SİYASİ açıdan çok zor bir haftaya giriliyor.
Bir hafta kalmasına rağmen 30 Mart seçimlerinin, Suriye’nin savaş uçağının düşürülmesiyle başlayan gelişmelerin sonunda, ertelenebileceğinin bile konuşulduğu bir siyasi iklimden geçiyoruz. Siyasetle ilgili o kadar çok senaryo var ki; hangisi gerçek olacak, ortam ne kadar sertleşecek, siyasete ne kadar müdahale olacak, uluslararası ilişkiler ne kadar gerilecek, belli değil. Özetle, siyasette hareketliliğin, spekülasyonların doruk noktasına ulaşacağı bir haftaya giriliyor ve bence bu hafta piyasalarda uzun süre yaşanabilecek kabusun başlangıç haftası olabilir. Seçimler yapılsa da yapılmasa da siyasi tansiyon çok artacak. Seçimin sonucu ne olursa olsun, siyasetin çok karışacağı ve belki yıl sonuna kadar karışıklığın süreceği bir döneme girildiğini söylemek de, artık kehanet sayılmıyor.
SAVAŞ SENARYOLARI
Bir süredir muhalefetin ‘savaş çıkarılacağı ve bu gerekçe gösterilerek seçimlerin erteleneceği’ yönünde bir komplodan söz ettiğini, böyle bir iddiaya karşı Silahlı Kuvvetleri bile uyardığını biliyoruz. Dün Suriye savaş uçağının düşürülmesi bu senaryoları akla getirdi. Bunun iktidarın senaryosu için başlangıç olduğunu iddia eden bazı muhalefet milletvekilleri, bundan sonra Suriye’de Türk toprağı sayılan bölgeye asker sevkiyatı sırasında, danışıklı olarak oradaki El-kaide güçleri tarafından saldırı düzenleneceği ve Türkiye’nin buna büyük bir güçle karşılık verip, TBMM’yi toplayarak seçimlerin ertelenmesi yoluna gidileceğini, planın böyle kurulduğunu iddia ediyorlar. Bu kadar uçuk bir senaryo gerçekten var mı, hayata geçirilebilir mi bilmiyoruz ama seçim haftasında bu iddiaların konuşulması bile, tek başına rahatsız edici. Hem de seçim öncesi Başbakana ve iktidara dönük çok sayıda dinleme kaydının ve
iddiaların gündeme geleceğinin söylendiği bir haftada bunlar yaşanıyor.
DALGA OLACAĞI KESİN
Siyasi olarak anormal günler yaşadığımız, seçimler sonrasında da karışıklığın devam edeceği artık bir gerçek. Yani piyasaların etkileneceği, dalgalı bir seyrin yaşanacağı bir haftaya olacağı kesin. Seçim haftası olacaklar, sıcak çatışma haberleri piyasaları zaten fazlasıyla rahatsız edecek.
Bu arada dışarısının da durulmadığını, Batı’nın ekonomik durumu ve alınan likidite kararlarına ek olarak Çin’le ilgili tedirginliğin başladığını unutmayalım. Bu unsur da piyasalardaki kabus havasını, bence iyice artırmaya aday.
TWİTTER’I YASAKLAYAN HÜKÜMET
Aslında bu haftayla başlayacak kabusun hazırlıkları geçen haftalarda başlamış sayılır. Seçim mitinglerinde “Twitter’ın kökünü kazıyacağım” diyen Başbakanın bu sözlerinin ardından bir-kaç saat sonra gerçekten twitter’ın yasaklanması, zaten başlı başına gündem oluşturan, Türkiye’nin iç ve dış itibarını, demokrasi algısını yeterince zedeleyen bir olaydı. Cumhurbaşkanı ve bazı bakanların aslında korsan sayılacak yollarla twitter’a girmeye devam etmesi, Twitter’ı Başbakan değil mahkemelerin yasakladığı biçimindeki savunmalara karşılık bazı bakanların “Başbakan twitter’ı kazıdı” sözleri, daha dün hep birlikte yaşadığımız gelişmelerdi. Şurası bir gerçek ki; twitter yasağının zamanlaması, ucuz bahanesi, tümüyle yasak olduğunu gösterdi ve Türkiye’nin itibarını, “kitapların yakıldığı dönem” benzetmesi yapılacak kadar ağır biçimde zarara uğrattı. Bu algı sürdüğü müddetçe, Türkiye’nin Batı sermayesini çekmesi de artık çok zor. Kısacası; artık Türkiye’nin önünü görebilmesi için ciddi siyasi değişikliklerin zorunlu olduğu bir döneme giriyoruz. Umarım çatışmalı değişim dönemi olmaz. Umarım, zor günler kısa sürer ve piyasalar kalıcı bir istikrarı çabuk kazanabilir.
Hürriyet / 23.03.14