Emperyalizmi eleştiren bir araştırma enstitüsünden söz ederek başlayayım: Tricontinental… Haber bültenleri, Güney coğrafyasının sınıf mücadelelerini de yakından izlemektedir.
Sömürü oranı hesabı
Tricontinental’in son araştırması, iPhone’da Sömürü Oranı başlığı taşıyor. Arkadaşımız Ahmet Tonak tarafından yürütüldü; İngilizce ve (sendika.org’da) Türkçe yayımlandı.
Kapitalist üretim ilişkisi içinde oluşan kârların (artık değerin) ücretlere (değişir sermayeye) oranı, sömürü oranı olarak tanımlanır. Tricontinental bu hesabı, ABD şirketi Apple’in gözde ürünü olan iPhone üzerinden yapıyor.
Apple, üretimini ABD’de yoğunlaştırsaydı, piyasa fiyatları ile yapılan hesaplama güçlük taşımazdı. Üretim süreci içinde tüketilen ara-mal, girdi, sabit tesislerin aşınma payı nihaî fiyattan düşürülür; katma değere ulaşılırdı.
ABD millî gelirine de giren katma değer, (brüt olarak) iki ana öğeden oluşurdu: Katma değer = Ücret + Kâr… İsterseniz sömürü (kâr / ücret) oranını; isterseniz, katma değer içinde ücret ve kâr paylarını hesaplarsınız.
Ne var ki Apple, üretimini hemen hemen tümüyle ABD dışına, çeşitli ülkelere yaymıştır. Sömürü de bunların arasında dağılır.
Sömürünün değer zincirlerine dağıtılması
Emperyalizmin çağdaş gelişiminde Batı’nın dev sanayi şirketleri, uluslararası değer zincirleri içinde örgütlendi. Üretim süreci metropol dışına taşındı; düşük ücretleri izleyerek “Güney” ülkeleri arasında dağıtıldı. Ülke tercihlerinde nitelikli ve disiplinli (uysal) işçiler yeğlendi.
Tricontinental araştırması belirliyor ki, iPhone üretimi de bu türden bir değer zinciri içinde örgütlenmiştir. Kullanılan Afrika ve Latin Amerika kaynaklı minerallerin sayısı onu aşkındır. Bunları içeren cihaz parçalarını, az sayıda Batı Avrupa ve Japon şirketi üretir. Emek-yoğun aşamalar ise tümüyle “Güney” coğrafyasında yoğunlaşır.
Apple, iPhone üretiminin önemli bölümlerini ve nihaî aşamasını Çin’e taşıdı. Taşeronluğunu bu ülkede 1,3 milyon işçi çalıştıran Taiwan’lı Foxconn şirketi üstlendi.
Çok küçük kâr marjları ile çalışan bu şirket, düşük ücretleri ve çok ağır üretim koşulları ile ünlüdür. Fabrika yatakhanelerinden atlayarak intihar eden işçi haberleri, suçlamalara yol açmaktadır.
iPhone üretiminde sömürü
Tricontinental, Apple’daki sömürü oranı hesabını, iPhone X modelinin 2019’da ABD’de 999 dolarlık nihaî satış fiyatını ayrıştırarak yapıyor. Nihaî üretim aşamasına kadar izlenen girdi, ara-mal, amortisman bedelleri 371 dolara ulaşıyor. Bu bedel, ABD piyasasında iPhone’un nihai piyasa değerinden çıkarılınca katma değere ulaşılır: $999 - $371 = $628…
Çin’deki fabrikalarla başlayıp ABD’de son bulan halkada birim iPhone’a düşen ücret toplamı $25 olarak belirleniyor; geri kalan bölüm ($603) brüt kâr toplamıdır. Böylece birim iPhone’un (dolar cinsinden) katma değeri, 628 = 25 + 603 öğelerine ayrışmış oluyor.
Bu eşitliğe göre, iPhone işçilerinin yüzde olarak sömürü oranı 603/25=%2412; katma değerde ücret payı 25/628 = % 4’tür. Artık-değerin (vergiler, finans ve ticaret sermayesi arasındaki) paylaşımı, ayrı bir hesaplama gerektirir.
Böylece, Apple şirketinin iPhone üretiminin nihaî aşamasında yer alan (özellikle Çinli) işçi sınıfı üzerinde çok yüksek bir sömürü oranı belirleniyor.
Araştırmanın kuramsal çerçevesi sağlamdır. Yöntem ve veriler açısından elbette tartışılacak şeyler var; ama bu yazıda değil…
Küçük çiftçi nasıl sömürülür?
Tricontinental’in iPhone’da sömürü oranları hesaplamasından kırk iki yıl geriye gidelim. Dev sermaye gruplarının denetimindeki uluslararası ticarete göre uzmanlaşmış Üçüncü Dünya çiftçilerinin sömürülmesine göz atalım.
1977’te UNCTAD verilerini kullanarak muz ve tütün üretiminde ve ihracatı sonunda oluşan sömürü oranlarını hesaplamıştım. İngilizce yayımlanan ilk metnin Türkçesi, İktisat Politikaları ve Bölüşüm Sorunları (Belge Yayınları, 1983) başlıklı kitapta yer alıyor.
Kuramsal çerçeve Tricontinental’in araştırmasıyla aynıdır. Kavramsal açıdan önemli bir fark var: Muz ve tütün üretiminde sömürü artık değer biçiminde gerçekleşmiyor. Zira, muz ve tütün üreticileri plantasyon işçileri değil; aile emeği ve kendi üretim araçları ile piyasa için üretim yapan köylülerdir. Sömürü ilişkisi ise, köylünün yarattığı artık-ürüne, ticaret, sanayi ve finans sermayesinin farklı yöntemlerle el koyması biçimini alıyor.
Sömürü oranının hesaplanması, Tricontinental’inkinden kolaydır. Üretim ile nihaî piyasa arasında muz, sadece, taşıma, depolama, olgunlaştırma ve pazarlama aşamalarından geçer. Tütün ise, nihaî piyasalara sigara biçiminde ulaşır. Tütünden sigaraya dönüşme, (muzda yer almayan) sınaî üretim aşamasıdır.
Muz ve tütün üretiminde sömürü oranları
Hesaplama, muz ve tütün üretiminde birim ürün için çiftçinin eline geçen fiyat ile başlar. Bu fiyattan, geriye dönük piyasa ilişkileri içinde çiftçinin ödediği, tüm girdi bedelleri, mümkünse faiz yükü düşürülür; net üretici geliri böyle elde edilir. Bu üretim ilişkisinde net üretici geliri, kapitalist üretimde ücretin benzeridir.
Bir sonraki sömürü öğesi, birim ihraç fiyatı ile çiftçinin eline geçen fiyat arasındaki makastır. Tarımsal katma değere eklenecektir. Dış ticaretin sonraki aşamalarında, muza ve tütüne eklenen tarım-dışı katma değer öğeleri (taşıma, depolama, sigara üretimi) ayıklanır.
Nihaî piyasada tüketicinin birim ürüne ödediği fiyat içinde tütün veya muza atfedilen katma değer toplamına böyle ulaşılır. Katma değer eksi net üretici geliri ise artık-üründür.
Bu hesaplamalar sonunda muz üretiminde gerçekleşen katma değerde net üretici (köylü) payı %17,6 olarak belirleniyor. Sermayenin farklı (ticarî, finansal, sınaî) katmanlarının el koyduğu sömürü oranı ise %467’dir.
Tütün üreticisinin sömürü oranı çok daha yüksektir. Nihaî piyasada (sigarada) gerçekleşen ve tütün üretimine atfedilen katma değer içinde net üretici (köylü) payı ise % 5,9 olarak hesaplanıyor. Sömürü oranı ise yüzde 1596’dır.
Tricontinental’in iPhone için 2019’da hesapladığı sömürü oranının (%2412’nin) kırk küsur yıl önce Üçüncü Dünya muz ve tütün üreticilerinin karşılaştığı sömürüden çok daha yoğun olduğu ortaya çıkıyor.
Kırk yılda emekçilerin kaderi nasıl değişti?
1970’li yıllarda Üçüncü Dünya’nın muz ve tütün çiftçileri; 2019’da iPhone fabrikalarının işçileri…
Kırk küsur yıl geçmiş; ama kaderleri benzemektedir: Metropol sermayesi tarafından yoğun sömürü…
Kırk yıl önce Üçüncü Dünya devletleri Birleşmiş Milletler’de 77’ler grubu içinde Batı bloku ile “Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen” görüşmeleri başlatmıştı. Tarımsal hammadde ihracatçısı ülkelerin zorlamasıyla uluslararası fiyat hareketlerini düzenleyecek bir Ortak Fon anlaşması gündemdeydi.
Neo-liberal karşı devrim, bu çalışmalara son verdi. Dahası, “Güney” köylüleri uluslararası piyasalara teslim edildi. Devlet desteklerine, korumaya son verildi. Çeşitli sübvansiyonlarla semiren Batı tarımının rekabeti altında ezildi. Haiti’de pirinç, Batı Afrika’da pamuk, Meksika’da mısır çiftçileri üretimden koparıldı. Batı sınırlarına yığılan göçmenlere dönüştüler.
Kırk yıl önce Üçüncü Dünya’da genç sanayi tesisleri gümrük duvarları, ithal kotaları ile korunuyordu. Planlama ve stratejik sektörlerde devlet işletmeciliği ulusal sanayileşmeyi destekliyordu.
Sonraki kırk yılda ithal ikamesi ve planlama önlendi; devlet işletmeleri özelleştirildi. Üçüncü Dünya sınırsız sermaye hareketlerine, spekülatif finans kapitale açıldı. Apple, Adidas, Ford gibi dev şirketler, üretimlerini değer zincirleri içinde örgütsüz, ucuz emeğin yığıldığı “Güney” coğrafyasına taşıdı.
Kırk yıl içindeki değişiklikleri bu yazıda muz, tütün, iPhone üretimindeki sömürü oranlarına bakarak gözden geçirdim. Nicel bulguları karşılaştırmak elbette yanlıştır. Sektörler, ülke koşulları, karşılaştıkları sermaye grupları farklıdır.
Yine de, bu zaman dilimi içinde dünya emekçilerinin kaderindeki değişimi sömürü oranlarına göz atarak değerlendirelim: Kırk yıl önce gözlediğimiz emekçilerin katma değerden aldıkları pay yüzde 6 ile yüzde 18 arasında seyretmekteymiş. Bugünkü emekçilerin payı yüzde 4’e gerilemiş. Sömürü oranları ise (en az) yarı yarıya artmış.
Hesap yanıltıcı; ama gözlem geçerli…
soL / 11.10.19