Karadeniz tahıl koridoru; tesadüfe bakın ki, Ukrayna’nın 8 Ekim 2022’den sonra ikinci kez Kırım Köprüsü’ne saldırısı eşliğinde sona erdi. Son geçen gemi TQ Samsun oldu; 16 Temmuz’da 15 bin ton kolza tohumu ve 23 bin ton mısırla Odessa’dan Hollanda’ya doğru yola çıktı. 24 saat geçmeden köprü Ukrayna deniz İHA’sı ile vuruldu. 8 Ekim’deki kadar büyük hasar yok. Buna karşılık Rusya’nın ilk misillemesinin sonucu Odessa’ya şiddetli füze taarruzu.
18 Temmuz’dan beri Rusların meşhur Geranium-2 drone’larını takiben süpersonik füzeleriyle Kiev’in Kırım’a saldırıları planladığı askeri komutanlığın bulunduğu öne sürülen Odessa Limanı bölgesi vuruluyor. Büyük hasar var. Rusya Savunma Bakanlığı’na göre, askeri ve savunma tesisleri, yakıt ve mühimmat depoları hedefte. Ukrayna Tarım Bakanı Solsky, Odessa ve Çernomorsk’ta 60 bin ton tahılın imha olduğunu söyledi. Odessa Belediye Başkanı Gennadiy Truhanov’a göre, bugüne kadarki en yoğun saldırı. Ölen sivil yok, önceki gün 9 yaralı olduğu söyleniyordu.
BM ve Türkiye’nin arabuluculuğunda 22 Temmuz 2022’de başlayan Tahıl Koridoru Anlaşması, bir yıldır Karadeniz’i görece sakin tutmuştu. Ama artık zor. Rusya Savunma Bakanlığı, 20 Temmuz itibarıyla “Ukrayna limanlarına giden gemilerin askeri kargo taşıyıcısı kabul edileceği ve bandıralarının ait oldukları ülkelerin de Kiev rejimi tarafında çatışmaya dâhil edilmiş sayılacağını” duyurdu.
Tahıl anlaşması, Ukrayna tahıl sevkiyatı için güvenli koridor oluşturulmasını, Rus tahılı ve gübresinin ihracatına yaptırımların kaldırılmasını içeriyordu. 22 Temmuz’un ardından 18 Kasım’da bir 120 gün daha uzatıldıktan sonra 18 Mart’a 60 gün, 18 Mayıs’ta bir 60 gün daha uzatıldı. 18 Temmuz’da yenilenmeme gerekçesi Rusya kısmının uygulanmaması. Moskova; Tarım bankası Rosselhozbank’ın SWIFT’e bağlanması, tarım makineleri ve yedek parça tedariki, sigorta, reasürans ve limanlara erişim, Kiev’in havaya uçurduğu Togliatti-Odessa amonyak hattının tekrar devreye girmesi, Rus şirketlerin banka hesaplarına blokenin kaldırılmasını talep ediyor.
Batı’nın derdi başka
BM ve etkisiz Genel Sekreteri Guterres’in gücü Batı’ya sökmedi. BM Koordinasyon Merkezi’ne göre, Ukrayna’dan daha büyük bir tahıl ve gübre üreticisi olan Rusya’nın ürünlerini içeren tek bir gemi gönderilmedi. Kiev ise bir yılda 32 milyondan fazla tahılı çıkardı. BM verilerine göre, yüzde 48,6’sı Avrupa ve Orta Asya’ya, yüzde 27,4’ü Asya Pasifik’e gitti. Yüzde 15,4’ü Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya, yüzde 6’sı Güney Asya’ya, yüzde 2,7’si Sahra Altı Afrika’ya düştü. AB 12,4 milyon tonla tüm ürünlerin yüzde 38’ini aldı. Çin ve İspanya’nın ardından Türkiye 3,2 milyon tonunu... Fakir Afganistan, Yemen, Somali, Sudan ve Etiyopya, hepi topu 768,6 bin ton ürün veya tüm arzın yüzde 2,3’ünü alabildi.
BM’nin imzasını umursamayan Batı yine “açlık” temasını işliyor. AB ve ABD Rusya’yı “gıdayı silah olarak kullanmakla” suçluyor. Dünyanın kalanı biraz farklı. Çin Dışişleri, tahıl anlaşmasının dengeli, tam ve etkili bir biçimde, yani Rusya kısmının da uygulanması çağrısı yaptı. Afrika ülkeleri bu ay sonu Rusya ile St. Petersburg zirvesine hazırlanıyor. En son AB’nin Rusya’yı kınama cümlelerini silmek zorunda kaldığı Latin liderlerle CELAC zirvesinde de tahıla dair genel geçer bir çağrı yer aldı. Batı’nın derdi Rusya’yı yenmek, dünyanın kalanının derdi ise çatışmanın bir an önce bitmesi.
Moskova, BM ile anlaşmasında uygulama için 3 aylık mühlet olduğunu anımsatıp kapıyı açık tutuyor. Rusya lideri Putin, “Anlaşmayı tekrar tekrar uzattık. Sadece dayanıklılık, sabır ve hoşgörü mucizelerini gösterdik” derken, Batı’nın anlaşmayı muhtaç ülkelere yardım yerine “siyasi şantaj” için kullandığını söyledi. Anlaşmanın “ulusötesi şirketler ve küresel pazardaki spekülatörlerin zenginleşmesinin aracı kılındığını” ekledi.
Ukrayna tarım arazileri ve tahılını Cargill, Dupont ve Monsanto gibi ABD şirketlerine (17 milyon hektar diye iddia ediliyor) teslim etmiş Zelenskiy, Guterres ile Erdoğan’a mektup yazdı. Romanya ve Bulgaristan kara sularından koridoru işletmek derdinde. Ne var ki Bloomberg’e konuşan bir Türk yetkili, “Türkiye Ukrayna’dan gelen gemilere yardım için donanma gemilerini tehlikeye atmayacak ve Rusya ile anlaşmayı açmaya odaklanacak" demiş.
İşler zorlaşıyor
Ankara’nın de işi zorlaştı. Erdoğan, NATO zirvesi öncesi Zelenskiy’i ağırlayıp Batı’ya “jeopolitik göz kırpmayı” kolaylaştırdı. Muhatabına hediyesi, Rusya ile geçen yıl yapılan anlaşmaya aykırı olarak Neonazi Azak komutanlarını bırakmak oldu. Ama Erdoğan 10 gündür “Putin’le konuşma, onu ağırlama, tahıl anlaşmasını yenileme” arzusuna yanıt alamıyor.
2014’ten beri Rus Ukraynası’ndaki verimli topraklarını yitirmeye devam eden Kiev, ürünlerini tren/kara yoluyla veya Tuna Nehri’nden çıkarmaya devam edebilir elbette. Tabii Doğu Avrupalı ortakları Polonya, Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Slovakya, ucuz Ukrayna ürünleri karşısında isyan eden çiftçileri yüzünden eylül ortasına kadar ithalat yasağı koyup salt transit geçişe izin veriyorlar. Sonrası meçhul.
Batı’nın Rusya ile vekalet savaşının aygıtı olmanın Kiev’e faturası ağır. Batı’nın akıttığı silah ve mühimmatla planlanan, 4 Haziran’da başlayan taarruz faciaya döndü. İnanmıyorsanız, İngiliz Daily Telegraph’ın tek derdi Batı hegemonyası olan yazarı Robert Clark’ın, “Ukrayna ve Batı yıkıcı bir yenilgiyle karşı karşıya” başlıklı son yazısını okuyabilirsiniz. Şimdi de tahıl koridoru yerine donanma blokajı başlıyor. Sovyetlerin kurduğu Ukrayna, ABD hegemonyasının son kurbanı olurken Karadeniz’de son durum böyle.
BirGün / 21.07.23