Geçen pazartesi değindiğim “yeninin doğum sancıları” savı, teknoloji alanında şekillenmeye başlayan bir “Yeni Büyük Oyun” gözlemi ile de desteklenebilir.
Bir ‘büyük oyun’dan öbürüne
“Büyük Oyun” deyimi, 19. yüzyılın sonunda, Britanya İmparatorluğu ile Rusya İmparatorluğu arasındaki rekabet için kullanılıyordu. O zaman “Büyük Oyun”un konusu Afganistan ve çevresiyle başlayan, Orta ve Güneydoğu Asya bölgesine uzanan araziler ve ticaret yolları üzerine denetimi kurmaktı.
“Büyük Oyun” 21. yüzyılın başında “Büyük Ortadoğu Projesi” kapsamında yeniden gündeme geldiğinde, bu kez, ABD hegemonyasını restore etmek, ABD merkezli dünya ekonomisinin stratejik enerji kaynakları üzerinde doğrudan denetim kurarak olası hegemonya adaylarını bu kaynaklardan mahrum bırakabilecek ve büyük bir ekonomik, demografik alanla dünya ekonomisi arasındaki “kapıyı” tutacak konuma yerleşmekti.
Ne Britanya imparatorluğu ne de ABD “imparatorluğu” amaçlarına ulaşabildi. Britanya imparatorluğunun, Afganistan’da yaşadığı yenilgi, Rudyard Kipling’in “Young British Soldier” (1895) ve “White man’s burden” (1899) şiirlerine yansıyan sezgileri, gerileme sürecinin başladığını gösteriyordu. Britanya, “Ortadoğu ve enerji” “portföyünü”, Kipling’in umduğu gibi ABD’ye, Süveyş Krizinde (1958) devretti. “Büyük Ortadoğu Projesi” ise kısa sürede Irak üzerinde iflas etti. Savaş harcamaları, parasal genişleme, 2007 finansal krizinin gelişini, kriz de yeni bir büyük gücün yükselişini hızlandırdı. ABD’nin Afganistan’dan apar topar çıkışı, kapitalizmin bir yeni döneminin doğum sancılarının başladığını düşündürüyordu.
Dahası, şimdi, “teknolojik” üstünlük ve ilgili kaynakların denetimi üzerinde yeni bir “Büyük Oyun” söz konusu. Küresel ekolojik-iklim krizi ile hidrokarbon kapitalizminden çıkış süreci de ABD merkezli hidrokarbon kapitalizminin geride kalmaya başladığını gösteriyor.
Tayvan merceğinden yeni ‘büyük oyun’
Önde gelen veri analiz şirketi GlobalData’nın son raporuna göre, yeni jeopolitik rekabet, yarı-iletkenler ve kritik öneme sahip mineraller üzerinde yoğunlaşıyor. Bu ürünlerin tedarik zincirlerinin stratejik kavşağında da Tayvan var.
Son “Büyük Oyun” bu coğrafyada, en gelişmiş “microchipleri”, en akıllı bilgisayarları üretme yarışı olarak şekilleniyor. En akıllı “microçipler” Apple telefonlarından, tıbbi araçlara, uzay çalışmalarına, süper bilgisayarlara, F-35 gibi en gelişkin savaş uçaklarına kadar ekonomi ve güvenlik açısından birçok stratejik öneme sahip alanda kullanılıyor. Bu alanda, “çipi” taşıyacak en ince yarı iletken levhayı yapma yarışı kimin en avantajlı konuma yerleşeceğini belirliyor.
Dünyanın 3. büyük çip imalatçısı Tayvan şirketi TSMC, en ince silikon levha üretiminde rakipsiz. ABD ve Çin’de fabrikaları olan TSMC, 3nm (nanometre) kalınlığında plaka üretebilecek 20 milyar dolarlık bir fabrikayı, bu yıl hizmete sokuyor. Birçok üretici 3nm üretebilecek düzeye gelme hedefinden artık vazgeçmiş görünüyor. TSMC halen 5nm plaka üretebiliyor. Bu alanda da henüz bir rakibi yok. TSMC en üst düzey yarıiletken plakalar piyasanın yüzde 55’ine egemen. 10nm işlemcilerdeyse (Logic chips) piyasanın yüzde 92’si TSMC’nin. Ne Çin ne ABD henüz bu incelikte üretim yapabiliyor. G. Kore merkezli Samsung bir diğer üretici ama oldukça arkadan geliyor.
Hem ABD hem de Çin yönetici sınıfı, ülkelerinin gelişkin microçip ve yarıiletken plaka üretiminde lider ve “kendine yeterli” olmasını istiyor. Analistlere göre, adeta sınırsız mali kaynaklara sahip Çin için esas sorunun bilimsel yetersizlik. Ancak bu sorun hızla gideriliyormuş. Olası ABD yaptırımlarının orta dönemde Çin’in gelişmesini etkilemeyeceğini düşünüyorlar.
ABD, TSMC’ye Çin’i dışlaması için baskı yapıyor. TSMC de en çok, dünyanın ABD ve Çin merkezli iki farklı tedarik zincirleri bölgesine bölünmesinden ve arada kalmaktan korkuyormuş. Diğer taraftan, Çin için, hazır teknoloji ve kapasiteye ulaşmak açısından Tayvan’ın önemi hızla artıyor. Çin’de ulusalcı çevreler, “hazır ABD Ukrayna ile meşgulken tam zamanı” diyerek Tayvan’ı ilhak etme çağrısı yapıyorlar. Buna karşılık ABD’de stratejik riskler alanında çalışan kimi analistler, Biden yönetimine, “Çin Tayvan’ı işgal ederse, TSMC tesislerini imha edeceğini” açıklamasını öneriyorlar. Yeni “Büyük Oyun” hızla gelişiyor.
Cumhuriyet / 07.02.22