ABD’deki ‘çılgın neocon’ların küresel hegemonyayı korumak hedefiyle Avarupa’yı da peşlerine takarak yürüttüğü mücadele, hiç de kurgulandığı gibi gitmiyor. BM Güvenlik Konseyi’nin 2202 sayılı kararı uyarınca barışçı çözüm yerine Ukrayna’yı kullanarak Rusya Federasyonu’na açılan hibrit savaş bumeranga döndü. Bu durum ABD’nin Çin Halk Cumhuriyeti’ne karşı zafiyetini artırdı. 2024 seçimi yaklaşırken neocon’ların başı dertte.
ABD ve AB destekli Kiev’deki Banderacıların papatya falları açılan ‘bahar saldırısı’ ancak 4 Haziran’da gelebildi. Kiev’in aylardır hedef aldığı Herson’daki Kahovka Barajı’nı patlatıp Rusya savunma hatlarını sular altında bırakmaktan medet umulması eşliğinde, büyük saldırı Zaparojye’den başlatıldı. ‘NATO ordusunun’ görünümü parlak değil.
Batı basını saldırıyı ancak 8 Haziran’da duyururken, Zelenskiy ‘yarım ağızla’ konuşuyor. Rusya sonbahardan beri ‘demilitarizasyon’ ve ‘denazifikasyon’ hedefiyle uyumlu ‘yıpratma savaşı’ yürütüyor. Ukrayna ordusu büyük kayıplar verirken, ‘mucize’ NATO silahları; Leopard’lar, Bradley’ler ve benzerlerinin yanmış yakılmış görüntüleri geliyor.
“Tanka gerek yok” deyip tank sunanlar, “savaş uçağına gerek yok” dedikten sonra F-16 verecek. En azından Batı medyasında “Rusya’nın silah ve mühimmatı tükendi” anlatısı bitti. ABD, Japonya’dan, Güney Kore’den mühimmat bulma peşine düştü. Askeri uzmanlar, ABD’nin silaha harcayacağı bolca parası olsa bile üretim modeli ve kapasite sorunlarına işaret ediyor. Avrupa açısından yetersizliği “AB bahçıvanı” lakaplı Josep Borrell ifade ediyor.
Rusya’nın yarattığı fırsat
Biden, Ukrayna'yı NATO'ya entegre etme temasıyla nükleer silahlı bir güce yüklenerek ‘dünya savaşı’ riski yarattı. Şimdi kendisi, Kiev’in NATO üyeliği için ‘standartları karşılaması’ laflarını geveliyor. Banderacılığı resmi devlet ideolojisi yapmışların AB ‘değerler ailesine’ katılımını anmaya bile gerek yok.
Washington’ın çatışmayı ‘Kore tipinde dondurmayı’ tercih edebileceği söyleniyor. Ancak Rusya bununla ilgilenir görünmüyor. Moskova askeri hedeflerini siyasi ve küresel hedeflerle uyumlaştırmayı başarmış durumda. “Rusya tecrit oldu, tuzağa düştü” anlatısı da bitti. ‘Küresel Güney’ çatışmadan gördüğü zarara odaklandı, kendi çıkarına baktı. Esasen Rusya’nın duruşunun dünyanın kalanı için ‘fırsatlar’ yarattığı söylenebilir.
Biden, 2021 Ağustos’unda ABD için aşağılanmaya dönüşen Afganistan’dan çekilmenin üzerine Ukrayna vakasıyla başkanlık seçimine nasıl gidecek meçhul. Dolayısıyla Avrupa’daki vekalet savaşı ayağına dolanırken ‘Asya telaşına’ düştü. Biden’ın Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ı Pekin’e yollamasından belli.
Blinken şubatta tuhaf ‘Çin’in casus balonu’ vakası yüzünden iptal ettiği Çin ziyaretini 19 Haziran’da yaptı. Anlaşılan, ziyaret ancak öncesinde CIA Başkanı William Burns’ün gizlice Pekin’e yollanması ve Çin’in şartlarını kabul ile mümkün oldu. Blinken mevkidaşı Qin Gang ile 7,5 saat görüştü. ÇKP’nin süper diplomatı Wang Yi ile bir araya geldi. Ve Devlet Başkanı Şi Jinping kısa süreliğine kendisini kabul etti.
Blinken ABD’nin temalarını tekrarladı: ‘Kurallara dayalı düzen’, ‘özgür ve açık dünya vizyonu’… Amerikalılar ‘kurallara dayalı’ dediklerinde Küresel Güney’de bunun ‘hegemonya uygulama aracı’ görüldüğünü ve olumsuz algılandığını anlamak istemiyorlar.
Size ihtiyacımız yok
Çin’in açıklamaları ise Blinken’ın dedikleriyle ilgilenmediklerinin ispatı. Çinliler “İlişkiler kurulduğundan beri en dipte” dediler. Tayvan kırmızıçizgisini ifade ettiler. BM Deniz Hukuku sözleşmesine atıfla ABD’nin Tayvan Boğazı’na sızma girişiminden vazgeçilmesini istediler. Tek taraflı yaptırımların kaldırılması, teknoloji savaşından vazgeçilmesi, içişlerine karışılmamasını vurguladılar.
Blinken, ziyaretini ‘Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemeyeceklerini’ belirterek tamamladı. Bu arada ABD Dışişleri’nin internet sitesinde güncellenen ‘Tayvan bilgi notunun’ bir kez daha değiştirilmesi ve Çin talepleriyle uyumlu kılınması dikkat çekti.
Şimdilik Çinli bakana ABD daveti ve klasik ‘çalışma grupları’ kararıyla bir ‘iletişim kanalı’ belirdi. Tabii ABD ‘yaptırım listesinde’ tutulan ve Pentagon’un iletişim kurma taleplerini reddeden Çin Savunma Bakanı Li Shengfu meselesi henüz belirsiz. Pekin için ABD’nin eylemleri kriter. Çin açıkça ABD’ye “irrasyonel politikalarınızı değiştirin” ve “size ihtiyacımız yok” diyor.
ABD, Ukrayna’da açtığı cephe ile asıl kendi politik hattına zarar verdi. Pekin arkasını Rusya ile sağlama alırken, enerji zengini Ortadoğu’ya uzandı, dünyanın kalanı dış politikasının ‘kapsama alanı’ oldu. Çin, ABD gibi Ukrayna çatışmasına yatırım yapmadı ama Moskova’nın yenilgisini istemeyeceği de çok açık.
Tarihin azizliği, bugün Biden’ın kendisini daha üstün gördüğü ABD dış politikasının duayeni Henry Kissinger, ABD dış politikasında ‘aşırılıklardan’ şikayet ediyor ve “yoksa Amerika tecrit olacak” diyor.
NOT: Küresel gündem ve Çin politikalarıyla ilgilenenlere, gazeteci Gökhun Göçmen’in Harici Medya için hazırladığı ‘Büyük Değişimin Çağrısı: Modern Uygarlık’ başlıklı belgeseli mutlaka izlemelerini tavsiye ederim.
BirGün / 23.06.23