Ukrayna silahlı kuvvetlerinin eğitim ve teçhizatını koordine eden yaklaşık 300 askerle Wiesbaden'de konuşlanmış durumda. Aguto’nun, Ukrayna silahlı kuvvetlerini daha sıkı kontrol altında tutabilmek için Kiev'de geçmişte olduğundan daha fazla zaman geçireceği açıklandı.
Ukrayna ile üyelik müzakerelerinin başlatılması, mali yardım gibi Ukrayna savaşıyla direk bağlantılı sorunların görüşüldüğü AB zirvesine paralel olarak Zelenski'nin Wiesbaden'deki ABD ordu karargahını ziyaret etmesi, Kiev rejiminin Rusya’da yaşayan Ukraynalı muhalifleri katletmesi, Putin yönetimindeki Rusya’ya karşı yürütülen vekalet savaşının ateşini harlayacaklarına işaret ediyor.